Halkbank KOBİ’de daha hızlı koşacak
Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan, daha dengeli bir yıl olmasını öngördükleri 2018'de yeni projeler üzerinde çalıştıklarını ifade etti. Arslan, "KOBİ'lerin finansman ihtiyaçlarını karşılamaya devam edeceğiz" dedi.
Ece CEYHUN
Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan, bankanın toplam kredileri içerisinde KOBİ’lere kullandırılan kredilerin ağırlığının adım adım yüzde 35’lerden yüzde 45’lere geleceğini söyledi. Banka, bu yıl için kredide yüzde 17, bilanço büyüklüğünde yüzde 16’lık büyümeyi, özkaynak kârlılığında ise yüzde 16 seviyelerini hedeflerken, mevduatta çıtayı daha da yukarıya koydu. Bankanın 2018 planında mevduatta yüzde 20’lik bir büyüme var.
Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan ile bankayı odağa alarak hem uluslararası piyasalardaki hem bankacılık sektöründeki gelişmeleri konuştuk. Osman Arslan, bankanın geleneksel KOBİ kredilerindeki gücünü ve etkinliğini artırmak istediklerini söyledi. KGF kredilerinde yaklaşık 20 milyar TL’lik kredi kullandırımı ile tutarda sektör birincisi olduklarını kaydeden Arslan, 2018 planlarını şöyle anlattı: “Aktif büyüklükte yüzde 16, kredide yüzde 17 büyümeyi, öz kaynak kârlılığında ise yüzde 16 seviyelerini planlıyoruz. Kredilerimizin yüzde 70’i TL ağırlıklı. Dolayısıyla, TL finansmana ağırlık vereceğiz. Mevduatta yüzde 20 büyümeyi bekliyoruz. Yüzde 20’lik mevduat büyümesi ile yüzde 17’lik kredi büyümesini sağlarız. 2018 yılında elde edeceğimiz kâr büyüklüğü 2017 yılının bir miktar üzerinde olacaktır. Toplam kredilerimiz içerisinde KOBİ kredilerinin payı yüzde 35’ler seviyesinde. 2018 sonunda bu oranı yüzde 40’a, 2019 sonunda da yüzde 45’e çıkartmayı hedefliyoruz.”
"2018'in şartları 2017'den daha iyi olacak"
2018 yılında Türkiye ekonomisinde şartların 2017’den daha iyi olacağını vurgulayan Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan, enflasyon-faiz-kur dengesinin oturacağını ve yüzde 5’in üzerindeki büyümeyi destekleyeceğini de ifade etti. Arslan “Türkiye ekonomisinde, özellikle 3. çeyrekte ortaya çıkan yüksek büyüme performansı, 2018 yılı beklentilerimizi yüksek tutmamızı sağlıyor. Türk bankaları olarak; başarılı bir şekilde yönettiğimiz bu sürecin sonunda, yeni yıla umutlu başlıyoruz. Özellikle, kredi riskini azaltan Kredi Garanti Fonu uygulamasının yeni yılda bilançolarımıza olumlu etki yapacağını, bu durumun da sermaye yeterliliğine katkı sağlayacağını düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.
Kredilerde ağırlıklı büyüme planlarını KOBİ ve esnaf kredileri üzerine inşa ettiklerini kaydeden Arslan, bilanço içinde söz konusu segmentin payı artarken büyüme hızının da yüzde 30’un üzerinde olduğuna işaret etti. Bankanın yaklaşık 1.5 milyon KOBİ müşterisi olduğu bilgisini de paylaşan Osman Arslan, “Haftalık bazda baktığınızda KOBİ’lere ortalama 2.5 milyar TL kredi kullandırmaktayız. Hedefimizde; sektör ayırımı yapmadan katma değer ve istihdam sağlayan, Organize Sanayi Bölgelerinde faaliyet gösteren firmalar başta olmak üzere tüm üreticiler var” dedi.
