'Yüzde 3’ borsaların sonunu getirir mi? tartışması

ABD'nin 10 yıllık tahvilinin getirisi dün yüzde 3.030'a kadar yükseldi. Ocak 2014'te görülen yüzde 3.041'in aşılması halinde yükselişin sürebileceği belirtiliyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

EVRİM KÜÇÜK

ABD 10 yıllık tahvil faizlerinin 'psikolojik bariyer' yüzde 3 seviyesini aşmasının varlık piyasaları ve küresel ekonominin geleceği açısından ne anlama geldiği tartışılmaya başlandı. Bunun bir krize neden olup olmayacağı, borsaların sonunu getirip getirmeyeceği sorusuna yanıt aranıyor. Bazı analistler yüzde 3'ün aşılmasının korkmak için yeterli bir neden olduğunu savunurken, bazıları ABD Merkez Bankası'nın (Fed) faiz artışı konusunda manevra kabiliyetine sahip olduğunu belirterek sakin kalınmasını tavsiye ediyor.

ABD'nin 10 yıllık Hazine tahvilinin getirisi dün yüzde 3.030'a kadar yükseldi. Teknik göstergeler getirilerin Ocak 2014'te görülen yüzde 3.041 düzeyini aşması halinde yükselişin sürebileceğine ve 2011 yılındaki seviyelerin hedef alınacağına işaret ediyor. Tahvil getirisinin artması nedeniyle piyasa katılımcıları merkez bankalarının da faizleri artıracağı beklentisine giriyor. Bu da şirketlerin borçlanma maliyetlerinin artması, maaşlara zam konusunda temkinli davranmaları ve hissedarlara geri dönen gelirde daha az artış anlamına geliyor. Tüm bunlar borsaların cazibesini azaltıyor. Bazı yatırımcılar yüzde 3'ün aşılmasının 'yüksek faiz beklentisini tetikleyerek' bir kriz korkusu yaratabileceğini düşünüyor.

Faizler bu hızla son 20 yılda 15 kez arttı

Bu hafta yayınlanan bir analiz, faizlerin bu kadar hızlı yükselmesinin hisse senedi piyasalarında sarsıntı yaratabileceğine dikkat çekiyor. Faizler ocak ayında bulunduğu yüzde 2.40 düzeyinden yüzde 3.030'a kadar yükseldi. 5 ay içinde 60 baz puandan fazla artış anlamına gelen faizlerdeki yükseliş hızı son 20 yılda sadece 15 kere yaşandı. Faizlerin bu tip hamleleri izleyen 5 ay içinde S&P 500 endeksinde ortalama yüzde 0.3 düşüş meydana geldiği belirtiliyor. Bu büyük bir oran gibi gözükmese de, bir yıl boyunca gücünü koruyan bir borsada dikkat çeken bir düşüş olarak değerlendiriliyor.

'Fed'in manevra kabiliyeti var' savunması Ancak diğer bazı ekonomistler ABD Merkez Bankası'nın (Fed), faiz oranlarının çok düşük olduğu göz önüne alındığında, piyasalara zarar vermeden faiz artırmak için manevra kabiliyetine sahip olduğunu düşünüyor.

Mint Partners sermaye piyasaları başkanı Bill Blain, hafta başında yayınladığı bir notta, "Fed beş ya da altı kez faiz artırsa bile faizler uzun vadeli trendin altında kalıyor. Ancak piyasalardaki bazı 'konuşan kafalar' 10 yıllıklarda yüzde 3'ün fırtına estireceğini akıllarına sokmuş bir kere. Bırakın onlar endişelensin" diyerek, finans krizinden önceki 10 yılda 10 yıllık tahvilin ortalama getirisinin yüzde 5 olduğunu hatırlattı.

Dolar 4 ayın en yüksek seviyesinde

ABD Hazine tahvil getirilerinin yükselmesi de piyasalar üzerinde baskı yaratıyor. ABD'nin 10 yıl vadeli tahvilinin getirisi bir süredir enflasyonun hızlanacağı, ABD devletinin daha fazla borçlanacağı ve Fed'in borçlanma maliyetlerini yükselteceği beklentileriyle düzenli olarak yükseliyor. Bu da dolara alım getiriyor. Dolar endeksi dün 91.22 ile son dört ayın yüksek seviyesine yükseldi. Euro da dolar karşısında 1.2205'e geriledi. Doların küresel bazda dört ayın en yükseğini görmesine paralel gelişmekte olan ülke para birimlerinde dolar karşısında değer kaybı gözlendi. TL, Merkez Bankası'nın politika faizi ve faiz koridorunda değişiklik yapmazken, geç likidite penceresi faizini 75 baz puan artırması nedeniyle pozitif ayrıştı. Borsalar, ABD'nin 10 yıl vadeli Hazine tahvil getirisinin yüzde 3'ü aşması ve ABD'li şirketlerin kâr artışlarında sona yaklaşılmış olabileceğine işaret eden uyarılarının ardından geriledi. Japonya dışındaki Asya-Pasifik borsalarını izleyen MSCI endeksi yüzde 0.7 gerileyerek üç haftanın en düşük seviyesini gördü. Gelişen ülke borsaları son 10 haftanın en düşük seviyesine indi. Morgan Stanley ABD hisse senetleri stratejisti Michael Wilson, "2018'in beklediğimiz gibi zor bir yıl olacağı kanıtlandı. ABD getirileri, yıl başından bu güne kadar sıfır seviyesine yakın kaldı ve volatilite bunun daha da ciddi biçimde hissedilmesine sebep oluyor" dedi.

Bu konularda ilginizi çekebilir