Marka kartları büyür, taslak hızlı çıkar
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) kredi kartında taksit sayısını ve tüketici kredilerinde vade ve kredi kullanımını yeniden düzenleyen taslağı hazırlarken sektörlerden farklı tepkiler geldi
Jülide Y. GÜRDAMAR
Gamze ŞENER
Uğur YILMAZ
İSTANBUL - DÜNYA’ya bilgi veren bankacılar, öncelikle BDDK’nın bu taslak için piyasaya çok uzun süre vermeyeceğini düşünüyor. Aralık ayı içinde hatta ocak ayına bile kalmadan BDDK’nın taslağı yürürlülüğe koymasını bekleyen bankacılar, vade riskinin bankaların üzerinden sektörlerin üzerine kalacağını, onların da bu riski tüketiciye yansıtacağını düşünüyor. Banka kartına bağlı yeni ürünler ve senet gibi çözümlerin yanısıra, yurtdışında olduğu gibi tüketiciye dokunan şirketlerin kendi markaları adına çıkarttığı kartların devreye girebileceği düşünülüyor. Fakat ne olursa olsun senet ya da markaların kartlarının, kredi kartının yarattığı hız ve etkinliğe hiç bir zaman ulaşamayacağını vurgulanıyor. Bankacılar, “Bu tüketimin önünü kesmez, vadeleri kısaltır. Fakat düzenleme taksit sayısını tüketilen malın ömrü ile uyumlu hale getirdiği içinde makul” yorumunu yaptı. Bankacılar, vade riskinin piyasanın üzerine devrolacağı yorumunu yaparken ortalama vade sayısının 3-6 ay arasına bile indirilebileceğini söyledi.
Tüketim patlamaz
BDDK’nın düzenlemeyi çok uzatmadan yürürlüğe alacağı beklentisi nedeniyle tüketimde aşırı bir patlama olmayacağı düşünülüyor. Bazı sektörlerin temsilcileri ise “Kayıt dışında olan sektörümüz kayıt içine girmişti. Bu bizim sektörü yeniden kayıt dışına yöneltebilir” tedirginliği yaşıyor. Göreceli olarak en çok otomotiv sektörünün ve tüketici elektroniğinin etkilenmesi beklenirken, beyaz eşya gibi bazı sektörlerin daralmayı senetli satışlarla aşabileceği kaydediliyor. Düzenlemeden etkilenebilecek halka açık şirketlere bakıldığında dün Teknosa hisseleri yüzde 5.4, Doğuş Oto hisseleri ise yüzde 4.4 ve bankacılık endeksi yüzde 1.1 değer kaybetti.
Türev uyarısı
BDDK’nın aynı duyuruda türev işlemleri izlediklerini ve gerek duyulursa yeni düzenlemeler uygulayabileceklerine yönelik açıklamaları da piyasada kafaları karıştırdı. Bankacılar, bunun bankaların birbirleriyle yaptığı swap ve opsiyon işlemlerinden çok müşteriyle yaptıkları dövize dayalı opsiyon işlemleri olduğunu düşünüyor.
Bankalardaki vade riski piyasanın kalır
BDDK’nın açıkladığı kredi ve kart kullanımını yeniden düzenleyen taslağındaki kararları olumlu bulduğunu belirten ABank Genel Müdürü Hamit Aydoğan, “Bence olması gereken oldu. Hatta taksit vadeleri daha bile aşağıda olması gerekiyordu” diye konuştu. Artık kart kullanıcılarının kredi kartını nasıl kullanacağını bilmediği için bütçelerini şaşırmış durumda olduklarını dile getiren Aydoğan, “Bütçe planlaması yapamayan toplumda vadelerin yaygın olması doğru değil. İç tüketimin arttığı, harcama duygusunun ön plana geçtiği ortamlarda arzı kısıtlamak için kart taksitlerinin daha aşağıda olması gerekiyor. Tüketici kredi kartı yerine finansmanı ihtiyaç kredisi, tüketici kredisi gibi enstrümanlarla sağlamalı. Kredi kartı bir ödeme aracıdır, vadelendirme aracı değildir. Vadeli satış Türkiye’nin icadıdır, dünyanın hiçbir yerinde bu vadeler yoktur. Kredi kartı gününde ödenir, taksit olmaz” dedi. Tüketiciyi tasarrufa yöneltmek için ortalama vadelerin 3-6 ayın üzerinde olmaması gerektiğine değinen Aydoğan, “1 yıl bile çok uzun. Hatta AB standartlarına çekilebilir. Kredi kartı sayısı fazla olan büyük bankaların hacimleri bir miktar düşür. Ama zaten buradaki hacimler verimsiz hacim olduğu için olumsuz etkilenmez. Piyasanın vade riskini bankalar taşıyordu. Artık bu yeni uygulama ile vade riskleri azaltmış olacak” diye konuştu.
