'AYM'nin kararlarını beğenmedik ve eleştiriyoruz'
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, AYM'nin HSYK kararları ile ilgili olarak, "Hükümet olarak biz bu kararları beğenmedik ve eleştiriyoruz" dedi
ANKARA - Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Anayasa Mahkemesinin HSYK ile ilgili karalarını tartışmanın "normal" değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, "Hükümet olarak biz de bu kararları beğenmedik ve eleştiriyoruz. Bunları, ülkede gerginlik odakları gibi göstermek yanlıştır, birileri ona hevesli" değerlendirmesinde bulundu. Atalay, Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin ise "Cumhurbaşkanı artık meydana inecek. Kampanya yürütecek ve millet seçecek. Bu ancak siyasetten gelen birileriyle yürür ve bundan sonra da Cumhurbaşkanları siyasetten gelecek." dedi.
Atalay, katıldığı televizyon programında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Anayasa Mahkemesi'nin HSYK ile ilgili son kararlarına verdiği tepkiyi değerlendiren Atalay, "Bu tartışmaları, Türkiye'de artık normal saymak gerekiyor. Beğenmeyenler tartışıyor" diye konuştu. Hükümet olarak kendilerinin de kararı beğenmediğini ve eleştirdiğini dile getiren Atalay, "Bunları, ülkede gerginlik odakları gibi göstermek yanlıştır, birileri ona hevesli" diye konuştu.
"Twitter kararı hukuki açıdan onay görmedi"
Seçimlerden hemen sonra Anayasa Mahkemesi'nin aldığı kararları ele aldığını ifade eden Atalay, bunların hükümetin en önemli icraatıyla ilgili olduğunu söyledi. "Twitter ile ilgili karar normal bir karar değildi" diyen Atalay, "Yani, hukuk usulü açısından, hiçbir hukuki gerekçe yoktur. Twitter kararı hiçbir yerden hukuki açıdan bir onay görmedi ve vicdanlarda da olumlu bir yer bulmadı" açıklamasında bulundu.
Atalay, HSYK kararı ile ilgili olarak da yaptığı değerlendirmede, yerel seçimler öncesinde ele alınan birkaç yasa olduğunu hatırlattı. Bunlardan birinin internet diğerinin HSYK ile ilgili olduğunu hatırlatan Atalay, internet yasasında birkaç maddenin değiştirildiğini anımsatarak, sözlerine şöyle devam etti:
"Adaletli olunsun' istiyoruz"
"HSYK ile ilgili olarak da Adalet Komisyonu'nu daha görüşmeden önce hem Adalet Bakanı hem biz Sayın Cumhurbaşkanımızı bilgilendirdik. O zaman, metni kendisine sunduk ve üç hususun anayasaya aykırı olabileceği şeklinde hukukçular bilgi sundu. O da bize bununla ilgili görüşünü bildirdi, biz de üçünü de çıkarttık. Ama Genel Kurul'da teftişle ilgili bir cümle eklemesi olmuş. Bir tek o madde ile ilgili düşünülüyordu ama, birçok maddede iptal geldi. Şimdi, bu ortamda bunun tartışılmasını normal görmek lazım. Çünkü, seçim ortamı, 17 Aralık sonrası, seçim sonrası, paralel yapı, yargı içinde paralel yapı odaklanmaları, yürüyen davalarla ilgili çıkan ve daha da çok çıkacak şeyler, haksızlıklar. Bütün bunların üzerine gidilmek için bir anlamda o yasa düzenlemesi yapılmıştı. Ama, şimdi iptal ediliyor. Tutumlarda, değerlendirmelerde genelde biz, 'adaletli olunsun' istiyoruz.
"Acaba tekrar bir yargı vesayeti mi gelişiyor?" endişesi var
2010'da büyük bir yargı reformu yaptık. O referandumun özü, yargı reformuydu. Yargı vesayeti olmasın. Bugüne kadar bu ülke yargı vesayetinden çok çekti. Askeri vesayetle yargı vesayeti, bir de sivil olmayan, siyasetten gelmeyen bir Cumhurbaşkanı Köşk'e oturduğunda, bunlar birleşiyordu, milli iradenin hiçbir anlamı kalmıyordu. Yani, seçilmiş iktidarların ne gücü kalıyordu, ne milli iradeyi temsil eden Meclis'in bir önemi kalıyordu. Biz, bu hassasiyeti çok gözettik ve milli iradeyi güçlendirmek için uğraştık. Hiçbir yerde milli iradenin üzerinde vesayet olmasın. Şimdi, tekrar bu kararlar insanlara şu endişeyi getirdi. 'Acaba tekrar bir yargı vesayeti mi gelişiyor? diye. Bu endişeler var."