Böylece Halkbank, 80’inci yılını kutlayacağı 2018 sonunda bilanço büyüklüğünü 340-350 milyar TL mertebelerine ulaştırmış olacak. Eylül 2017 itibarıyla 2016 yılsonuna göre bilanço büyüklüğünü yüzde 20.9 artışla 279.7 milyar TL’ye taşıyarak aktif büyüklükte Türkiye’nin beşinci büyük bankası olan Halkbank’ın gayrinakdi kredileri de içeren toplam kredileri ise 248.2 milyar TL düzeyinde.
"Katılım kurarsak farklı modeller düşünürüz"
Halkbank Genel Müdürlüğü görevinden önce Ziraat Katılım’ın kurucu Genel Müdürü olan Osman Arslan, katılım bankası kurup kurmayacaklarına yönelik sorumuza şu cevabı verdi: “Henüz gündemimizde Halk Katılım’ın kurulmasına yönelik alınmış bir karar yok. Öyle bir adım atılmak istenirse de illa klasik bir katılım bankası olmasına da gerek yok. Katılım bankacılığı prensiplerine uygun yatırım veya kalkınma bankacılığına yönelik bir operasyon yapabiliriz. Kaynak ihtiyacını toptan fonlama imkânları ile sağlayan ve bu şekilde projeleri destekleyen farklı bir model olabilir. Kaynağı bulur, İslami finans usulleri çerçevesinde yatırıma dönüştürür. Olursa Halkbank finansal grubu içerisinde bir sinerji de sağlanabilir. Bu tür yapılar katılım bankacılığı tarafında yeni bir açılım oluşturabilir.” Arslan, Sırbistan ve Makedonya’daki bankalarının etkinliğini artıracaklarını, sigorta ve finansal kiralama şirketlerini bankayla daha entegre bir yapıya kavuşturacaklarını da söyledi. Banka bu yıl 1.300 yeni istihdam sağlamaya yönelik çalışmalara da başladı.
Osman Arslan, bu sene bankacılık sektöründe de KOBİ Bankacılığı özelinde yoğun bir rekabet yaşanacağını düşünürken şu değerlendirmeyi yaptı: “KOBİ bankacılığındaki öncülüğümüzle bizim de bu dönemde ana segmentimiz yine KOBİ’ler olacak. KOBİ’lerin gelişimi ve finansman ihtiyaçlarını karşılamak için çalışmaya devam edeceğiz. KOBİ’lere özel kredi imkânlarımızı geliştirerek en avantajlı ve güvenilir hizmeti sunmaya devam edeceğiz.”
TL fonlama kaynaklarına ağırlık vermeye devam
ABD’deki dava sürecinde iç piyasadan ve uluslararası ikili kredi anlaşmalarıyla kaynak toplamaya ağırlık veren Halkbank, bu dönemde de kredi finansman faaliyetlerinin aksamaması için likit kalmaya önem verdi. Osman Arslan; yurtdışı ikili kredi ve repo anlaşmalarıyla, ağırlıklı batı bankalarından sağlanmış olan yaklaşık 2.3 milyar dolarlık kaynağın bu dönemde de çevrilebildiğine dikkat çekti.
"Bankacılık sektörü dengeli büyümeyi sürdürür"
2018 yılında, küresel anlamda parasal genişlemenin son bulması ve yurtdışı faizlerdeki artışın da etkisiyle bankacılık sektöründe kâr marjlarında bir miktar düşüş olabileceğine değinen Osman Arslan, “Genel anlamda 2017 başında bankacılık sektörünün koyduğu hedeflerin yılın sonuna baktığımızda büyük oranda aşıldığını görüyoruz. Sektörün geçtiğimiz yıl, başta kredi ve mevduat olmak üzere tüm kalemlerde sağladığı dengeli büyümeyi 2018 yılına da taşıyacağını, özkaynak büyümesinde ve sermaye yeterlilik rasyosundaki denge ile bilanço kalitesini koruyacağını düşünüyoruz. Nitekim hisseleri halka açık bankaların 2018 yılı beklentilerine dair açıklamalarına baktığımızda, aktif, kredi ve mevduat kalemlerinde sektör genelinde ortalama yüzde 14-16 bandında bir büyüme beklentisinin hâkim olduğunu görüyoruz” değerlendirmesini yaptı.
