TL karşılıklarda dövizin payı %60'a çıkacak
Döviz olarak tutulabilecek kısım Türk Lirası zorunlu karşılıklar yüzde 60'a kadar çıkarılacak. Başçı, "Bu sıkılaştırma, para politikasında gevşeme sinyali değil” dedi.
ANKARA - Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, dün zorunlu karşılıklara ilişkin alınan kararın "ince ayardan otomatik dengeleyiciye" geçen yapısal bir adım olduğunu belirterek, Türk Lirası zorunlu karşılıkların döviz olarak tutulabilecek kısmını adım adım yüzde 60'a kadar çıkaracaklarını bildirdi.
Siyaset Ekonomi Ve Toplum Araştırmaları (SETA) Vakfı tarafından çıkarılan Insight Turkey Dergisi'nce "Avrupa Krizi: Türk ve Yunan Perspektifleri" panelinde konuşan Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, Merkez Bankası'nın 2008 sonrasında küresel ekonomik krizin etkilerinin azaltılması için izlediği politikaları anlattı.
Merkez Bankası'nın zorunlu karşılıklar konusunda dün aldığı kararla ilgili de açıklamalarda bulunan Başçı, zorunlu karşılık aracını kullanarak bankacılık sistemine finansal istikrar açısından kısmi bir destek sağlanmış olduğunu, bunun aynı zamanda makro ihtiyati yapısal paketin ilk adımı olarak da düşünülebileceğini söyledi.
Bankaların Merkez Bankası'na Türk Lirası cinsinden zorunlu karşılık yatırmak zorunda olduklarını hatırlatan Başçı, kararın yapısal bir adım olarak değerlendirilebileceğini belirterek "Bu, Para Politikası Kurulu'nda birkaç aydır tartışılan genel politikanın sadece bir adımı. İnce ayardan otomatik dengeleyiciye diye bir başlık attım burada" dedi.
Bu kararla, döviz likiditesinin çok ucuz ve kolay olduğu dönemde, bankaların çok rahatlıkla yurt dışından borçlanabildiklerini kaydeden Başçı, böyle dönemlerde bankaların borçlandıkları döviz likiditesinin önemli bir kısmını getirip Merkez Bankası'na verebileceklerini söyledi.
Başçı, "Böylece bankalar yurt dışı ile yaptıkları para swapı ihtiyacı azalsın. Yani yurt dışındaki yabancıların Türk Lirası vermesi yerine biz verelim. Buyrun bizden alın, dövizinizi de bizden alın, rezervlerimize ekliyoruz" diye konuştu.
"Büyük ihtimalle 5'erli adımlar atarız"
Türk Lirası zorunlu karşılıkların döviz olarak tutulabilecek kısmını kademeli olarak yüzde 60'a kadar çıkartmayı düşündüklerini belirten Başçı, şöyle devam etti:
"Yani döviz olarak tutulabilecek kısım Türk Lirası zorunlu karşılıkların yüzde 60'ına kadar çıkarılabilecek. Adım adım, zamanı geldiğinde, uygun şartlar olduğunda bu yapılacak. Büyük ihtimalle 5'erli adımlar atarız 45, 50, 55, 60 diye büyük ihtimalle gideriz. Fakat katsayı her adımda artacak. Dolayısıyla 1,4 daha sonra daha yüksek bir katsayı olacak, daha sonra daha yüksek bir katsayı olacak."
Şimdi bu ne anlamda otomatik bir dengeleyicidir? Burada bizim Merkez Bankası olarak döviz alıp satmamıza çok da fazla ihtiyaç kalmayacak. Bolluk zamanlarında bankalar kendileri dövizi zaten getirip bizim rezervlerimize ekleyecekler, dövizle ilgili kıtlık zamanlarında da kendileri çekebilecekler. Dolayısıyla Merkez Bankası'nın piyasaya döviz alımı veya satımı yönünde çok fazla müdahale ihtiyacı olmayacak. Bu anlamda bir otomatik dengeleyici özelliği gösterecek.