"Keyfilikler bir başlarsa, ülkeye çok ciddi kaos getirir"
Atalay, herkesin siyasetten rol çalma peşinde olduğunu dile getirerek, "Biz, her şeyi ya Meclis'e ya millete götürmek istiyoruz. Demokrasi bu. Eğer, bunu sağlamazsak, siz isteğiniz yasayı çıkarın, birileri yukarıda değerlendirmelerle o yasaları iptal ediyor. Sonuçta Meclis'in bütün çalışmaları heba oluyor" dedi.
Yargı reformundan sonra Anayasa Mahkemesinin, HSYK'nın yasalarını çıkarttıklarını anımsatan Atalay, "O yasalarda da çok geniş yetkiler verilmiş, öyle anlaşılıyor. Şimdi, seçim sonrası bile 'YSK'nın kararı da oraya götürülebilir" tartışmaları başladı. Keyfilikler bir başlarsa, ülkeye çok ciddi kaos getirir" dedi.
"Yargıya güven yüzde 45'in altında"
Atalay, YSK kararlarının ön merci olduğunu anlatarak, "İlçe seçim kurulu itiraz edilirse, o ile gelir; ilde de sonuç alınmazsa YSK'ya gelir. O karar verdiğinde kesindir, daha ötesi yoktur. Bireysel başvuru hakkı, Türkiye için çok ileri bir adımdır ve reformdur. Bunu, çok önemsedik. Ama, şu anda kabul edilen insan hakları değil twitter yasası" açıklamasında bulundu. Atalay, sözlerine şöyle devam etti:
"Başvuruda, insan hakları ile ilgili olması öngörülseydi, yargı yollarını tükettikten sonra, twitter ortamında hakkında iftiralar yapılmış özel hayatı yanlış şekilde oralarda değerlendirilmiş. mağdur olmuş, yargıya gitmiş ve yargıdan da bu yönde karar almış 27 kişi var. Eğer, Anayasa Mahkemesi, insan hakları açısından bakacaksa onların hakkını korumalıydı. Yürütmenin kararını gündemine aldığında Anayasa Mahkemesi çok tartışıldı ve bu mahkeme için iyi olmadı.
Şu anda Türkiye'de yargı ile ilgili çok tereddütler var. Kurumsal güven araştırmaları yapıyoruz. Oy verme tutumumun gerekçelerini öğreneceğiz, oraya kurumsal güven konulmasını istedik. Son araştırmalarda, yargıya güven yüzde 45'in altında. Siyasete güven arttı, yüzde 60'ların üstüne çıktı. Cumhurbaşkanı, polise ve askere güven yüksekte. Türkiye'de vatandaşların yüzde 55-60'ı yargının kararlarının adaletli olduğuna inanmıyor. Yargıda başka faktörler var' diye düşünüyor. Yargıya eğer güven yoksa orada çok adaletsizlik ve çok zulüm vardır. Bu toplumda yargıya güveni ihdas etmek, geliştirmek de en başta en yüksek yargıdan başlar ve aşağıya doğru onun gitmesi lazım. Şu anda HSYK kararlarıyla bu kadar tartışılıyorken idari yargı tartışılıyorken, yargının içinde bu tür yapılanmalar tartışılıyorken en yüksek yargıdakilerde de bu tartışmalar arttırılırsa yargı çok tartışılır hale gelir. Bundan da endişe etmek lazım."
