Nisanda yatırımcı kararını verir haziranda resim netleşir
Fokus Yatırım Holding Yönetim Kurulu Başkanı Kubilay Cinemre’ye göre uluslararası yatırımcı piyasalardaki tozun dumanın biraz dağılmasını bekliyor
Ece CEYHUN
Fed kriz sırasında helikopterle dağıttığı parayı şimdi süpürge ile topluyor. Bugün ortaya çıkan manzarada daha belini tam olarak doğrultabilmiş bir ülke yok. ‘Ortak’ Avrupa’da ülkeler merkez ve çevre ülkeler diye ikiye ayrılır, Japonya 20 yıllık defl asyondan çıkmak için çabalarken gelişen piyasalar seçim, siyasi çalkantı ve eksik ev ödevleri ile Fed’in yeni sınavından geçiyor. IMF’nin ocak ayında ABD için bu yılki büyüme beklentisini yüzde 2.8’e çıkarttığı bir ortamda yabancı yatırımcıları Fokus Portföy Yönetim Kurulu Başkanı Kubilay Cinemre ile konuştuk. Cinemre’ye göre uluslararası yatırımcı Türkiye’nin de dahil olduğu gelişmekte olan ülkeleri nisanda fiyatlayacak, haziranda varlık fiyatları yeni dengesine oturacak. Bundan sonra gelişmekte olan ülkeler için ev ödevlerini iyi yapmak en önemli kriter haline gelecek. Çin başta bankacılık sektöründe olmak üzere reform sürecini başarıyla yönetmezse olası yeni bir dünya krizinin başlangıç noktası olacak.
Gelişen ülkelerden çıkışı analiz ederken ağırlıklı olarak bakılan bir grafik var. Hangi ülkenin parası dolar karşısında ne kadar devalüe olmuş. Bu grafikte tarihler her değiştiğinde parası en çok ‘dayak’ yiyen ülkenin adı değişiyor. Paraların performansında her tarihte ayrı birinci çıkmasını “Çünkü fiyatlar oturmadı” sözleriyle özetleyen Cinemre, “Türkiye’ye para gelmez’ deniyor, Neden gelmesin? Gelişmekte olan ülkelerin zamanı değil. Ucuzsa alırsın” dedi.
Ya beklentiler iyileşecek ya da fiyatlar ucuzlayacak
Kubilay Cinemre, finans piyasalarının yakından tanıdığı bir isim. Garanti Bankası’nda genel müdür yardımcılığı görevini yaparken ‘hazine’ ona bağlıydı. Sonra Türkiye piyasasına giren Merrill Lynch kurucu genel müdür olarak onu seçti. Şimdi Fokus Portföy’de sermaye piyasalarına ‘sermayedar’ olarak girdi. Cinemre ile hem dünyayı hem Türkiye’yi hem de emekleme dönemini yaşayan portföy yönetimi sektörünü konuştuk.
Cinemre, 2008-2013'de ülkelerin sorunları halının altına süpürdüğünü ve ABD çıkış için düğmeye bassa da tüm major ekonomiler için eksi hanesindeki maddelerin hala çok olduğunu anlattı.
“Fed piyasaları başka yere oturtuyor ama…” diye başlayan Cinemre, “Uzun dönemde para kazanmak için ya beklentiler daha iyiye gidecek ya da fiyatlar daha ucuzlayacak kötüye gidecek. Avrupa’da iki ülke seti oldu. Defl asyon tehlikesi sürüyor. Japonya parasal genişleme ile 20 yıllık defl asyondan çıkmaya çalışıyor. 1993’ten beri yüzde 8.5 ortalama ile büyüyen Çin’in dolabında bir sürü iskelet var. Arap Baharı gelişen piyasalarda makas değiştirtti. Üstelik hala sorunları bitmedi. Üzerine siyasi sorun yaşayan gelişen piyasa sayısında artış var. ABD’de yüzde 3.5 büyüme beklenen bir ortamda yabancı yatırımcı kıpırdamaz. Ama Ukrayna, Tayland ve Venezüela'da yaşanan olaylar durulur, Türkiye’de seçim atlatılır, ABD 10 yıllık faizinin nereye oturacağı netleşirse uluslararası yatırımcı nisan gibi rölatif fiyatlamayı yapar. Haziran gibi piyasalar yeniden dengeye gelir” diye konuştu.
Gelişen ülkelerin bir adım öteye gitmek için gereken ev ödevlerini yapmakta ihmalkar davrandığını da söyleyen Cinemre, ödevini iyi yapan ülkelere örnek Şili ise kötülere bir örneğin de Çin olduğuna dikkat çekti.
