Yerel seçim, portföyleri yenileme fırsatı sunuyor
Borsada yaşanan düşüşlerin seçimlere kadar alım için fırsat olduğu düşünülüyor
Jülide Yiğittürk GÜRDAMAR
Yatırım profesyonellerine göre hisse yatırımı yapmaya başlamanın tam zamanı. Çünkü hisse değerleri 2007 yılı seviyelerine gerilemiş durumda. Fakat en az bir yıl elde tutma ve tek seferde alım yapmama şartıyla. Hisse tercihi yapmak konusunda tereddüt yaşayanlara ya da bu konuda profesyonel yardım alamayanlara ise hisse ağırlıklı yatırım fonları öneriliyor. Hatta fonlardan da bir portföy oluşturulabileceği belirtiliyor. Uzmanlar, riski sevmeyen yatırımcıya başta mevduat olmak üzere sabit getirili ürünler önerirken özel sektör tahvillerinin getirisinin de kaçırılmaması gerektiğini düşünüyor. Burada da gerektiğinde fonlar aracılığı ile yatırım yapılabileceği ifade ediliyor. Tavsiyelerde son yıllarda hep yapıldığı gibi ‘tek bir ürüne odaklanmayın, bir sepet yapın’ uyarısı var. Uzmanlar alım içinde özellikle seçim sürecini fırsat olarak görüyorlar. Mart ayında kademeli alıma başlayan bir yatırımcının 2 yıl vadede en az yüzde 75 getiri sağlayabileceği iddia ediliyor.
Borsa İstanbul’da işlem gören şirketlere yatırım tavsiyesinin arkasında bankacılık sektöründe fiyatların cazip seviyelere gelmesi, 2008-2009 Lehman sonrası yaşanan büyük çöküş dışarda tutalduğunda, endeksin dolar bazında son 7 yıllık dip seviyelerine yakın olması gösteriliyor. Ayrıca yabancı raporlarının yeniden ‘AL’ sinyali verildiğine de işaret ediliyor. Sabırlı bir hisse yatırımcısı için gelinen düzeylerin ‘faizden’ daha fazla getiri potansiyeli taşıdığına işaret eden uzmanlar, “Buralardan alımlar 1-2 yıl içinde dolar bazlı % 50- 75 getiri sağlayabilir. Geçmişe bakarsak son yedi yıl içinde bunun 3 kez olduğunu görüyoruz” yorumunu da yapıyor.
Piyasalar yurtdışında büyük merkez bankalarının hamlelerini, gelişmekte olan ülkelerdeki ekonomik ve politik riskleri izlerken yatırımcılardan gelen ‘nereye yatırım yapsam?’ sorusunu piyasa profesyonellerine sorduk. Kur ve faiz artış trendine girerken Türkiye portföy yönetim endüstrisinin önde gelen isimleri bireysel yatırımcının kendi risk algısını iyi ölçüp ona göre yatırım yapması gerektiğinin altını çiziyor. “Nasıl her hastaya aynı ilaç verilmiyorsa, her yatırımcıya da aynı portföy olmaz” değerlendirmesi yapılıyor.
Yatırım profesyonelleri bireysel yatırımcılara mevduat, fon ve özel sektör tahvili öneriyor
TEB Portföy Genel Müdürü Ömer Yenidoğan
VADE BAKIŞI 1 YIL OLMALI
Haber ve veri akışına göre çok hızlı değişimlerin yaşandığı piyasalarda bireysel yatırımcılar için yatırım fonlarının önemli bir alternatif olduğuna işaret eden Ömer Yenidoğan, bu piyasa koşullarında ağırlıklı olarak sabit getirili menkul kıymetlere yatırım yaparken aynı zamanda mutlak getiri hedefl eyen özel stratejili fonların ön plana çıkacağını düşünüyor. Yenidoğan, bir diğer yatırım alternatifi olarak özel sektör tahvil bono fonlarına işaret ederken önerilerini şöyle özetliyor: “Mart sonuna kadar lokal yatırımcılara portföylerini ağırlıklı olarak mutlak getiri hedefl eyen fonlarda ve volatilitenin görece daha az olduğu özel sektör tahvil bono fonlarında değerlendirmelerini öneriyorum. Risk algısı belirli bir seviyenin üstünde olan yatırımcılara ise portföylerini minimum 3 ay gibi bir süreyi göz önüne alarak hisse senedi ve uzun vadeli tahvil bonolardan oluşturmalarını öneriyorum. Hisse senedinin portföydeki ağırlığına bağlı olarak minimum 3 ay -1 yıl gibi bir yatırım anlayışıyla yaklaşılması getiri anlamında yatırımcıyı tatmin edecek bir sonuç alınmasını sağlayabilir.”
