'Amerika'da faiz oranı ne?'

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında yeniden Merkez Bankası'nın faiz kararlarını eleştirdi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, grup toplantısında yaptığı konuşmada tekrar faizlere değindi. Türkiye'deki faizlerin yüksekliğine dikkat çekmek için Amerika'dan örnek veren Erdoğan;

 "ABD’de faiz oranı ne? bir (1) , Japonya’da eksi. Onlar bunu bu şekilde yapıyor da siz niye bunu düşüremiyorsunuz? Elli dereden elli yerden su getiriliyorlar. Onlar bu faizle kazanmıyor mu? Onlar kendi ülkelerini düşünüyor. Siz bugüne kadar açıkladığınız enflasyonlarda hiçbir zaman tutturabildiniz mi? Hep revize ettiniz. Faizi de aynı şekilde" dedi.

İşte "Her zaman söylüyorum. Faiz sebeptir, enflasyon netice" diyen Erdoğan'ın grup toplantısında yaptığı konuşma:

Sözlerine Birinci Dünya Savaşı'nda kaybedilenlerden bahsederek başlayan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında Okmeydanı'ndaki olaylar üzerinden Alevi vatandaşlara seslendi.

"Alevi vatandaşlar üzerinden mezhep çatışması çıkarmak üzerinden oyun oynamaya çalışılıyor" diyen Erdoğan, Alevi vatandaşların istismarcılara prim vermemesi gerektiğini söyledi.

Başbakan Erdoğan'ın konuşmasında dikkat çeken bir diğer konu ise Diyarbakır'da kaçırılan çocuklar oldu. Diyarbakır'da çocukları PKK tarafından kaçırıldığı iddiasıyla eylem yapan ailelerle ilgili ilk kez açıklama yapan Erdoğan, "Diyarbakır Belediyesi önünde dağa kaçırılan çocukları için şu anda eylem yapan anneleri, babaları yürekten selamlıyorum. 15 yaşında çocukları dağa kaçırılan, yürekleri yanan annelerin, babaların bu feryadını tüm Türkiye'nin, Türkiye ve dünya medyasının görmesini özellikle arzu ediyorum. Neredesin dünya medyası? Niye yazmıyorsunuz? Niye görmüyorsunuz? Ey BDP ey HDP siz niye susuyorsunuz. Hani gidip alıyordunuz. Bu çocukları da gidip alsanız ya" dedi.

"Neymiş ağaçlar sökülüyormuş"

"İstanbul'da geçen yıl Gezi Parkı'nda eylemler başladı. Neymiş ağaçlar sökülüyormuş 12 tane ağaç sökülüp başka bir yere götürülecek. Düğmeye bir basılıyor. Ülkedeki istikrarı ve huzuru bozmak için legal ve illegal örgütler harekete geçiyor. bakıyorsunuz birden borsa düşüyor, dolar yükseliyor. İçeride şu ifadeyi kullanıyorlar. Tüketmeyin ekonomi dursun. Her gün sokaklarda vandal görüntüler. Sanki Türkiye'de her yerde bir karışıklık varmış gibi dünyaya lanse etmeye çalışılıyor.

Anamuhalefet milletvekilleri olayların içinde hatta göstericilere para veriyor. Yandaş medyaları da aynı şekilde, hatta sosyal medyada da aynı şey.Malum işveren örgütleri sorumsuzca açıklamalar yapıyorlar. Tüm bunların sorumlusu olarak bizi gösteriyorlar. Allah'a çok şükür dik durduk bu saldırıları bertaraf ettik.

Gezi'de istediklerini elde edemeyenler bu kez de 17 Aralık ve 25 Aralık'ta başka bir girişimde bulundular. Orada da iddia yolsuzluktu. Ama biz ülkeyi yerel seçimlere güvenle götürmeyi başardık. Millet cevabı sandıkta verdi.

Şimdi de hem içeride hem dışarıda Alevi vatandaşlarımız üzerinden yeni bir senaryo üzerinde çalışılıyor.

Örneğin hafta sonu Almanya'da gördük. Bizim yaptığımız salonun bulunduğu nehrin karşı kıyısında Ali'siz Alevilere miting yapma izni veriliyor. Dert bizim yaptığımız toplantıyı nasıl sabote ederiz."

"Alevi vatandaşlarımız istismarcılara prim vermesinler"

Okmeydanı'da iki kişinin hayatını kaybettiği olaylara da değinen Erdoğan şunları söyledi:

"İşte merhumun kız kardeşinin sesini duydunuz değil mi? Ne diyor 'Eğer siz bu eylemleri yapmamış olsaydınız benim kardeşim ölmeyecekti' diyor. Vaka bu. Ortada herhangi bir şey yok. Ve Uğur, GBT’sinde de en ufak bir olumsuz yanı da yok. Sadece kendisi cemevine gidiyor orada maalesef böyle bir olayla karşı karşıya kalıyor. Şunu görelim artık, 100 yıldır aynı bayat senaryoyu saldırmak için kullanıyorlar. Türkiye’yi zayıflatmak için kullanıyorlar. Biz bu senaryonun dışardan yazıldığı söylediğimizde hedefi saptırmaya çalışıyorlar.

