İMKB'deki portföyün yarısından fazlası ellerinde

ABD, İngiltere ve Lüksemburg; son bir yıllık dönemde İMKB'de en yüksek portföy değerine sahip ilk üç ülke oldu.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nda (İMKB) bir yıllık dönemde en yüksek portföy değerine sahip ilk üç ülke ABD, İngiltere ve Lüksemburg oldu.

Yatırımcı İlişkileri Derneği (TÜYİD) ve Merkezi Kayıt Kuruluşu (MKK ) işbirliğiyle hazırlanan ve 31 Mayıs 2011 - 31 Mayıs 2012 dönemlerini kapsayan "Borsa Trendleri" raporunda, son bir yıllık dönemde SPK ve İMKB'nin açıkladığı teşviklerle 2011 yılında toplam 27 adet halka arz gerçekleştiği, 2012 yılının ilk beş aylık döneminde bu rakamın 17'ye ulaştığı belirtildi.

Raporda, 31 Mayıs 2012 itibarıyla İMKB geneli için halka açıklık oranının fiili dolaşım baz alındığında yüzde 26 ve İMKB-30 bazında ise yüzde 32 olduğu kaydedildi.

Raporda, son bir yıllık dönemde İMKB'de en yüksek portföy değerine sahip ilk üç ülkenin ABD, İngiltere ve Lüksemburg olduğu belirtilirken, şu bilgilere yer verildi:

"Bin 190 adet ABD menşeli yatırımcı toplam yabancı yatırımlarının üçte birine sahip. İlk iki sırada yer alan ABD ve İngiltere menşeli yatırımcıların toplam portföyün yarısından fazlasını elinde tuttuğu, geçen senenin aynı döneminde 4'üncü sırada bulunan Yunanistan'ın 7'nci sıraya, 5'inci sırada bulunan Fransa'nın ise 9'uncu sıraya gerilediği görülüyor.

 31 Mayıs 2011-31 Mayıs 2012 dönemine bakıldığında, yatırımcı sayısındaki artışa rağmen, portföy değerinin gerilediği gözleniyor. Yerli yatırımcıların halen yüzde 99,6'sının gerçek yani bireysel yatırımcılardan oluştuğu belirtiliyor. Yerli-kurumsal yatırımcı sayısı yüzde 32 oranında artmış olmakla birlikte henüz çok düşük seviyelerde.

En yüksek işlem hacmi ticaret endeksinde

31 Mayıs 2012 itibarıyla yabancıların en yüksek işlem hacmi yüzde 33 ile ticaret endeksinde, en düşük işlem hacmi ise yüzde 1 ile teknoloji endeksinde sahip oldukları belirtiliyor. Gerçekleşen işlem hacimlerinin yüzde 80'inden fazlasının yerli yatırımcılar tarafından yapılmakta olduğu görülüyor.

Ancak işlem hacminde yüzde 19 paya sahip olan yabancı yatırımcıların piyasa değerindeki payı yüzde 62 seviyelerinde. Yani yabancı yatırımcının aldıkları hisseleri daha uzun süre ile tuttuğu anlaşılıyor ki elde tutma süreleri incelendiğinde yerli yatırımcının bir hisseyi ortalama 26 gün elde tutarken, yabancı yatırımcı için bu sürenin 326 gün olduğu gözleniyor."

Türk bankalarına olan yabancı ilgisi göze çarpıyor

TÜYİD Başkanı Funda Güngör Akpınar, halka açıklık oranlarının Türkiye'de henüz düşük olduğunu, ancak işlem hacimlerinin yüksek olması sebebiyle yatırımcılar açısından sıkıntı yaratmadığını ifade ederek, "Son bir yıllık döneme bakıldığında İMKB'de gerek yerli, gerek yabancı yatırımcı sayısında bir artış var.

Sermaye piyasalarının derinleşmesi açısından bir yandan halka arzlar gerçekleşirken, bir yandan da yatırımcı tabanının genişlemesi, çeşitlenmesi ve kurumsal yatırımcı sayısının artması oldukça önemli. Mevcut Avrupa krizi göz önünde bulundurulduğunda, özellikle diğer gelişmekte olan ülke bankalarına rağmen mali yapısı ve sermaye yeterliliği daha sağlıklı olan Türk bankalarına olan yabancı ilgisi göze çarpıyor" dedi.

Akpınar, yabancı yatırımcıların çoğunlukla uzun vadeli kurumsal yatırımcılardan, yerli yatırımcıların ise bireysel yatırımcılardan oluşmasından dolayı hisse senetlerinin elde tutmalarında farklılık olduğunu belirterek, "Türkiye'de kurumsal yatırımcı tabanı genişledikçe, elde tutma süreleri artacak, dolayısıyla piyasadaki oynaklık azalabilecek" şeklinde konuştu.

e-VERİ: Sermaye Piyasaları Veri Bankası

Raporla ilgili bilgi veren MKK Genel Müdürü Yakup Ergincan, "e-VERİ: Sermaye Piyasaları Veri Bankası" projesinin, akademik çalışmalara, karar alma mekanizmalarındaki kurumların sağlıklı karar almalarına ve derecelendirme kuruluşlarının sağlıklı analiz yapmalarına katkıda bulunacağını, sermaye piyasası ve finansal piyasalarımızdaki verilerin tek bir noktadan toplanarak analiz edileceğini ve modelleneceğini belirtti.

Engincan, bu proje kapsamında TÜYİD ile yatırımcıların hisse senedi piyasasında gerçekleştirdikleri işlemlerin analizinin yapılabileceğini belirterek,"Önümüzdeki dönemlerde e-VERİ projesi çerçevesinde sermaye piyasalarının veri ve bilgi açısından zenginleştirilmesi yönünde çalışmalar artacak. Şirketlerin hisse senetlerini halka arz etmeleri yönünde gerçekleştirilen 'Halka Arz Seferberliği'nin başarılı sonuçlarının 'halka arz edilen şirket sayısı' ve 'yatırımcı sayılarının' artması ile alınmaya başladı. Yatırımcı sayısının ve yatırımcı bilincinin 'Yatırımcı Seferberliği Protokolü' kapsamında gerçekleştirilecek faaliyetler ile artırılmasının hedefleniyor" şeklinde konuştu.

Bu konularda ilginizi çekebilir