İş Portföy Genel Müdürü Tevfik Eraslan
RİSKİ SEVENE HİSSE FONU
Bireysel yatırımcılar için genel bir yatırım tavsiyesinin verilmesini doğru bulmayan Tevfik Eraslan’a göre,risk almak istemeyen yatırımcıların kısa vadeli ve sabit getirili ürünleri tercih etmeli.Mevduat, özel sektör bonolarına yatırım yapan fonlar ve kısa vadeli tahvil bono fonları tercih edilmesini tavsiye eden Eraslan, “Uzun dönemli düşünen ve risk alabilen yatırımcılar, düşen hisse senedi fiyatından yararlanmak amacıyla hisse senedi yatırım fonu tercih edebilirler” diyor. Eraslan öneri portföy dağılımını ise şöyle yapıyor: “Yatırımcılar öncelikle katlanabilecekleri risk düzeylerini göz önüne almalı. Risk iştahı çok yüksek olmayan yatırımcılar bugünkü şartlarda portföylerinin %50’sini mevduat, %50’sini özel sektör tahvillerine yatırım yapan fonlarda değerlendirebilirler. Uzun vadeli düşünen ve risk alabilen yatırımcılar ise portföylerini %40 mevduat, %40 özel sektör tahvil fonu ve %20 hisse senedi fonundan oluşturabilir.” Halihazırda şirketdeğerlemeleri cazip görünse de hisse senetlerinin değer kazanması için öncelikle global yatırımcıların ilgilerinin tekrar gelişmekte olan piyasalara dönmesi gerektiğine değinen Eraslan, “Bunun içinde gelişmekte olan ülkelerden tekrar hızlı büyüme sinyallerinin gelmeye başlaması ve yaşanan politik belirsizliklerin ortadan kalkması şart. Bahsedilen koşulların 2014 yılının son çeyreğinden itibaren oluşmaya başlayacağı düşünülüyor” diyor.
Logos Portföy YK Başkan Yrd. Berrin Önder
MUTLAKA SEPET YAPIN
Berrin Önder'de bireysel yatırımcın için şuanda en iyi enstrümanın TL mevduat, dolar mevduat, özel sektör tahvili ve hisse senedinden oluşan bir sepet olduğuna değiniyor. Önder’e göre portföylerde yüzde 25’er dolar mevduat, TL mevduat, özel sektör tahvili ve hisse senedi olmalı. Hisse senedi ise en az 1 yıl tutulmalı.
Bosphorus Capital Genel Müdürü Murat Salar
TAKİP EDEMEYENE MEVDUAT
Piyasayı takip edemeyen bireysel yatırımcılar için Murat Salar'ın önerisi mevduat. Salar, portföy dağılımı olarak yüzde 25 hisse senedi, yüzde 25 döviz sepeti, yüzde 50 aylık mevduat tavsiyesinde bulunarak, hisse senedi vade önerisi olarak yıl sonunu gösteriyor.
Gedik Portföy Genel Müdürü Halim Çun
2 YILDA %75 GETİRİ VAR
Bugün için muhafazakar ve kaybetmeye toleransı olmayan yatırımcılara Halim Çun'un önerisi en azından mart seçimleri sonrasına kadar likit pozisyonları tercih etmelerini, TL enstrümanlarda kalmalarını ve kısa vadeli enstrümanlarda portföy oluşturmaları. Çun’a göre, bu mevduat veya kısa vadeli özel sektör bonosu olabilir. Kısa vadeli riskler için ise, bu dönemde yüzde 25’i aşmayan oranlar da döviz de bulundurulabilir. Ancak yatırımcının daha uzun vadeli bir perspektifl e yatırımlarını yönetiyorsa ve kısa vadeli dalgalanmalara toleransı bulunuyor ise portföyünde mutlaka belli oranda hisse senedi bulundurmalı. “Kısa vadede endeksin daha aşağı düşmeyeceğini ve buraların dip olduğunu söyleyemeyiz; mevcut iç ve dış konjonktürün çok ideal olduğunu söylemek de mümkün değil” diyen Çun, “Yatırımcılara, hisse senetlerine, en az bir yıl vadeli olmak üzere kademeli olarak alış yapmalarını önerebiliriz. Bunu da borsada işlem gören Borsa Yatırım Fonları ve seçilmiş hisse senetleri ile yapabildikleri gibi yatırım fonlarından bir portföy oluşturarak da yapabilirler. Burada daha defansif yapıda olan ‘esnek’ ve ‘karma’ fonlar ile daha çok hisse senedi ağırlıklı olan (asgari % 75) ‘hisse yoğun’ fonlardan bir seçim yaparak kendi risk profillerine göre portföy oluşturabilirler. Ve bu portföylerini 3 ayda bir gözden geçirerek yeniden dengeleme yoluyla optimize edebilirler. Bu, yatırımcıları Borsada zamanlama için sürekli piyasayı kollama ve dibi arama bulma sıkıntısından da kurtarır.”