Bunun kur üzerine döviz kurları üzerine nasıl bir etkisi olur dediğimizde, döviz kurlarındaki aşağı veya yukarı yönlü oynaklıkları yumuşatacak. Dolayısıyla serbest kur rejimi devam ediyor, ancak oynaklık Türkiye'deki Türk Lirası'nın oynaklığı diğer ülkelere göre daha düşük olmaya devam edecek. Dolayısıyla döviz kurlarının otomatik dengeleyici özelliğinin bir kısmını yumuşatarak buraya aktarıyoruz ve böyle yeni bir mekanizma kuruyoruz, bu da Türkiye'ye has özel bir yenilik."
"Ek parasal sıkılaştırmalar daha sık uygulanabilir"
Bir önceki PPK kararında, Kurul'un enflasyondaki geçici artışların enflasyon görünümünü bozmasına izin vermeyeceğinin yer aldığını hatırlatan Başçı, bu doğrultuda önümüzdeki dönemde ek parasal sıkılaştırmaların daha sık uygulanabileceğinin vurgulandığını ifade etti.
Şimdiye kadar yaptıkları parasal sıkılaştırmaların en kısa 5 gün, en uzun 8 gün sürdüğünü anımsatan Başçı, geçen kurul toplantısından dünkü kurul toplantısına kadar geçen 1 aylık sürede 2 kez ek parasal sıkılaştırma yaptıklarını, birinin 6 gün, diğerinin 5 gün sürdüğünü kaydetti.
Dün yapılan PPK toplantısında fiyatlama davranışlarına dair riskleri sınırlandırmak amacıyla önümüzdeki dönemde mevcut sıkı duruşun korunacağının kararlaştırıldığını ifade eden Başçı, "Bu şu demek; ek parasal sıkılaştırma daha sık uygulanabilecek demiştik ve yine daha sık uygulanabilir. Bu aynen duruyor.
İlave olarak, bu çerçevede gerektiğinde daha kısa süreli ek parasal sıkılaştırmalar da kullanılabilecek. Yani 5 günün altına da inebiliriz. 1 gün süreli ek parasal sıkılaştırma bile yapabiliriz. şartlara göre 2 gün de olur, 3 gün de olur. Mutlaka etkili ve geçici olması gerekiyor. Bu ilave bir yenilik. Burada aslında para politikasını biraz daha güçlendiriyoruz. Hem daha sık hem daha kısa süreli yapabiliriz. Burada gayet dikkatliyiz" diye konuştu.
"Enflasyonda Mayıs ayında önemli düşüş gözlenecek"
Başçı, enflasyondaki tepe noktanın Nisan ayında görüldüğünü, Mayıs ayında önemli ölçüde düşüş gözleneceğini, yılın son aylarında bu düşüşün hızlanarak devam edeceğini yineledi.
İç ve dış talep arasındaki dengelenmenin öngörüldüğü gibi sürdüğünü, dolayısıyla cari açıkta Ekim 2011'de başlayan iyileşme eğiliminin devam etmesinin beklendiğini anlatan Başçı, "Burada kademeli tam bir yumuşak iniş senaryosuna uygun şekilde kademeli bir iniş bekliyoruz. Halen cari açığın, gayri safi yurt içi hasılaya oranı yıl sonunda yüzde 8 civarında olabileceğini tahmin ediyoruz. Bu yıl yüzde 10 civarından 8 civarına düşecek. Gelecek yıl daha da düşecek" dedi.
Erdem Başçı, büyümenin 2012 yılı boyunca ılımlı seyretmesini öngördüklerini, Avrupa kaynaklı risklerin çok konuşulduğunu, ama bunlara karşı da finansal sektör politikalarında adımlar attıklarını, hükümetin de çok çeşitli alanlarda teşvik politikaları alanlarında önemli düzenlemeler gerçekleştirdiğini kaydetti.