'Yurtdışında yatırımla büyüyen Türkler ‘yeni hikayemiz’ olabilir'

Euler Hermes Türkiye CEO’su Özüner, Türk firmalarının yakın zamana kadar odağının hep iç pazar olduğunun da altını çizerek, bugün yurtdışında büyüyen, yatırım yapan ve marka alan grupların birer ikişer arttığına işaret etti.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Ece CEYHUN

Aslında Türklerin de yurtdışından büyük marka alabileceğini Godiva ile gördük. Sonra Doğuş Holding ve Global Holding gibi büyük grupların yatırımlarını ve satın almalarını izledik. Son dönemde Türklerin yurtdışında daha önce yanına yaklaşılamayan gayrimenkullerin alıcısı olduğunu konuşuyoruz. Kimilerine göre bu Türkiye’den sermaye göçü, kimilerine göre ise alkışlanacak bir hamle. Alacak sigortası şirketi Euler Hermes’in Türkiye CEO’su Özlem Özüner ise Türklerin yurtdışı yatırım hamlelerine farklı bir açıdan bakıyor. Özüner’e göre Türklerin yurtdışı yatırımları, Türkiye’nin yeni büyüme hikayesi.

Özlem Özüner, dünya ekonomilerinin geldiği noktada Türkiye’nin yıldızını yeniden parlatacak, yeni bir hikayeyi ortaya koyması gerektiğinin altını çizerken ‘Bu hikaye sizce ne olmalı?’ sorusuna net bir şekilde “Büyüyen Türkler” cevabını veriyor.

Yeni rüzgar olmayınca ‘bekle-gör’e geçildi

Türkiye’ye yurtdışından likiditenin aktığı dönemde ilk hikayemiz hatırlayacaksınız IMF idi. IMF’li yılları bitirmek önemliydi. Sonra AB oldu. Ama Türkiye dünyanın büyük perakendecileri içinde genç nüfusu, dinamik pazar yapısı, coğrafi konumu ile hep bölgesinde kendisini ayrıştırdı. Geldiğimiz noktada Rusya ile düzelen ilişkilerin yansımasının ya da Suriye’deki barışın tesisinin zaman alacağı konuşuluyor. Bu nedenle de Özüner, “Yeni bir hikaye lazım. Neden bu Türklerin yurtdışı yatırımları olmasın” diyor.

Türkiye’nin artık büyümede verimliliğin esas alındığı maliyet kontrolünün ilk sıraya yerleştiği yüzde 2.5’luk büyümeleri konuştuğuna değinen Özüner, “Müthiş bir teşvik var. Artık alınmamış önlem kalmadı. Bundan sonra hükümetin alacağı önlemler dışında güvenlik endişelerinin ortadan kalktığına inanıp şirketlerin ve bireylerin harekete geçmesi önem kazanacak. Herkes yeni bir hikaye arıyor. Yeni bir rüzgar lazım. Şirketler, yeni rüzgarı görmeyince, bekle-gör ‘mod’una geçiyor. Büyümeye yönelik yeni bir hikaye olmazsa, şirketler kendi içine dönmeye devam edecektir. Yurtdışına yatırım yapmayı düşünen şirketler olduğunu duyuyoruz ki bu Türkiye için yeni bir hikaye olacaktır. Çin bunu yaptı. Çin, ‘yeni bir yatırım hamlesi ile yurtdışında şirketler alacağım’ dedi ve Afrika’ya gitti. Çin Eximbank’ı yurtdışında yatırım yapanları destekleyeceğini açıkladı. Bizim şirketlerimiz içinde bu önemli bir model olabilir ve burada kamu-özel sektör sinerjisi yaratılabilir” diye konuştu.

Brezilya ve Rusya'nın toparlandığına işaret eden Özüner, dünyada likiditenin bu ülkelere aktığına da değinerek "Türkiye’nin toparlanması için bize de yeni hikaye lazım” vurgusunu yapıyor.

Türk firmalarının yakın zamana kadar hep odağının iç pazar olduğunun da altını çizen Özüner, yurtdışı gelirlerinde Türkiye’deki ana firma üzerinde konsolide olacağının da unutulmaması gerektiğini belirtti. Özüner, Çinli yatırımcıların Volvo yatırımını da hatırlatarak “Bunu da markalaşma ve globalleşme olarak görmek gerekir. Daha çevik olabiliriz” ifadelerini kullandı.