Okmeydanı’nda eli kanlı terör örgütünün dışarıdan desteklenmediğini söyleyecek olan var mı? Bunların nerelerden beslendiğini hepimiz biliyoruz. Nerelerde korunduklarını çok iyi biliyoruz. DHKP-C’nin kampları Yunanistan’da. Türkiye’ye girenleri gördük. En sonunda Yunanistan yönetimi bunlara darbe indirdi, belli bir yere kadar durdular. Acaba sıfırladılar mı ona kani değilim. Kimlerin bu örgütün sırtını sıvazladığını gayet iyi biliyoruz. Bunların başında olanlara belgelerle bunu gösterdik. Fakat dert başka. Dert güçlenen Türkiye’yi acaba nasıl böleriz.

Aradan eli kanlı örgütler, istismarcılar ve tahrikçiler çekildiğinde her mesele çözülecek. Birileri yarayı derinleştirmeye çalıştırırken biz yaralara şifa olmanın, şifa bulmanın gayreti içerisindeyiz. Alevi vatandaşların bu yaşananlardan rahatsız olduğunu biliyorum. Alevi vatandaşlarımız, aradaki istismarcılara, ikiyüzlü siyasetçilere prim vermesinler. Onları istismar ederek Türkiye üzerine karanlık senaryolar yazanlara dikkat etsinler."

Bu aziz millet hiçbir zaman Alevi, Sünni çatışmasına prim vermedi. Yaşanan onca tahrike rağmen Allah'a sonsuz şükürler olsun, oyuna gelmedi. Sadece oyuna gelmemek yetmez. Biz yeni Burakcan'ların, terörize edilen, terörün içine sokulan yeni Berkin'lerin, Okmeydanı'ndaki olaylarda maalesef ölen Uğur'ların, Ayhan'ların da yitip gitmesine tahammül gösteremeyiz."

Diyarbakır'da çocukların kaçırılması

"Diyarbakır Belediyesi önünde dağa kaçırılan çocukları için şu anda eylem yapan anneleri, babaları yürekten selamlıyorum. 15 yaşında çocukları dağa kaçırılan, yürekleri yanan annelerin, babaları bu feryadını tüm Türkiye'nin, Türkiye ve dünya medyasının görmesini özellikle arzu ediyorum. Neredesin dünya medyası?"

"Faiz sebeptir, enflasyon netice"

"Biz atmosferi balans etmekle görevliyiz. Bu faiz oranı yüksektir. Faiz düşsün ki reel yatırım artsın.

Finans sektörü şöyle kar etmiş böyle kar etmiş. E tabi, öyle ballandıra ballandıra anlatılıyor ki, bazı vatandaşlarımız bankaların kapısına üşüşüyor ama birileri onlar kârda yarışıyorlar. Tamam da kardeşim, bir buçuk kazanacağına 750 kazan arkadaş. Buradaki yatırımcıya daha düşük ver. Ama dert daha fazla kazanmanın hırsı ülkeyi yüceltmenin hırsının çok ötesinde.

Kendilerine şunu söylüyorum. ABD’de faiz oranı ne? bir (1) , Japonya’da eksi. Onlar bunu bu şekilde yapıyor da siz niye bunu düşüremiyorsunuz? Elli dereden elli yerden su getiriliyorlar. Onlar bu faizle kazanmıyor mu? Onlar kendi ülkelerini düşünüyor. Benim ifadelerim onları rahatsız edecek. Kendi öz sermayeleriyle değil ha, bütün mudinin imkanlarıyla. Tabi ki açarken bir sermaye koyacak, bu kadar da olsun. Ve Merkez Bankamızla kendilerine de söylüyorum. Siz bugüne kadar açıkladığınız enflasyonlarda hiçbir zaman tutturabildiniz mi? Hep revize ettiniz. Faizi de aynı şekilde. Ama artık yetti bunu söylemek zorundayız. Ve faiz sebeptir. Enflasyon neticedir. Bize değişik yerlerden değişik gerekçeler getiriyorlar. Bırakın o işi. Bir temel unsur söylüyorum. Biz yüzde 63 devletin borçlanma faiziyle aldık. Faiz inmeye başladı indi indi enflasyon da indi. Bu örnek ya, bundan daha güzel örnek olur mu?

Hangi kuruluş ne demiş? Bu değil biz ne dedik, bunu düşünmemiz lazım. Çünkü istihdam oranı. Biz işsizliği de çözeceksek neyle çözeceğiz? Reel yatırımla çözeceğiz. Sıcak para gelir, nasılsa faiz yüksek. Parayı koyar yine alır götürür. Bunu bu şekilde değerlendirmemiz lazım. Ha reel yatırım için gelsin başımız gözümüz üstüne eyvallah. Hele hele altıncı beşinci dördüncü bölge. Arsasından arazisine tutun, vergi, elektrik yeter ki yatırım yapsın.

Bir şeyi daha söylemem lazım. Biz siyasetçiyiz. Halka hesabı biz veriyoruz. Onun için Merkez Bankası’nın yönetimi ve yöneticileri sadece kendi kendileri içerisinde bir hesabı yapmak durumundadırlar. Neymiş bağımsızmış, ama bilecekler biz bu millete er veya geç bunun hesabını verecek. Ha vakti dolar biz gereğini yaparız ayrı mesele. Bu işi çözmek zorundayız. Daha önce de kendilerine bunu söyledim. Farklı bir anlayış içerisindeler. Faizde genel bir havayla düşüş var. ama bu onların yarım puanlık repoyu düşürmeleriyle sağlanmış bir şey değil. bu ayıptır dedim, yarım puanla bu milletle dalga geçmeyin. Alınacak karaların ciddi olması lazım."

Bu konularda ilginizi çekebilir