2016-2017’de dünyayı ‘Çin’ çarpabilir
Cinemre, Çin analizi yaparken şunları aktardı: “Çin, 1993’ten beri ortalama yüzde 8.5 büyürken 2 tane aksayan bacağı oldu. Biri büyük çevre sorunları. Şimdi yeniden çevre standartlarını yükseltmek istiyor. İkincisi ise serbest piyasa ekonomisine geçerken de tüm reformları aynı anda yapamadı. Konvertibilite sağlanamadı, gölge bankacılık büyüdü, mevduat sigortası ve çalışan bankacılık regülasyonu yok. Geleneksel bir para politikası izlenemiyor . Aynı Amerika’da ya da 2001’de Türkiye’deki gibi birikmiş batık kredi problemi olduğu biliniyor. Hemen bir kriz çıkar demiyorum ama önemli NPL problemi var. Bence bundan sonra sürpriz ülke Çin’dir. Evet Çin’in rezervleri çok büyük ve mali ve para politikalarında hareket alanı var ama yönetilebilir bir mali ve finansal sisteme geçiş yapamazlarsa 2008’de ABD’den başlayan kriz, 2016- 2017’de Çin’den başlar. Ama tüm kurumları ile finansal sistemlerini oturtabilirlerse de çok büyük bir başarı ile bu süreci geçirmiş olur.”
Türkiye’yi 10 yılda yükselten 3 trendde işler terse dönüyor
Cinemre’ye Türkiye’nin gelecek 10 yılını nasıl gördüğünü sorduğumuzda ise “2002-2007 döneminde Türkiye’nin güçlü hikayesini destekleyen 3 önemli trend artık yavaş yavaş terse dönüyor” dedi ve ekledi: “Bize son 13 senede büyüme motoru olmuş faktörlerde hem global limitasyonlar açısından hem de büyüme oranları açısından belli yerlere geldik. Türkiye için önemli hikayelerden ilki finansal penetrasyonun artmasıydı. Bugün sadece kredi/mevduat oranına bakıldığında yüzde 100 aşıldı. Hane halkı ve şirketlerin borçluluk oranı arttı üstelik daha fazla artmasın diye önlem alıyoruz. 2001’de borcu olmayan adamın artık borcu oldu. 1950-2013 arasında Türkiye’yi öne taşıyan daha derinlerdeki trend şehirleşmeydi. Eskiden şehirleşme yüzde 30 düzeyindeyken şimdi bu da tamamen tersine dönen bir rasyo oldu. Üstelik mesela şehirleşme Çin ve Endonezya da bizim kadar yüksek değil.”
Eğitim ve rekabetçilik analizi şart
Türkiye’nin ev ödevleri konusunda başarıyı bulma şansının diğer ülkelerden çok daha fazla olduğunun da altını çizen Cinemre, “Artık gelinen noktada reçete, devalüasyon yap vergileri ayarla gibi bir formül değil. İşin ikinci fazına gelmek lazım. Yapısal reformlar denilince hep iş piyasası esnekliği konuşuldu, çok önemli ama eğitimde önemli. Bugün ülkelerin PISA sınavlarında aldığı başarı seviyesi belli. Finlandiya’nın PISA testlerinde en tepede çıkmasının en önemli sebebi öğretmenler. Finlandiya da öğretmen olmak çok önemli. Reformun en önemli parçası bu. Türkiye’nin 10-15 sene sonra hangi alanlarda rekabetçi olacağının analizini bugün iyi yapmak gerekiyor. Tren kaçmaz diye bir şey yok kaçabilir. Geldiğimiz noktada da battık bittik asları kullandık yeni kart bekleyelim noktası değil. Ama harekete geçmenin tam zamanı."
7.000 faizi gören yatırımcıya ‘fon’ anlatmak zor
“Türk insanında vade, getiri ve risk konsepti karmakarışık” tespitini yapan Kubilay Cinemre, “Son 30 yılda Türkiye ekonomisinde öyle şeyler yaşandı ki yatırımcı algısı çok farklı oluştu ve miyoplaştı. İnsanların bir kısmı dolarcıydı, bir kısmı TL’ci. TL’ciler yüzde 7.000 faizleri gördü. Dolarcılar ise ABD’de faiz yüzde 5’iken, yüzde 15’i. İki tarafta mümkün olan en kısa vadede sabit getiri ile çalıştılar. Bu arada TL’ciler daha iyi getiri sağladı. Tam yatırımcı algısı düzelirken bu defa piyasalar yine bozuldu. Öyle ki 2010-2013 arasında mevduat faizi yüzde 7’ye düştüğü halde yatırımcı negatif reel faize razı oldu. Şimdi 7.000 faizi gören yatırımcıya, ‘fon’ anlatmak zor. Enfl asyon yatırımcının algısını bozarken kurumsal gelişmeyi de bozdu. Biz şimdiye kadar fonlarda da iyi bir başarı hikayesi yazamadık. Türkiye’de bu düğümü çözecek şey yatırımcıların vade ufk unun değişmesi. Yatırımcıya tavsiyem şu. Hep önümüzdeki 1 ayın analizini yapmasın. Kendisini de iyi tanısın. Geçmişe dönüp baksın. Biraz tasarruf eden herkes bir seçim yapmıştır. Bilezik almıştır. Bankaya gitmiştir. 15 senede ne olmuş son 5 senede nasıl farklılaşmış yatırımlar bir baksın. Artık 1 aylık mevduat yapayım kazanayım fikrinin karşılığı yok. Onun için seçim yapacaksın. Yatırımcının aldığı riski ve getiriyi iyi analiz ettiğini düşünmüyorum. Ezberden gidiyor.Fon endüstrisinin de kendini ispatlayacak ürünler çıkartması lazım. Sonra erişim. Sonrada sektörün bir araya gelip kendini anlatması gerek. Fon endüstrisinin geleceğine çok inanıyorum.”