Yolda kalır denilenler gemiyi yürütebiliyor

Bilançosunda döviz yükümlülüğü olanlar için 2016’nın son günleri zor geçti. Kurun en yüksek olduğu dönem aksi gibi yılın son günlerine denk geldi. Kur zararlarının etkisini önümüzdeki birkaç haftada daha net göreceğiz. Özüner’de bilançolarda büyük ölçüde kur zararın yarattığı tahribatı göreceğimizi söylerken “Ama yine de Türk şirketleri dayanıklılıklarını artırdılar. Eskiden olsa ‘yolda kalacak’ dediğimiz şirketler dayanabiliyor. Bugünlerde konuştuğumuz şirketler ‘2017’de kurun tahribat yapmaması için maliyetlerimizi kısıp, döviz yükümlülüklerimizi azaltıp TL’ye dönmeye çalışıyoruz’ diyorlar” gözlemini aktardı.

Bilançolarda kur zararının tamamını göreceğiz

Özüner’e 2008 sonunun da benzer bir kur tahribatı ile sonuçlandığını hatırlattığımızda ise önce “Şirketlerde hayatını devam ettirme refleksi arttı. Bütün şirketlerin elde ettiği kriz deneyimleri onların dayanıklılığını artırdı. Fakat dayanıklılık testinde de dalgalanmanın yönetilebilir olması şart” dedi. Ardından şöyle devam etti: “2008 ile karşılaştırdığımızda bu sefer bilançoları vurdu diye düşünüyorum. 2008 sonrası dönemde büyüme hızının da kademeli olarak düştüğünü gördük. Bu defa da durgunluğu yaşadık. Halka açık şirketlerin açıklanan bilançolarına baktığımızda kur zararının tamamının gösterileceğini düşünüyorum. Bir takım uzun vadeli krediler için önlem gelirse o zaman daha düşük yansır. Ama ben kur zararının tamamını göreceğiz.”

Merkez Bankası’nın örtülü faiz artırımının ardından kurda yaşanan nispi durulma hatta gerilemenin herkese rahat bir soluk aldırdığına da işaret eden Özüner, “Bu hamle şirketlerin önünü görebilme ihtimalini artırdı” ifadesini kullandı.

İhracata çalışan sektörler için iyi bir yıl olacak

CEO Özlem Özüner’e, sektörel gelişmeleri sorduğumuzda ise hazır giyim, demir - çelik, ilaç ve makine sektörleri için bu yılı avantajlı gördüklerini söyledi. Özüner, “Hazır giyim sektörü Avrupa’nın canlanması ile çok iyi bir yıl geçirebilir. Üretim tarafında da tekstile çok kötü bakmıyorum. Çünkü üretim tarafında da kur farkı zararından etkilenmiyorlar. Kur farkından etkilenen AVM’de kiracı olan yurtiçi perakendeci. İhracatı ve üretimi iyi giderse tekstil için pozitif bir yıl olacaktır.

Kimya sektöründe dövizdeki dalgalanmadan etkilenen, fiyat artışını yansıtamayan, orta ölçekli şirketler darbe alıyor ama ihracatı daha iyi bir yıl geçirecek.

Demirçelik sektörü geçen yıla çok iyi dayandı. Artık kapasite artışı yavaş yavaş başlıyor. Türkiye’de demir çelikte katma değerli sektör tarafı iyi gidecektir.

Gıda ve IT perakendesinde zorlananlar olacaktır. Bu sektörlerde iş modeline uygun olmayan şekilde dövizle borçlanan bazı şirketler var. IT’de bile temel üreticiler TL ile satmaya başladı.

Faizi ucuz olduğu yapılmış döviz borçlanmalarda şimdi sıkıntı var. İlaç sektöründe açıklanan yatırımlar iyi haber.

