Hisse senedi sahibinin oy hakkı kağıt üzerinde kalıyor
Borsa Uzmanı Arif Ünver, yatırımcının genel kurullarda temettü dağıtımı veya amaca hizmet etmeyen sermaye artırım kararlarına karşı çıkamadığına işaret etti.
İSTANBUL - Borsa Uzmanı Arif Ünver, hisse senedi sahiplerinin oy haklarının kağıt üzerinde kaldığını belirterek, bunun şirketlerin halka açıklık oranlarının yüzde 50'nin altında kalmasından kaynaklandığını söyledi.
Ünver, borsaya yeni yatırımcıların gelebilmesi için borsanın cazibesinin artırılması gerektiğinin altını çizerek, bu konuda temettü ödemeleri ve amaca hizmet etmeyen sermaye artırımlarının önünün kesilmesinin önemli olduğunu anlattı.
Bunun anahtarının da şirketlerin "halka açıklık oranları" ve yatırımcının "oy hakkı" olduğunu belirten Ünver, şunları söyledi:
"Yatırımcının hisse senedini satın aldıktan sonra elde ettiği ve kanunla belirtilmiş haklarını, mülkiyet, ortaklık, temettü, oy hakkı, tasfiyeden pay alma hakkı olarak sıralayabiliriz. Şimdi tam da bu noktada bambaşka bir sorun; yatırımcının oy hakkı...
İşin tabiatında var olan, hisse senedi sahibinin oy hakkı, kağıt üzerinde kalarak işlevselliğini yitiriyor. Bunda en büyük etken halka açıklık oranlarının çoğunlukla yüzde 50'nin altında olmasıdır. Diğer taraftan yüzde 50'nin üzerinde halka açıklığı olan kimi firmalar da yönetimle beraber hareket eden aile efradınında hisse senedi alımıyla yüzde 50'nin üzerindeki halka açıklığı kağıt üzerinde gösteriyor. Bu önemli noktada yatırımcı, yüzde 50'nin altında halka açıklık oranı olan firmalarda yatırımcılar genel kurullarda temettü dağıtımı yönünde veya amaca hizmet etmeyen bedelli/bedelsiz sermaye artırım kararlarına karşı çıkamıyor.
Neticede halka açılmış, borsaya kote olmuş firmanın hisselerini alarak, firmada yönetimi elinde bulunduranların aldığı olumlu veya olumsuz kararlara boyun eğmek durumunda kalıyor. Yatırımının geleceğine ilişkin kararları bir başkasına bırakmayı kim ister ki?"
Bu durumda yatırımcının kendi tasarrufuna ilişkin söz ve hareket alanı kalmadığını ve bu olguların, yeni yatırımcıların piyasaya gelmesinin önünü tıkadığı gibi mevcut yatırımcıların da piyasadan çıkmasını tetiklediğini anlatan Ünver, "Örneğin ArcelorMittal'in Erdemir'deki yüzde 25'lik payında azaltıma gideceği konusu ve daha önceki zaman diliminde de yaptıkları açıklamalarda, 'hisselerimizin yönetime katılmaya olanak vermemesi' konusunu dile getirmeleri de manidar. Bahsettiğimiz konunun uluslar arası iş aleminde de ne kadar önem arz ettiği ortada" yorumunu yaptı.
Azınlık paylarına da bir kısım imtiyazlar sağlanması veya halka açılmış/açılacak şirketlerde bu konunun yeniden ele alınmasının, sermaye piyasaları açısından önem taşıdığını ifade eden Ünver, "Yatırımcı seferberliğinin altının doldurulması açısından, bilinçli yatırımcı söyleminin yanında olması gereken en önemli unsur; yatırımcı haklarının sağlanıp, yatırımcı açısından güvenin ve bu güvene dayanak oluşturacak hakların tesisinin öneminin kavranıp, gerekli aksiyonların alınması gerekir" değerlendirmesini yaptı.
(AA)