İlk etapta bankalar üzerinde bir miktar negatif etki görülebileceği belirtilen Global Yatırım notunda ise, “Bununla beraber tüketici kredileri ve kredi kartları taksitlerine sınır getirilmesi bankaların aktif pasif arasındaki vade uyumsuzluğunu biraz azaltıp, faiz riski yönetimini daha etkili hale getirecektir” denildi.
Ücret karşılığı taksitlendirilen ödeme kredi sayılmalı
Bankalararası Kart Merkezi (BKM) Genel Müdürü Soner Canko, belirli bir ücret karşılığı taksitlendirilen ödemelerin aslında kredi kartı harcaması değil bir ihtiyaç kredisi olduğunu belirterek, “Dolayısıyla bu ürünün taksit uygulaması ile getirilen düzenleme kapsamı dışına alınması ve ihtiyaç kredileri ile paralel kabul edilmesinin daha doğru olacağı görüşündeyiz” dedi. Soner Canko, Kartlı Ödeme Sistemleri konusunda yapılan düzenlemelerin tüm paydaşlar için büyük önem taşıdığını vurgulayarak, şöyle devam etti: “Belirli bir ücret karşılığı taksitlendirilen ödemeler aslında kredi kartı harcaması değil bir ihtiyaç kredisidir. Daha hızlı ve kolay olduğundan kart kullanıcıları limitleri dahilinde olmak üzere bu ürünü kredi kartı üzerinden kullanmayı tercih etmektedir. Dolayısıyla bu ürünün taksit uygulaması ile getirilen düzenleme kapsamı dışına alınması ve ihtiyaç kredileri ile paralel kabul edilmesinin daha doğru olacağı görüşündeyiz.”
Altında 6 taksit de çok 3 olsun
BDDK’nın taksit sınırlamasına İstanbul Kuyumcular Odası’ndan da destek geldi. Altın alışverişlerini en fazla 6 taksitle sınırlayan düzenleme için Oda Başkanı Alaattin Kameroğlu, “3 ay daha iyi olurdu” dedi. Altın fiyatlarındaki değişim riskinin müşteriye yansıtıldığını söyleyen Kameroğlu, “Sektör altını peşin alıyor. Hem vade farkı hem de altında düşüş ve yükseliş riski nedeniyle mal daha pahalıya satılıyor. Dolayısıyla müşteri taksit uygulamasından fazla avantaj elde edemiyor. Benim altın alışverişinde tüketiciye tavsiyem; Parayı masaya koyun, pazarlığa oturun” diye konuştu. Düzenlemenin AVM mağazaları dışında satışlara etkisinin olmayacağını belirten Kameroğlu, “Anadolu’da kredi kartı ile satışlar yüzde 10 düzeyinde, büyükşehirlerin semt mağazalarında ise oran daha yüksek. AVM içi satışlarda ise oran yüzde 50 civarında. Dolayısıyla düzenlemeden AVM mağazaları etkilenecektir” diyerek sözlerini noktaladı.
Otoda 2014 beklenenden zor olur
Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD) Genel Sekreteri Hayri Erce, “Birçok sektörde sınırlayıcı kriterler getiriliyor. Bunlar ister istemez iç tüketimi daraltacaktır. İç tüketimin azalması da belki hemen değil ama bir zaman diliminde otomotiv ürünlerine olan talebi olumsuz etkileyecektir” dedi.
