Milyonlarca kahkaha için teşekkürler
NERMİN SAYIN - Tiyatromuzun son dönemdeki yaprak dökümü bitmedi, tükenmedi ve sonunda uzun bir rahatsızlığın ardından Nejat Uygur’u da aldı elimizden. Tiyatromuza bir ömür vermiş sanatçılarımızdan Nejat Uygur’u, son yolculuğuna yarın uğurlayacağız. Önceki akşam aramızdan ayrılan sanatçı için ilk tören, Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda saat 10.00’da gerçekleştirilecek. Yaklaşık 70 yıldır karış karış dolaştığı tüm Anadolu’yu kahkahaya boğan Uygur’un cenazesi, Teşvikiye Camisi'nde öğle vakti kılınacak cenaze namazının ardından Zincirlikuyu Mezarlığı’nda toprağa verilecek.
Öğrencilik yıllarında rol aldığı müsamerelerle tiyatroyla tanışan ve 10 Eylül 2007 tarihinde beyin damarlarındaki tıkanıklık nedeniyle kısmi felç geçirene kadar tiyatro sahnelerinden hiç ayrılmayan Nejat Uygur, yaşamını gülmeye ve güldürmeye adamıştı. Sadece tiyatroyla değil, bir dönem eğitimini aldığı heykelle, ressamlığıyla, şairliğiyle, sporculuğuyla daima hayatı güzelleştirme çabasında olan Uygur, kendine özgü mizahıyla “Hayat gelip geçiyor ağlamakla gülmekle. Zaten komiklik yaptım ben böylesine bir dünyaya gelmekle.” diyordu. Uzun yıllardır onu tiyatro sahnesinden koparan rahatsızlığına teslim olmayan sanatçı, son 26 gündür tedavi olduğu Medistate Kavacık Hastanesi’nde önceki akşam yaşamını yitirdi belki ama, tıpkı oğlu Behzat Uygur’un dediği gibi “Bundan sonra yaptığı her şeyle hatırlanacaktır. Bundan sonra ölümsüzdür.” Ve madem sayısız ödülüne rağmen “Esas ödül seyircilerimin alkışları, kahkahaları. O alkışlar, kahkahalar var ya onlar en büyük doping.” diyordu usta, onu, buruk da olsa, gülümseten anılarıyla yad edelim...
“Kahkahalarım size kalacak”: Nejat Uygur her zaman diyordu ki: “Bir gün gelecek tiyatronun zilleri çalacak. Tiyatronun ışıkları sönecek ve tiyatro perdesi bir daha üstüme açılmamacasına kapanacak. Söz veriyorum sizlere bütün dertlerinizi ben götüreceğim, kahkahalarım size kalacak!”
Kedilerin azizliği: Nejat Uygur, vaktiyle maaşlı olarak bir tiyatroda işe giriyor, ama tulûat yapmaması koşuluyla. Oyunun adı ‘Gönül Avcısı’, karısıyla sevgilisi arasında kalan bir adamın komedisi... Oyunun finalinde, canlandırdığı karakter yaşadığı pişmanlık sonucu dramatik bir müzik eşliğinde intihar ediyor, perde ağır ağır kapanırken… Büyük ustanın sahnede konsantrasyonunu bozan tek şeyse kedi sesi. Fakat, aksilik bu ya, kediler o tiyatroyu mesken edinmişler. Tam o dramatik final anında; Nejat Uygur intihar etmiş yerde yatarken, sofitadan kediler miyavlamaya başlamıyor mu bir akşam. Devamını şöyle anlatıyor büyük usta: “Nasıl ama tam ‘Love Story’, kıyamet kopuyor. Dudaklarımı ısırıyorum gülmemek için. Tam o sırada pat diye iki kedi düştü sahneye, erkek öldü, plakasından belli oluyor dişi kedi kalçasını sallayarak çıktı. Dayanamadım yerden başımı kaldırdım ‘İşte bir şehvet kurbanı daha’ dedim. Tabii kahkaha alkış yer yerinden oynadı.” İşte o akşamdan sonra koparıyor Nejat Uygur usta, istediği gibi tulûat yapma iznini…