"Cumhurbaşkanları siyasetten gelecek"
Cumhurbaşkanı'nın artık TBMM tarafından seçilmediğine işaret eden Atalay, "Cumhurbaşkanı artık meydana inecek. Kampanya yürütecek ve millet seçecek. Bu ancak siyasetten gelen birileriyle yürür ve bundan sonra da Cumhurbaşkanları siyasetten gelecek. Bu çok sağlıklı bir şey. Hayatın içinden, siyasetin içinden... Siyasetten gelmeyen cumhurbaşkanları, ki siyasetten gelse bile istisna teşkil edecek bir sayın Demirel vardı. Bir anlamda vesayet mekanizmalarının odağı, milli iradeye karşı oluşumların odağı şeklinde Cumhurbaşkanlığı Köşkü bir anlamda değerlendiriliyordu. Şu anda o bitti. Abdullah Bey zamanında Cumhurbaşkanlığı tam halkın cumhurbaşkanlığı. Bundan sonra seçim meydanında seçilecek, milletin Cumhurbaşkanı olacak. Artık öyle yüksek yargıdan birisi veya emekli generaller filan o tür şeyler, Cumhurbaşkanı olma filan şansı kalmadı" şeklinde konuştu.
Anayasa Mahkemesi Başkanı'nın yüksek mahkemenin büyümesinde, yeni mekanında, yeni yasasının çıkmasında büyük hizmetlerinin bulunduğuna işaret eden Atalay, "Türkiye'de doğrusu haktan, adaletten yana, ama bu son zamanlardaki tutumlar tabii tartışılıyor. Bu tartışmalar keşke olmasaydı diyorum iyi olurdu" dedi.
"Erdoğan'la Gül arasında da bir kırıklık olacağına ihtimal vermiyorum"
Atalay, "Cumhurbaşkanlığı seçimleri geliyor. İki favori aday var. Birisi çok daha büyük ihtimalle yüzde 99 bence sayın Başbakan. Ama sonra hem rakip olunabilir mi, iki adaydan biri olabilir mi? Hem de acaba sayın Cumhurbaşkanı da siyasete dönüp partide görev alabilir mi?" diye tartışmalar yapılırken, sanki Erdoğan'la Gül arasında da bir kırıklık, bir fay hattı kayması oluşturulmaya çalışılıyor gibi bir şey var. Bu ihtimal üzerine bir siyaset yapılabilir mi? Buna ihtimal veriyor musunuz?" sorusuna karşılık, "Ben buna ihtimal vermiyorum" yanıtını verdi.
"Bunun çok hayrını göreceğiz"
Türkiye ilk defa Cumhurbaşkanının sandıkta seçileceğini dile getiren Atalay, "Bu bizim demokratik hayatımıza getirdiğimiz çok önemli bir yenilik. Bunun çok hayrını göreceğiz" dedi.
"Cumhurbaşkanlığı seçimi ve diğer gelişmeler, bu yaşadığımız seçimi göz önüne alacaksınız. Bu seçim hepimiz diyorduk ya 'referandum olacak', en çok muhalefet diyordu bunu. Seçimden sonrasını belirledi bu seçim. İstediği bu konuda kararı rahatça alabileceği bir sonucu bu seçim sağladı çok ferah bir ortamdayız. Biz bunu kendi içimizde görüşerek en uygun alternatifimizi çıkaracağız ve ilk turda da seçeceğiz. Bu seçim onu gösterdi. Yani yerel seçimde yüzde 45,5-yüzde 46, genel seçimde yüzde 52-53'dür. Onun için burada hiç bir zorluk çekmeyeceğiz."
Başbakan'ın "Biz Cumhurbaşkanımızla görüşerek süreci başlatacağız" sözlerini aktaran Atalay, şunları kaydetti:
"Tabii mekanizmalarımız içinde görüşülecek. Partimizin geleceği... Burada sadece Cumhurbaşkanlığı seçimi değil, eğer Başbakanımız aday olma yönünde kararı olduğunda partide genel başkan meselesi var, yeniden hükümet kurulacak. Cumhurbaşkanımızın burada rol alıp almayacağı, tabii o geçen gün 'böyle bir konuda benim kararım önemli' dedi. Tabii onun kararı önemli. Ondan sonrası bütün bunlar şu süreçte sakin sakin değerlendirilecek. Ama biz bir davayı yürütüyoruz. Burada bir dava ahlakı vardır. Herkesin birbirine sadakati vardır, herkesin birbirine vefası vardır. Burada hiçbir kimse ne rencide edilir, ne de burada kriz çıkar. Daha uzun yolumuz var. Cumhurbaşkanımızı seçeceğiz müthiş bir kampanyayla ve ondan sonra yeni düzenimiz kurulacak.