Toplamda 1.5 milyar dolar seviyesinde sendikasyon kredisi ve eurobond itfasının banka kaynaklarından vadelerinde karşılandığını, yeni bir tahvil ihracının da şu an için planlanmadığını hatırlatan Arslan, “Sendikasyon ve tahvil ihracı için uygun şartlar oluştuğunda bu alanda yeniden etkin bir banka olmayı hedefliyoruz. Uygun şartların da senenin ikinci yarısından sonra oluşacağını ümit ediyoruz. 2017’de ağırlığı dış borçlanma yerine yurtiçi sermaye piyasalarına verdik. 1 milyar TL’lik 10 yıl vadeli TL cinsinden sermaye benzeri tahvil çıkardık. Varlık kiralama şirketi kurduk. Bu şirket üzerinden gayrimenkul yatırım ortaklığı şirketimiz için sukuk çıkardık. İlk defa bir GYO sukuk ihracı yapılmış oldu. Kısa vadeli TL cinsi bonolar çıkartıyoruz. Yeni sermaye piyasası ürünleri kullanmaya devam edeceğiz” diye konuştu.
Genel Müdür Osman Arslan sektör genelinde ise mevduat maliyetlerinin geçen yılın altında oluşmasını beklediklerini aktardı.
"KGF kefaleti bu yıl da önemli yer tutacak"
Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan, 2017 yılında toplam KGF kredilerinin yüzde 75’ini KOBİ’lerin kullandığına işaret ederek tahsili gecikmiş kredi oranının KGF teminatlı kredilerde sektörde binde 3 Halkbank’ta on binde 5 düzeyinde olduğuna değindi. Arslan, şunları anlattı: “Bu yıl 140 milyar TL seviyesinde yeni kefalet miktarı planlanıyor. Kredi Garanti Fonu uygulaması kısa bir zaman öncesine kadar yılda yalnızca 1000 firmaya kefalet verebiliyordu, bugün geldiğimiz noktada bu sayı günde 4000 firmaya ulaşmış durumda. KOBİ’lerin finansmana erişiminde teminat kolaylığı sağlayan KGF kefaleti, üreten Türkiye’ye destek noktasında önemli bir hizmet oldu. 365 bin işletme bu hizmetten yararlandı, KGF kredileri sayesinde sanayiinin toplam istihdamı bir yıldan kısa bir süre içinde 210 bin kişiden fazla arttı. Eylül ayı sonunda kredi kullandırımında 20 milyar TL sınırını geçerek tüm bankalar arasında ilk sıraya yerleştiğimiz KGF kefaletli kredilerin, reel sektörün ve bankacılık sisteminin ortak çıkarlarının aynı paydada buluşmasını sağladığını düşünüyoruz. 2018 yılında da KGF kredileri KOBİ ve ticari segmentlerde önemli yer tutacak diye düşünüyoruz.”
Normalleşme süreci ılımlı geçecek
Küresel sermaye akışları açısından Fed’in politikalarının önemine de vurgu yapan Arslan, “Gelişmiş ülke merkez bankalarının açıklamaları piyasalarda kısa dönemli dalgalanmalara yol açsa da küresel para politikalarındaki normalleşme sürecinin ılımlı olacağı beklentisini koruyoruz. Fed’in bilanço küçültme eğilimi, yüksek düzeydeki küresel likidite bolluğu üzerinde az da olsa bir baskı oluşturdu. Kredi talebinin arttığı bir dönemde yaşanan bu değişim, kısa dönemli dalgalanmalar oluşturabiliyor” dedi.
