ABD'deki banka iflasları ne anlama geliyor? İşte 3 soruda merak edilenler
ABD'de SVB'nin ardından Signature Bank da iflas etti. New York merkezli bankaya kayyum atandı. İki bankanın iflasına ilişkin yapılan ortak açıklamada, mevduat sahiplerini koruyacak kararlar sonucu oluşacak hiçbir kaybın vergi mükellefleri tarafından karşılanmayacağı vurgulandı. Peki bu iflaslar ne anlama geliyor, şimdi neler yaşanacak?
ABD'de 2008 yılından bu yana el konulan en büyük banka olan SVB'nin çöküşünde Fed'in faiz artırımlarının da rolü olduğu için politika faizinin gelecek aylardaki seyri hakkındaki beklentiler de değişti.
ABD'li düzenleyici kuruluşların bankalara ek kaynak sağlamak için attıkları adımların ardından Biden hem yatırımcılara hem de banka müşterilerine güven telkin edici açıklamalarda bulundu. Ancak bu adımlar, bankadaki sorunların başka ülkelere de sıçrayacağı endişelerini yatıştıramadı.
Asya borsalarında bankacılık hisseleri kayıplarını artırırken, en büyük düşüşleri kaydeden ise Japonya'daki şirketler oldu. Bankacılık sistemine yönelik riskler hakkında endişeler tüm hisselerin gerilemesine neden oldu.
Avrupa'da bankacılık sektörü hisseleri %5.7 ekside kapanırken, Almanya'nın Commerzbank bankası %12.7 düştü ve Credit Suisse %9.6 düşüşle tarihi dip seviyeye geriledi.
Peki ABD'deki banka iflasları ne anlama geliyor? Gelecekte küresel ekonomiyi neler bekliyor?
Anadolu Ajansı'nın yayımladığı analizde şu sorulara ve yanıtlara yer verildi:
Amerikan bankalarında neler oluyor?
Amerika Birleşik Devletleri Merkez Bankası (Fed), enflasyonla mücadele için gösterge faiz oranını 17 Mart 2022 ve 1 Şubat 2023 tarihleri arasında yüzde 0,25 ila 0,5 aralığından yüzde 4,5 ila 4,75 düzeyine yükseltti. Fed faizleri artırınca devlet borçlanma senetlerinin yani bono ve tahvillerin de faizleri yükselir. Ancak daha yüksek faizle yeni bonolar çıktıkça daha düşük faize sahip eski bonoların piyasada değeri düşer. Bankalar ise hem kanuni zorunluluklar hem de risksiz kabul edildikleri için bol bol devlet tahvili ya da bonosu satın alır.
Fed hızlı biçimde faiz yükseltirken ABD bankalarında tutulan tahvillerin değeri de hızla eridi. Bankalar değeri düşen bu bonoları satmadıkları sürece zararı gerçeğe çevirmiş yani "realize" etmiş olmazlar. 2008 finansal krizi döneminde realize edilmemiş bono-tahvil zararı 75 milyar dolar civarındayken, son dönemde henüz gerçekleşmemiş bu kayıplar 600-700 milyar dolarlar seviyesine tırmandı.
ABD'de bazı bankaların bilançolarına aşırı miktarda bono-tahvil aldığı ortaya çıktı. Ayrıca Fed faiz arttırmaya başladığında bono değerlerinin düşeceğini öngörmeyip risklerini çeşitli türev finansal araçlarla 'hedge' etme yani bir tür sigortalama yoluna da gitmemiş.