'Başkanlık konuşulmaz yaşanır'
Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlık sistemine ilişkin, "Başkanlık konuşulmaz yaşanır" ifadelerini kullandı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda dördüncü kez muhtarlara hitap etti.
Erdoğan, burada yaptığı konuşmadan öne çıkanlar şöyle:
Ülkenin seçilmiş cumhurbaşkanına, iktidarına diktatör yaftası vuruyorlar. Bu şekilde iftira ettikleri kişi, bir değil, iki değil, üç değil tam dokuz defa, hem de oylarını sürekli artırmak suretiyle milletin desteğine mazhar olduğunu göstermiş biri.
Zannediyorlar ki bu millet değerlendirmesini yapmıyor. Bu millet çok uyanık ya. Milletimizle kimse dalga geçmesin, cevabını sandıkta alır. Muhalefetin başındakiler böyle bir destek elde etse, bana hemen anında milli şefliğini ilan etmeye kalkar. Bunların geçmişinde iktidarı ele geçirmek, her şeyi meşru sayan bir kültür var. Olmayan hadiseleri olmuş gibi gösterip kamuoyunu galeyana getirme konusunda bunlar pek mahirdir. Dökülürler sokağa, üniversitelileri sokağa dökmeye kalkarlar. Bu yaptıkları işler bizi hep geriye götürdü.
'3,5 milyar fidan ve ağaç diktik'
12 Eylül öncesinde kardeşi kardeşe kırdırmak için kurulan tezgahları, katledilen evlatlarımızı unutmadık. Gezi olayları sırasında sergilenen, panzer insanları ezip geçti, annelerin kucaklarından çocuklarını alıyorlar ahlaksızlıklarını unutmadık. Bunları unutmadık. Dönemimizde 3,5 milyar fidan ve ağaç diktik biz. Bize kalkıp Taksim'de 12 tane ağacın söküldüğünü, şöyle yapıldı böyle yapıldı, hepsi yalan.
Neredesiniz tencere tavacılar?
Sökülerek, modern imkanlarla, ağacı söker bir başka yere de gider diker. Taksim'den alınıp hürriyet tepesine dikilecek ağaçlarla ilgili kıyameti kopardılar.
Ama Yalova'da asırlık çınarı kestiler, hiç onların sesi çıkmadı. Sarıyer'de sesleri çıkmadı. Neredesiniz tencere tavacılar? O canım canım çınarların nasıl kesildiğini gördünüz.
Hala masum gençlerin canı pahasına üniversiteleri kavgaların merkezi haline getirme, Gezi olaylarını yeniden alevlendirme rüyasını görenler var. Türkiye o karanlık günleri geride bıraktı. Artık hiçbir vatandaşım bu provokasyonlara rağbet etmiyor, etmeyecek. İçinde şiddet olduğu hiçbir hareketin grubun milletimizden güç almak mümkün değildir.
Bir spot film gösterildi. Bu film internette televizyonlarda yayınlanıyor. Belki seyretmeyenler vardır diye, bunu sizlerle birlikte bir daha seyredelim. Ne diyoruz bu filmde, kadına şiddet insanlığa ihanettir. Kadın erkek engelli çocuk yaşlı dediğimiz herkes insandır. Neşet Ertaş, kadın insan, erkek insanoğlu diyor. O meşhur roman şarkısında ne diyorlar, o da Allah kuludur her kim olursa olsun. Karşımızdakine kadın diyerek, erkek diyerek, şu mezhepten diyerek değil de insan olarak baktığımızda pek çocuk meselenin kendiliğinden çözüm yoluna girdiğini görürüz.
Ben Uşak'ta 2006 orada konuşmamda dedim ki, "devletin bireysel suçları yani bir kişinin bir kişiyi öldürmesine karşı affetme yetkisi yoktur. Öbürünün affetme yetkisi mağdurundur, mazlumundur. Diyelim ki Özgecan'ın annesi babası affederse affedebilir. Devlet Özgecan'ın katilini failini ki hemen yakalandılar, affetme yetkisine sahip değildir"
Ağırlaştırılmış müebbet hapisle bu süreç şu anda işliyor. Bu konuda artık sorumluluk yargınındır. Yargı bu konuda adaletle karar vermek durumundadır ki o anne o baba ne yapsın, huzura ulaşmaz ya, kısmen biraz huzur bulur.
Yeni Türkiye için yeni Anayasa’ya ve başkanlık sistemine ihtiyacımız var. Başkanlık sistemi bize yabancı değil. Mevcut gömlek bu vücuda dar geliyor. Esasen cumhuriyet kurulduğunda beri bu tartışma yapıla gelmiştir. Ama bunu gerçekleştirmeye ya zaman ya da güç yetmemiştir. Benim bunu dile getirmem günlük siyaset anlamına gelmemeli.
'Konuşulmaz yaşanır'
Başkanlık sistemi benim şahsi arzum değildir. Başkanlığa seçilen kişinin orada kalması durumu söz konusu olamaz. Görev süresi, kaç defa seçilebileceği belli olur.Konu sıradan teori olayı değildir. Bu konuşulmaz yaşanır. Bunu aynı zamanda yaşadığım için anlatıyorum.Başkanlık sisteminden diktatörlük, padişahlık anlayanlar kendi milletlerine güvenleri olmayanlardır. ABD’de diktatörlük mü var? Fransa’da, Meksika’da, Arjantin’de diktatörlük mü var?Böyle gidişe milletimiz izin vermez.