ODD Genel Sekreteri Erce, ister istemez otomotiv sektörüne direkt ve endirekt olumsuz etkileri olacağını dile getiren Erce, kredi tutarı ve vadedeki sınırlamaların pazarı muhakkak olumsuz etkileyeceğini ifade etti. Taslak ile bütün sektörlerde tüketimi azaltmanın hedeflendiğine işaret eden Erce, “Biz zaten 2014’ü kolay bir yıl olarak görmüyorduk; satışları 800-860 bin aralığında öngörüyorduk. Bunu biraz daha alt sınırına doğru görebiliriz. 2014 yılı zaten zor bir yıl olarak bekleniyordu şimdi ek tedbirlerle 2014 yılı daha da zor olma ihtimali artmıştır. Bu beklenti aşağı revize edilecektir. Ancak bu revizyonun ne kadar olacağı dış koşullara, Fed’in tahvil alım programı ile ilgili atacağı adımın da etkisi olacak” dedi. Otomotiv pazarında satışların yaklaşık 3’te 2’sinin tüketici finansmanı veya bankaların sağlamış olduğu finansman imkanlarıyla gerçekleştirildiği ve şu anda yaklaşık 33 milyar lira civarında bir kredi stoku bulunduğunu aktaran Erce, taslağın devreye girmesi halinde bu kredilerdeki artış trendinin kaybedileceğini söyledi. Erce, taslak uygulamaya geçene kadaralımlarda sınırlı bir öne çekme durumunun söz konusu olabileceğini de sözlerine ekledi. Analistler olumsuzluğu en çok iç pazara satış yapan Doğuş Otomotiv’in yaşamasını beklerken ihracat gelirleri olan Ford Otosan ve Tofaş Otomobil’de az etki bekliyor. Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) Genel Sekreteri Ercan Tezer ise “Bunun, taşıt kredilerinde önemli bir sınırlandırma yaratacağını düşünüyoruz. Binek araçları ilgilendiren bu taslak uygulamaya alındığında, talep ciddi anlamda olumsuz etkilenecektir” diye konuştu.
Tüketici elektroniğinde talep düşebilir
Analistler en çok tüketici elektroniğinin sınırlamalardan etkilenmesini beklerken bugün 24-36 aya varan taksitler yapan sektörden ilk açıklama Teknosa’dan geldi. Tüketici elektroniğinde taksit sayısının 6 aya indirilecek olmasının da, sektör lideri Teknosa başta olmak üzere pazar oyuncularını olumsuz etkilemesi öngörülüyor. Teknosa kredi kartı ile yapılan alışverişlerde taksitlendirme süresine kısıtlama getirecek uygulamanın kısa vadede genel tüketici talebini olumsuz etkileyebileceğini, ancak şirketin faaliyet gösterdiği sektörde talebin devam etmesinin beklendiğini duyurdu. KAP’a yapılan açıklamada, “Öngörülen yeni uygulama kısa vadede genel tüketici talebini olumsuz etkileyebilecektir. Öte yandan, tüketicilerin modern hayatın ayrılmaz bir parçası olan elektronik, telekom ve bilgisayar ürünleri ile ilgili talebinin devam edeceğini öngörüyoruz” denildi. İş Yatırım’dan yapılan değerlendirmede, Teknosa’nın satışlarının yüzde 84’ünü kredi kartıyla gerçekleştirdiğine dikkat çekilerek, “Teknosa’nın yeni regülasyonlarla birlikte taksit sayısının azaltılmasından olumsuz etkileneceğini düşünüyoruz. Diğer yandan elektronik perakendecilerin negatif etkilendiği ortamda GSM operatörleri kontratlı cihaz satışlarını artırarak bu şirketleri olumlu etkileyebilir” denildi.
Cnbce’ye yaptığı açıklamada Sabancı Holding Perakende ve Sigorta Başkanı Haluk Dinçer, kredi kartı taksitlerindeki sınırlamaya rağmen, tüketicilerin televizyon, tablet ve akıllı telefondan vazgeçmeyeceklerini söyledi. Dinçer, “Bir oturma odasını gecikmeli değiştirirler belki, bir çamaşır makinesi biraz bekleyebilir ama bir telefon, bir akıllı telefon yenisi çıkmış, insanlar yok ben almayayım taksit sayısı azaldı demeyecekler, ben buna inanmıyorum. En azından teknoloji ürünleri sektörüne etkisinin sınırlı olacağını düşünüyorum ama genel olarak kısa vadede ufak bir şok yaratabilir diye de düşünüyorum” dedi.
Beyaz eşya sektöründe senet canlanabilir
Beyaz eşyaya getirilen kredi kartına 12 taksit sınırlaması ise, makul bir süre olarak değerlendirilirken; uygulamanın iç talebe önemli bir etkisi öngörülmüyor. Bununla birlikte, talepte yaşanabilecek olası bir daralma tehdidini sektörün kredi kartı yerine senetli satışlara yönelerek aşabileceği ifade ediliyor.