Ata Portföy Genel Müdürü Mehmet Gerz
SEÇİM SÜRECİNDE ARTIR
Bireysel yatırımcı için yüzde 60 sabit getirili (mevduat, devlet/özel sektör tahvili fonları) yatırım tavsiyesi veren Mehmet Gerz, portföyünü kalanını yüzde 20 hisse senedi fonları, yüzde 20 döviz bazlı alternatif yatırımlar (döviz, altın, eurobond veya yabancı menkul kıymet) olarak şekillendirdi. ‘Vadesi 3 aydan kısa yatırımcı için şu an mevduat en iyi yatırım alternatifi’ diyen Gerz’e göre, ancak uzun vadede düşük borsadan alınan hisse senetleri faizin 2-3 katı getiri sağlayabilir. Gerz, “Bu nedenle bir yıldan uzun vadeli bakabilen yatırımcılar seçim süresince politik nedenlerle düşük seyreden borsada kademeli alım yaparak hisse oranlarını yüzde 20’den risk profiline bağlı olarak yüzde 30-40’a kadar çıkartabilirler. Bu yaklaşımı özellikle Bireysel Emeklilik Sistemi’nde 10 yıl gibi çok uzun vadeyle yatırım yapanlara tavsiye ederiz. Borsa düşerken kademeli arttırdıkları hisse senedi oranını gelecek dönemlerde Borsa yükselirken kademeli azaltarak hisse senetlerindeki dalgalanmalardan zarar görmek bir yana fayda sağlayabilirler” önerisinde bulundu.
Ak Portföy Genel Müdürü Alp Keler
TEMETTÜSÜ OLAN FONA BAK
Faiz düzeyindeki hızlı yükselişin mevduat ve borçlanma araçlarını yatırımcılar için daha cazip hale getirdiğine dikkat çeken Alp Keler, bu sebeple bu enstrümanların portföylerde ciddi yer alması gerektiğini söylüyor. Keler, “Özel sektör tahvilleri de DİBS’ler üzerine sağladıkları ek getiri ile cazip yatırım araçları olmaya devam edecek. Ancak özel sektör tahvillerine yatırım yapmanın risklerin analiz edilmesi noktasında bir miktar uzmanlık gerektirdiği unutulmamalı” diyor. Bu nedenle de Keler, özel sektör tahvil yatırımının fonlar aracılığı ile yapılmasının daha doğru bir strateji olduğuna inanıyor. Keler, kurlardaki sert dalgalanma karşısında geçen yıl getiride ilk sıralarda yer alan yabancı menkul kıymet ağırlıklı fonların gündemde kalmaya devam edeceğini söylüyor. İç ve dış gelişmelerin Borsa İstanbul’u baskıladığına da işaret eden Keler, önerilerini şöyle sıraladı: “Endeksin mayıstan bu yana dolar bazında yüzde 45’e varan gerileme kaydettiği de düşünüldüğünde orta vadeli bir bakış açısıyla sistematik hisse senedi yatırımının kesinlikle kötü bir fikir olmadığını söyleyebiliriz. Dolayısıyla yatırım portföylerine hisse senetleri sistematik bir anlayışla, kademeli ve sabırlı şekilde dahil edilmeye başlanabilir. Bireysel yatırımcıların bu konuda da iyi yönetilen yatırım fonlarını tercih etmeleri daha sağlıklı bir yaklaşım olur. Örneğin hisse senetlerinde dalgalanmaların arttığı dönemlerde görece daha güvenli bir karakter çizen, ‘temettü verimi’ yüksek hisse senetlerinden oluşan fonlar makul bir seçenek olabilir.”