Arslan 2017 yılında gelişmekte olan ülkelerin borçlanma senedi ve hisse senedi piyasalarına portföy girişlerinin 192 milyar dolar ile rekor kırdığının da altını çizerek, şöyle devam etti: “Ülkemiz ise buradan 10,2 milyar dolar giriş sağladı. Bankacılık ve dış ticaret ilişkilerinin farklı bölgelere yayılması, Türk bankacılık sektörünün dış borç temininde daha geniş bir kreditör yelpazesine ulaşabilmesini sağlıyor. Her durumda, yurtiçindeki kredi talebinin önemli ölçüde arttığı bu dönemde, konuya küresel likiditedeki hassasiyeti göz önünde bulundurarak yaklaşmak gerekiyor. Dünya genelinde birçok ülkede belirsizliğin devam ettiği bu süreçte Türkiye, yüksek ve istikrarlı büyüme hızıyla uluslararası yatırımcılar için cazibe merkezi olmayı sürdürecektir. Bankacılık sektörü olarak geliştirdiğimiz finansman imkânlarımızla reel sektöre sağladığımız destekler, ihracat performansımıza da olumlu yansıyacaktır. Son dönemde, gelişmiş ülke ekonomilerindeki daralmalar ihracatçılarımızı gelişmekte olan ülkelere doğru yeni pazar arayışlarına itiyor. Hızlı büyüyen bu ülkelerdeki pazar payımızın artışı bizleri 2023 hedeflerimize biraz daha yaklaştıracaktır.”
"KOBİ'leri ihracatçı yapacak"
KOBİ’leri dünya piyasalarına açmak için yeni projeler üzerinde çalıştıklarını aktaran Arslan, “KOBİ’leri dünya piyasalarına belli dijital platformlar üzerinden açacak bir takım çalışmalarımız var. KOBİ’lerin dünyanın büyük e-ticaret platformlarına entegre olmalarını teşvik etmeyi düşünüyoruz” diye konuştu.
Uluslararası düzenlemelerle uyum altyapısı güçlendiriliyor
- Halkbank güçlü bir banka. Anadolu’da itibarımız oldukça yüksek. Halkımızın bankamıza desteği oldukça güçlü. Halkbank’ın tüzel kişiliğine karşı yurtdışında açılmış bir dava bulunmamaktadır. Hukuki çerçeve içerisinde, ABD’li ilgili kuruluşlar ile iletişim sağlanmakta, bankamızın bu süreci minimum risk ile atlatması için tüm imkânlar kullanılmaktadır. Bankamız, çıkarlarına uygun olarak, doğru, şeffaf ve hukuki bir iletişim tarzını benimsemektedir.
- Bankamız başta Uluslararası Ticaret Örgütü’nün yayımlamış olduğu dış ticaret ile ilgili olmak üzere tüm uluslararası kurallara uymuş ve kararlı bir şekilde uymaya devam edecektir. Bankacılıkta düzenlemelere uygun kurallar ve belgeler üzerinden işlem yapılmaktadır. İçerisinde bulunduğumuz sürecin uluslararası uygulama ve standartlar çerçevesinde, bankamız lehine en uygun şekilde sonuçlanması için gayretlerimiz devam etmektedir.
- Dava döneminde sınırlı da olsa tedirgin davranışlar gözlemlense de tasarruflarının değerlendirilmesinde bankamıza ağırlık veren birçok müşterilerimiz de oldu. Kamuoyunu doğru bilgilendirmek için gereken açıklamaları yaptık. Biz bu süreci daha çok likit kalarak yürütmeye çalıştık. Yurt dışı ve yurt içi yükümlülüklerimizin karşılanmasında hiçbir sorunla karşılaşmadık.
- Halkbank uluslararası düzenlemelere uyan bir banka. Şimdi uluslararası düzenlemelere uyum konusunda mevcut alt yapımızı, teknolojiyle de donatarak, daha da güçlendiriyoruz. Yönetim Kurulu’na bağlı olarak ayrı bir uyum departmanı kurduk.
- Bu dönemde bankamıza uluslararası yatırımcı ilgisinin arttığını görüyoruz. Buna en yakın tarihli örnek, İngiltere merkezli uluslararası yatırımcı bir şirketin geçtiğimiz günlerde bankamız hisselerindeki payını artırmış olmasıdır. Ayrıca, 300’ün üzerinde Amerikalı hissedarımız bulunuyor.
- Tüm hissedarlarımıza, müşterilerimize, çalışanlarımıza ve diğer paydaşlarımıza sorumluluğumuzu en üst düzeyde yerine getirmeye devam edeceğiz.