Küresel ısınmaya rağmen, petrol daha uzun süre bizimle

Greenpeace’e göre, fosil yakıt sadece sağlığımıza ve iklime zarar vermekle kalmıyor, aynı zamanda temiz enerji sektörünün oksijenini de emiyor

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

DİDEM ERYAR ÜNLÜ

Eylül ayında Birleşmiş Milletler tarafından New York’ta düzenlenen İklim Zirvesi’nde, küresel ısınma ile mücadeleye yönelik önemli adımlar atıldı. Dünyanın 120 ülkesi küresel ısınma ile mücadelede kararlı olduklarını ifade ettiler. On binlerce insan sokaklara dökülüp, hükümetleri küresel ısınma ile ciddi mücadeleye çağırdı. Avrupa Birliği ülkeleri sera gazı salımlarını 2030 yılında 1990 seviyesinin yüzde 40 altına çekmeyi taahhüt ettiler. 40’tan fazla ülkenin şehir yönetimleri ve kurumları 2030 yılına kadar enerji verimliliği hedeflerini iki katına çıkaracaklarını açıkladılar. Kurulacak Yeşil İklim Fonu için 2,3 milyar dolarlık taahhütte bulunuldu. Aralarında 32 hükümet, 20 yerel yönetim, 40 şirket, 16 yerel halk ve 49 sivil toplum kuruluşunu temsil eden 150 temsilcinin bulunduğu oluşum, 2020 yılına kadar ormansızlaştırmayı yarıya indirip, 2030 yılında da durdurmayı hedefleyen New York Orman Deklarasyonu’nu imzaladı. Bir grup banka, fon ve sigorta şirketi 2015 yılında düşük karbon projelerine 200 milyar dolar yatırım yapma sözü verdiler. Verilen tüm bu sözlerin ne derece tutulacağını Aralık 2015’te Paris’te düzenlenecek iklim zirvesinde göreceğiz. Hükümetler, Paris’te, Kyoto sonrası, yeni bir anlaşmaya imza atacaklar ve karbon emisyonlarını azaltma konusunda taahhüt altına girecekler. 

İhtiyaç devam ediyor 

Fakat mevcut duruma bakacak olursak, durum pek parlak değil. Her ne kadar finans kurumları düşük karbon projelerine 200 milyar dolar yatırım yapacaklarını söylemiş olsalar da; petrol şirketleri hala son derece güçlü bir şekilde yaşamlarını sürdürüyorlar. The Guardian’a açıklamada bulunan Siemens AltYapı Direktörü Roland Busch, petrol şirketlerinin uzun bir süre daha var olmaya devam edeceklerini söylüyor. Busch, “Yenilenebilir enerjileri desteklemek için kömür gibi fosil yakıtlara ihtiyaç duyulacak” diyor. 

Bundan bir süre önce, ExxonMobil ve Shell, yatırıcılarına yaptıkları açıklamalarda, hükümetler küresel ısınmaya karşı önlem alsalar da, petrol şirketlerinin daha uzun yıllar boyunca faaliyetlerini sürdüreceklerini dile getirmişlerdi. Fosil yakıtlara yatırımın devam etmesi, kaçınılmaz olacak düşük karbonlu projelere olan ilginin azalmasına yol açıyor. Greenpeace’e göre, “Büyük enerji şirketleri tarafından yakılan kömür sadece sağlığımıza ve iklime zarar vermekle kalmıyor, aynı zamanda temiz enerji sektörünün oksijenini de emiyor. 

Sonuçta birçok şirket için kısır döngü yaşandığı kesin: Tüm dünya küresel ısınma ile mücadele için silahlarını kuşanırken, kimse fosil yakıtlardan elde edilen kardan da vazgeçmek istemiyor. 

Nelson Mandela’nın dul eşi Graca Machel’in New York Zirvesi’ndeki sözlerini hatırlamakta fayda var: “Yaşadığımız zorluğun boyutu ile burada verdiğimiz cevaplar arasında büyük bir fark var. Aradaki fark, kat ettiğimiz yoldan çok daha fazla.” Machel, daha fazla sera gazı salımı yapabilecek durumda olmadığımızı söylemiş ve herkesi bu konuda önlem almaya çağırmıştı. Fakat Machel’i duyabilmek için, şirketlerin geleceğe yönelik karlarının bir miktarından vazgeçmeleri gerekecek. Şu an için kimsenin buna niyeti yok gibi görünüyor. 

E.ON kömür ve gazı bırakıyor 

Bu arada Almanya’nın en büyük enerji şirketlerinden E.ON kömür ve gaz üretiminden vazgeçip, yenilenebilir enerjilere odaklanacağını açıkladı. Alman enerji sektörü, yaşana düşük talep ve düşük fiyatlar yüzünden bir süredir zor günler yaşıyor. Ülke içinde birçok fabrika, gaz veya kömürden vazgeçip, yenilenebilir enerji kullanmayı tercih ediyor. E.ON’un bu kararında, Alman hükümetinin yenilenebilir enerjilere odaklanması da son derece etkili oldu.

Peru'da Paris Zirvesi'ne hazırlık

Uluslararası toplum, Birleşmiş Milletler nezdinde, Kyoto Protokolü'nün ardından hayata geçecek evrensel yeni bir iklim anlaşmasının müzakerelerini sürdürüyor. 2015 yılı sonunda tamamlanması ve 2020 yılında yürürlüğe girmesi hedefl enen küresel iklim anlaşması müzakerelerinde oldukça yoğun bir sürece girilmiş durumda. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMİDÇS) 20.Tarafl ar Konferansı Toplantısı 1-12 Aralık 2014 tarihleri arasında Peru’nun Lima kentinde düzenleniyor. Zirvede; 2020 yılında uygulamaya konulması öngörülen anlaşma metninin oluşturulması çalışmaları sürdürülecek. 2015 yılı sonunda Paris’te gerçekleştirilecek zirvede söz konusu müzakere sonuçları karara bağlanarak yeni anlaşmanın ortaya konulması hedefl eniyor. Türkiye Peru’daki iklim zirvesine Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce başkanlığında ilgili tüm kurumlardan oluşan resmi bir heyetle katılıyor. Türkiye, iklim müzakerelerinde; tüm tarafl arı kapsayacak, adil ve her ülkenin sosyo-ekonomik göstergelerine, gelişmişlik düzeylerine, imkan ve kabiliyetlerine, tarihi sorumluluklarına göre kendi belirleyeceği hedefl ere dayalı esnek bir sistemin oluşturulması yönünde bir tutum benimsiyor. Bu temel prensipler çerçevesinde oluşturulacak ve 2020 itibariyle uygulamaua konacak yeni anlaşmada, Türkiye, üzerine düşen görevleri imkânları ölçüsünde yapmaya hazır olduğunu vurguluyor.

Bu konularda ilginizi çekebilir