Yeni yatırımların leasing payı gayrimenkule gitti
Döviz kurlarındaki sert yükseliş nedeniyle leasingde TL payı rekor seviyelere çıkarken, şirketler üretim araçları almak yerine gayrimenkul işlemi yaparak borcunu uzun vadeye yaymaya çalışıyor
UĞUR YILMAZ - BORSA/FİNANS SERVİSİ
Kuruluşundan bu yana üretime yönelik fonlama yapan leasing sektöründe ağırlık gayrimenkule kaydı. 2 yıl önce yapılan yasa değişikliği ile leasing şirketlerine verilen sat-geri kirala izni ile gayrimenkulün sektördeki payı yüzde 36’ya kadar yükseldi. Sat-geri kirala izni gelmeden önce iş makinelerinin leasingden aldığı pay yüzde 27-27 civarında iken bu rakam yüzde 17’lere geriledi.
Sat - geri kirala sisteminde şirketler bilançolarındaki gayrimenkulü leasing şirketine önce satıp ardından geri kiralıyor. Bu sayede şirket gayrimenkulünü teminat göstererek uzun vadeli fonlama sağlıyor. Normalde bir üretim aracını şirketler adına satın alarak o şirkete kiralayarak üretimi fonlayan leasing şirketleri, teminat sorunu yaşamadıkları gayrimenkul işine ağırlık vermeye başladı.
Garanti Leasing Genel Müdürü Ünal Gökmen, “Leasing sektörünün üçte biri yeni bir yatırım için değil borcunu yaymak için kullanılmaya başlandı. Gayrimenkulün payının artması demek; yatırımların giderek azaldığı, üzerine de finansman sağlamak amaçlı araçlara talebin yükseldiği anlamına geliyor. Dolayısıyla piyasada üretimi artırmaktan çok borçları uzun vadeye yaymaya çabası görülüyor” dedi.
Bu değişimin yatırımların azaldığı ve büyümenin düşük geleceğine yönelik bir sinyal verdiğini dile getiren Gökmen, “Bu yılın ilk çeyreğine baktığımızda leasing sektöründeki 1,4 milyar dolarlık işlemin yüzde 36’sı gayrimenkulden oluşmuş. İki yıl önce gayrimenkulün payı 18’le başlamıştı. 2013 sonunda yüzde 19 olan pay, 2014’te yüzde 33’e çıktı. Bu yılın ilk çeyreğinde ise yüzde 36’ya yükseldi. İş makinelerinin payı geçen yıl yüzde 27-28 civarındayken bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 17’ye düştü. Bu da demek oluyor ki, leasing sektörünün üçte biri yeni bir yatırım için değil borcu yaymak için kullanıldı” diye konuştu.
“Biraz duralım, siparişi sonra verelim”
Yükselen döviz kurları ile faizlerin piyasadaki maliyetleri artırdığını bildiren Gökmen, yılbaşında yapılan tahminlere şubat ayında ulaşıldığını söyledi. Gecelik piyasada faizlerin yüzde 8-9’lardan yüzde 12’ye kadar çıktığını dile getiren Gökmen, “Bütçemizi faiz en çok yüzde 10’a gider, dolar da ortalama 2,45 olur diye yapmıştık. Euro/dolar paritesi 1,23’tü, 1,15 olur diye bekliyorduk. Ama daha ilk aylarda bütün beklentiler aşıldı. Bir sürü müşteri ile konuşuyoruz, makine almayı düşünüyor, kredisini onaylıyoruz. Anlaşıyoruz ama ‘biraz duralım, siparişi sonra verelim’ diyor. Piyasa seçimin sonuçlarını ve döviz kurunun dengelenmesini bekliyor” dedi.
Dövizden ağzı yanan TL ile borçlanıyor
Döviz kurlarındaki sert yükselişler nedeniyle artık şirketler, leasing yaparken TL ile işlem yapmak istiyor. Dövizle borçlanılan işlemlerde faiz oranları yüzde 5’ler civarında iken, TL işlemlerde bu oran yüzde 12’ler seviyesinde. Buna rağmen döviz kurunun yılbaşında bu yana yüzde 15’e yakın yükselmiş olması nedeniyle Türk Lirası ile leasing payı tarihi seviyelere yükselmiş durumda. İlk çeyrek verilerine göre TL kullanımının yüzde 45 olduğunu dile getiren Gökmen “Eskiden leasing sektörünün yüzde 30’u TL; yüzde 70’i yabancı para olurdu. Bu sene ilk 4 ay verilerine göre, TL yüzde 45, euro yüzde 42, dolar yüzde 13 oldu. Yılbaşında dolar 2,30’ken sözleşmesini bağlayanlar, ikinci taksitte 2,60, üçüncü taksitte 2,70 ödemek durumunda kaldı. İnsanlar artık borçlanırken dolardan iyice kaçar oldu. Kimse kur riski almak istemiyor. Leasing’in tarihinde böyle bir tablo yok. Leasing şirketleri fonlamayı uzun süreli yaptığı için TL’yi pek tercih etmez ama müşteri buna zorluyor” ifadelerini kullandı.
Yeni sözleşmelerde TL talebi patlarken eski sözleşmelerde de TL’ye dönmek isteyenler olduğunu kaydeden Gökmen, “Müşteri ile 5 yıllık bir işlem yapmışsınız diyelim, 2 yıl ödemesi kalmış. Bize gelip ‘Kalan borçlarımızı TL olarak ödeyelim’ diyorlar. ‘Kuru keselim lanet olsun’ diyenler oluyor. Çünkü TL ile ödeyeceği faizden çok daha fazlasını bu yüzden ödemiş oldu. Bu durum zamanla ödenmeme oranlarında artışa da neden olabilir” diye konuştu.
"Sonuçlar parlak değil, hedefler tutmayacak”
Leasing sözleşmelerinin noterde imzalanması şartının kalkmasıyla sektörde küçük hacimli iş sayısı da beklenildiği gibi artışa geçti. Sektörün ortalama sözleşme büyüklüğü geçen sene 376 bin dolar iken bu sene 275 bin dolara geriledi. 2015’e girerken leasing sektörünün 8-8,5 milyar dolar arasında bir işlem hacmi yakalamasının beklendiğini dile getiren Garanti Leasing Genel Müdürü Ünal Gökmen, “ İlk üç ay sonuçları çok parlak değil, öngörülen hedefl er tutmayacak gibi. 1.44 milyar dolar işlem hacmi gerçekleşti. Geçen sene bu rakam 1,6 milyar dolardı. Dolar bazında yaklaşık yüzde 10’luk bir daralma var. Bu sonuçlar bizi de şaşırttı, bu kadar düşük beklemiyorduk. Sözleşme adedi 4 bin 200’den 5 bin 300’e çıkmış. Sözleşme adedi hedefi tutacak gibi ama nisan ve mayıs da zayıf geçti. Seçim yüzünden bütün yatırımlar beklemeye alındı” dedi.