Dayanıklı Tüketim ve Beyaz Eşya Perakendecileri Derneği (BEYPER) Başkanı Şahin Mersin de 12 aylık kısıtlamanın sektörü etkilemeyeceğini söyledi ve “Çünkü zaten bizim satışlarımızın hemen hemen tamamı 10-12 aylık taksitle yapılıyor. Sadece yüzde 2-3’lük kısmı 12 ayın üzerindedir. Bu karar alınmadan önce firmalarımızla da görüşmüştük. Onlar da hükümet nezdinde daha ciddi diyebileceğimiz görüşmeler yapıp, taleplerimizi iletmişlerdi” değerlendirmesini yaptı.
Mobilya sektörü ile ilğili bir değerlendirme yapan Alfemo Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Genel Müdürü Ramazan Davulcuoğlu, “12 ay bizi zorlamaz ama kısıtlama olmasaydı daha iyi olurdu. Çünkü biz zaten cari açık yaratmıyoruz. Kredi kartıyla kayıt altına alınıyordu. Belki kayıt dışılık ve merdiven altı artabilir” dedi. Mobilya sektöründe taksitlerin 12 ayla sınırlı kalmasının sektörü olumsuz etkilemeyeceğini; 6 aylık kısıtlama olması halinde ise facia yaşanacağını ifade eden Davulcuoğlu, “Kredi kartına vade kayıt dışını önlüyordu. Cari açık da yaratmıyoruz. Mobilyaya bir kısıtlama getirilmese de olurdu” yorumunu yaptı.
Beyaz eşyada özellikle Anadolu’da “tüketici finansmanı” olarak nitelenen senetli satışların zaten çok yaygın olduğuna işaret eden Ak Yatırım Analisti Bertuğ Tüzün, “Pazar lideri konumundaki Arçelik’in iç satışlarının yaklaşık yarısı senetle, geri kalanı kredi kartıyla yapılıyor... 12 taksit sınırlandırması bizce bu makul ve pazarı çok fazla etkilemeyecektir. Ancak yine de talepte bir dengesizlik olursa, Arçelik satışların bir kısmını daha senetli satışlara yönlendirebilir” dedi.
Gıda ve giyimde büyük çaplı etki beklenmiyor
Birleşmiş Markalar Derneği Başkanı Hüseyin Doğan, taksitli satışların ülkenin bir gerçeği olduğunu belirterek çoğu tüketicinin bütçesini kredi kartı harcaması ile dengelediğini söyledi. Kredi kartı sayısının bu yılın 3. Çeyreğinde yüzde 5 artışla, 56,6 milyon adete yükseldiğine dikkat çeken Doğan, “Kimi zaman kontrollü yapılmayan kartlı harcamalar, kişilerin gelir-gider dengelerini olumsuz etkileyebiliyor. Bu açıdan, hükümetin harcamalara yönelik tasarruf önlemi alma hassasiyetini anlamakla beraber perakende sektörünün olumsuz etkilenmemesi, ticaretin ivmesinin düşmemesine yönelik bir yapının kurgulanmasını ülkemiz ekonomisi açısından daha doğru bir yaklaşım olarak değerlendiriyoruz. Kartlı ödeme sistemi içerisinde gıda alışverişi yüzde 7, akaryakıt ise yüzde 12’lik bir dilimi kapsıyor. Moda perakendesi harcamaları da yüzde 10 oranında bulunuyor. Toplamda yaklaşık yüzde 20’lik bir dilimin taksit sistemi dışında bırakılması, diğer sektörlerin taksitli satış oranlarını olumsuz etkiler. Gıda dışı perakendeye 9 taksit olanağı sağlansa da, bizler de bu düzenlemeden kısmi etkilenebiliriz” diye konuştu.
Ayaydın Miroglio Grup Yönetim Kurulu Başkanı Yalçın Ayaydın, sektörde taksit sayısındaki fazlalığın tabi ki büyümeye yol açtığını ancak bunun sanal bir büyüme olduğunu söyledi. Sektörde taksit sayısının en fazla 6 olması gerektiğini dile getiren Ayaydın şöyle konuştu: “Bir giyim eşyası alıyor ve sezonu bittikten sonra hala ödüyorsanız burada bir yanlışlık vardır. 12 ay gibi uzun vadeler olumlu değildi. Maksimum 6 olması lazım.Tüketicinin cebine bakmak lazım. Ciroları kesinlikle etkilemez. 9 çok olumlu bir taksit sayısı sektör açısından” dedi.
İş Yatırım Analisti İlyas Urgancı ise, “Giyim perakendesinde ise sektörde ortalama taksit sayısı 6. Dolayısıyla 9 aylık taksit sınırlandırmasının bu tarafta da büyük etki yaratmayacağını düşünüyorum” yorumunu yaptı.