İnşaat sektörü iyi dayandı. Çok stok var ve bunu doğru kredi yöntemleri ile eritmeye çalışıyorlar. İnşaatta çok agresif olan birkaç oyuncunun elendiğini görüyoruz. 2017’de az sayıda oyuncuda sıkıntı bekleriz. Yoksa yine inşaat sektörü GSYİH’ya iyi bir katkı yapacaktır” yorumunu yaptı. “Bu yıl en çok umutlu olduğum nokta ihracat” diyen Özlem Özüner, ihracatın yeniden 2005 seviyelerine çıkmasının resme çok farklı bir boyut katacağına da işaret etti. Avrupa’nın alıma geçtiğine değinen Özüner, “Avrupa’daki alıcılar satın alma için yakınına bakıyor. Bu da Türkiye için bir avantaj. Mart ve nisan ihracat rakamlarına iyi bakmak lazım” dedi.

Gıda perakendesinde konsolidasyonu çok net gördüklerini söyleyen Özüner, IT ve tekstil perakendesinde de bu tür hareketlerin görülebileceğini de anlattı. Özüner, yaş meyve sebze ile turizm sektörlerinde de hızlı bir toparlanma beklemediklerini aktardı. İran’a çok gözükara giren şirketler olduğu tespitini de yapan Özüner, “Sigorta güvencesi olmadan hiç tanımadıkları şirketlere ihracat yapıyorlar. Tahsilat sıkıntıları görebiliriz” dedi.

FAKTORİNG SEKTÖRÜYLE ÇALIŞMAYA BAŞLADI

Özlem Özüner, faktoring sektörüyle çalışmaya başladıklarını ve ilk anlaşmayı yaptıkları şirketinde İş Faktoring olduğunu belirtti. Özüner, faktoring sektöründe gayrikabil-i rücu işlemlerinin artmasını desteklemek iste diklerini anlattı. Kefalet sigortasında son dönemde hareketlendiğini de aktaran Özüner, kredi notunun düşmesinin ardından talebin arttığını belirterek şu bilgiyi verdi: “Bizim notumuz S&P’de AA-. Bankalarla işbirliği yaparak riski paylaşıyoruz ve teminat mektubunu biz gönderiyoruz. Böylece bizim kredi notumuz ön plana çıkıyor. Bir banka ile ilk işlemimizi de yapıyoruz.” Son dönemde Türkiye’de tedarikçi finansmanı da gelişiyor. Bu modelin içinde yer almayı araştırdıklarını da ifade eden Özüner, “Tedarikçinin riskini üstlenerek maliyet düşürücü bir rol üstlenebiliriz. Alacak sigortası şirketlerinin, tedarikçi finansmanında rol üstlenmesi dünyada da yeni yeni uygulanmaya başlanan bir finansman modeli haline geliyor. İngiltere’de özellikle KOBİ’ler tarafında çok güzel uygulamalar var” dedi.

DÜNYA TİCARETİ BÜYÜYECEK

Euler Hermes Türkiye CEO’su Özlem Özüner, son yıllarda hep küçülen dünya ticaretinin ise 2017 yılında büyüyeceğini düşünüyor. ABD’nin adımlarının dünya ticaretindeki büyümeyi tetikleyeceğine işaret eden Özüner, Trans Atlantik anlaşmasının iptalinin bölgesel ticaret anlaşmalarını hareketlendireceğini hatırlattı.

İFLASLARDA YÜZDE 5 ARTIŞ BEKLİYOR

İflaslarda bu sene yüzde 5 artış beklediklerini kaydeden Özlem Özüner, geçen sene finans sektörünün çok fazla sayıda şirketin borcunu yapılandırdığını, bu yılda büyük şirketler kesiminde yapılandırmanın devam ettiği bilgisine sahip olduklarını anlattı. Şimdi konkordato sürecinde de 3 aylık bir uzlaşı süreci söz konusu olduğunu belirten Özüner, “Yurtdışında alacaklı ile borçlu arasında 6 aylık bir süreç işliyor. İflas ve iflas ertelemelerde Amerikan modeli daha doğru. Alacaklı ile borçlu ödeme planında anlaşsın ardından mahkeme karar versin diyordum. İtalya’nın iflas erteleme sistemi de kötüydü, onlarda Amerikan modelini örnek alarak bazı maddelerini düzeltti. AB ülkeleri de ABD modelini tercih etmeye başladı. Çünkü bu modelde şirketler iflastan kurtulabiliyor” değerlendirmesini yaptı.

Bu konularda ilginizi çekebilir