Herkes düşük faiz istiyor ama...

Sercan AKINCI

İSTANBUL - Mali piyasalar dün Başbakan Erdoğan'ın Merkez Bankası'nın yarım puanlık faiz indirimine gösterdiği tepkiyi konuştu. Erdoğan önceki gece Almanya dönüşü uçakta faizlerle ilgili açıklama yaparken "MB dalga mı geçiyor, faizi çıkarırken 5 puan, indirirken yarım puan indiriyor" demişti. Bu sözlere bazı bankacılar ‘Daha önceki söylemden farklı değil' yorumu yaparken bazıları da "Erken ve seri bir faiz indirim süreci yatırımcıyı endişelendirir" açıklaması yaptı.

Lizbon'da bulunan MB Başkanı Erdem Başçı ise faizde düşüşe devam edebilecekleri sinyalini verdi. İş dünyası temsilcileri, faizlerin geçtiğimiz yıl mayıs ayındaki seviyelerde olması gerektiğini arzuladıklarını söylerken buna rağmen piyasaların kendi şartları olduğunu ifade ediyor.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan geçtiğimiz gün Köln dönüşü gazetecilere, "Sen dalga mı geçiyorsun, yükseltirken 5 puan birden yükseltiyorsun, indirirken yarım puan indiriyorsun, kendine çeki düzen vermesi lazım" diyerek Merkez Bankası'nın faiz indirim kararını eleştirmişti. Bu açıklamanın üstüne görüşlerini DÜNYA'ya açıklayan iş dünyası temsilcileri, Başbakan Erdoğan'ın söylediği gibi düşük faiz istediklerini söylerken bununla birlikte Merkez Bankası'nın dünyadaki piyasaları inceleyerek çalışmalarını yürüttüğünü belirtiyor. Şartların oluşması halinde Merkez Bankası'nın faiz indirimine gideceğini ifade eden temsilciler, şunları ifade ettiler:

Sıcak para faiz için geliyor

İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) Başkanı Ömer Cihad Vardan: Bütün iş dünyasının arzusu tabi ki düşük faiz. Yüksek faiz yatırımların önündeki en büyük engel. Yüksek faiz olduğunda paralar yatırılır, değerlenmesi beklenir. Bir yandan enflasyonunun düşük tutulması, bir yandan yatırım yapılsın istenmesine karşı sıcak paralar faiz oranları için geliyor. Keşke imkan olsa da faiz oranları geçtiğimiz yıl mayıs ayında olduğu seviyelere gerilese. Merkez Bankası özerkliğini korumalı, Türkiye'nin sağlığı için kararlar almalı.

Dünyada yanlış yapıyor diyen yok

Denizli Sanayi Odası (DSO) Başkanı Müjdat Keçeci: Merkez Bankası'nın ne yapması gerektiğini ben sadece arzu edebilirim. Ama ne olması gerektiğine Merkez Bankası karar verir. Dünyadaki yayınları okuyorum, şu anda Merkez Bankası'nın yanlış yaptığına dair hiçbir yorum görmedim. Ben bir sanayici, ihracatçı ve vatandaşım. Gönlümden geçen hiç faiz ödemeyeyim, en yüksek kurdan ihracat yapayım, faizler sıfırlansın. Fakat piyasanın kendine göre şartları var. Merkez Bankası'na güveniyorum.

Merkez orta vadede temenniyi yerine getirir

İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Üyesi Ali Eren: Merkez Bankası piyasayı her gün analiz ediyor. Paranın arz- talebini ölçüyor. Piyasanın yakın ve uzun dönemdeki projeksiyonunu değerlendirme imkanına sahip. Bu projeksiyon daha objektif yorumlama imkanı getiriyor. Bu konuları uzmanlarına bırakmak gerek. Başbakan Erdoğan ekonominin üzerindeki riskin düşük olmasını istiyor. Bu temennidir. Her zaman piyasalarla temenniler örtüşmeyebiliyor. Merkez Bankası da orta vadede Başbakan'ın temennisini yerine getirmeyi istediğini gösteriyor. Bu konuda Başbakan biraz sabırsız...

Bankacılar: Kredibilite hasarlı olmasın

Başbakan Erdoğan’ın açıklamaları bankacılar tarafından farklı yorumlandı. Bazı bankacılar, Başbakan’ın açıklamalarını değerlendirirken “Daha önceki söylemlerinden farklı değil. Her zamanki yorumları ama tonu bu defa biraz daha sert. Yatırımcı kararını etkilemez” açıklamasını yaparken bazı bankacılar, “Başbakan’ın açıklamalarının Merkez Bankası üzerinde kredibilite hasarı yaratmamalı. Erken ve seri bir faiz indirim süreci yatırımcıyı endişelendirir” açıklamasını yaptı.

TCMB’nin gerektiğinden erken seri faiz indirimine gidebileceğini endişesi dile getirilirken zaten yıl sonuna kadar Merkez Bankası’nın şubattaki faiz artırımının bir kısmını geri alması bekleniyor. Piyasada yıl sonuna kadar geri alınacak kısmın 200 baz puana ulaşmasını bekleyenler de var. MB'nin erken faiz indirimine gitmesi ise enflasyonda hedefi yeniden tehlikeye sokabileceği endişeleri yaratırken, yapılan yorumlarda TCMB’nin bağımsızlığına yönelik kanuni bir müdahalenin uzak bir ihtimal olduğuna da vurgu yapılıyor.