"Doğa'daki Aşk" mücevhere taşındı
Mücevher İhracatçıları Birliği tarafından bu yıl altıncı kez düzenlenen “Ajur Mücevher Tasarım Yarışması”nda adını finale yazdırmayı başaran 20 tasarımcı oldu. “Doğa’da Aşk” teması ile altın ve değerli taş kategorilerinde 200'ü aşkın eser yarıştı. İşte her eserin tasarımcısı tarafından anlatıldığı o yarışmada ipi göğüsleyen ve finale kalan o eserler:
Nilüfer Sur – “Aşk Olsun”
Benim tasarımım, adını ‘AŞK –OLSUN’ koymam da ki anlam, küstüğümüzde, ya da kırıldığımızda ‘’aşk olsun sana ‘’ dememizden geliyor. Kısacası kolyem aşk mesajı veren bir tasarım sevdiğine küstüğünde bunu anlatmak için bülbül ve gül, boyunda iki ayrı zincirin ucunda ayrı duracak. Barışmak ve gönlünü alınmasını istediği zaman bülbülü güle kondurarak ‘’AŞK-OLSUN’’ diyecek.
Zeynep Nural – “Bir Damla Su”
Tasarım bir ağacın su ile hayat bulmasını ve suyun en doğal ihtiyaç olduğunu, onsuz yaşayamayacağını anlatıyor. Pembe, ağacı temsil ederken, beyaz altın, akan damlayı simgeliyor. Ağacın ucundaki pırlantalar su ile ağacın hayat bulmasını anlatıyor.
Susuz yaşayamayan insan aşkını suya benzetir, onsuz olamayacağını ona hayat veren şeyin su olduğunu yani sevgilisi olduğunu düşünür.
Hülya Mert – “Defne”
Tasarım, ilhamını defne ağacının mitolojik hikâyesinden alıyor. Ürünün sahip olduğu eğik ve dalgalı yaprak formu, zarif ve hoş kokulu defne ağacına dönüşmüş Daphne’nin, Apollon’un karşılıksız aşkına duyduğu hürmeti betimlemektedir. Pırlantalar ile konuşlandırılmış olan dallar, Daphne’nin durmadan akan gözyaşlarına öykünmekte; zümrüt taşlar ise Aşk’ın her dem taze ve “yeşil” kalabilmesini simgeliyor.