Gelişen ülke borsaları 6 ayın en düşüğünde
Ne Trump'ın ne de Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'in ticaret kavgasında geri adım atmayacak gibi gözükmesi ve vergilerde yeni bir artış turunun kapıda olabileceği endişesi yatırımcıyı tedirgin ediyor.
Evrim KÜÇÜK
ABD ve Çin arasında ticari gerilimin tırmanmasına Wall Street sert tepki vermedi ancak ekonomisi ihracata ve Çin ekonomisindeki gelişmelere daha bağımlı gelişmekte olan ülkelerde yatırımcı daha temkinli hareket ediyor. Dünyanın en büyük ekonomileri arasında gümrük vergilerinin karşılıklı olarak artırılması gelişen ülke borsalarına ve paralarına satış getirdi. Bu piyasalardaki satışlar Donald Trump'ın 2016'da ABD başkanı seçilmesinden bu yana en büyük haftalık çıkışı yaşıyor.
ABD yönetimi 50 milyar değerindeki Çin menşeli ürünlere yüzde 25 ek vergi uygulama kararı aldı. Çin de yaklaşık 50 milyar değerinde ABD menşeli 659 ürüne yüzde 25 ek vergi getireceğini açıkladı. Ne Trump'ın ne de Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'in geri atmayacak gibi gözükmesi ve vergilerde yeni bir artış turunun kapıda olabileceği endişesi yatırımcıyı tedirgin etti. ABD'nin 100 milyar dolarlık yeni bir vergi listesi hazırlığı içinde olması ve Çin'in misillemeye devam edeceği kaygısı satışları hızlandırdı.
Gelişen ülke borsaları altı ayın en düşük seviyesine indi. Asya borsalarında haftanın ilk işlem gününde satış ağırlıklı bir seyir izlendi. Japonya da Nikkei 225 endeksi geçen hafta başlayan düşüşünü sürdürdü. Güney Kore ve Hindistan gibi büyük ihracatçı ülkelerin borsalarında da kayıp yaşandı. Geçtiğimiz hafta Fed'in faizleri artırması nedeniyle baskı altına giren MSCI gelişen ülke endeksi art arda 4'üncü işlem gününde de düşüşünü sürdürdü. 47 ülkenin dahil olduğu MSCI dünya endeksi de yüzde 0.3 geriledi. Avrupa'ya bakıldığında Almanya'da DAX ve Fransa'da CAC 40 gibi önde gelen endekslerde de kayıplar yüzde 1'i aştı. Özellikle Çin ile güçlü ticari bulanan ekonomilerin ve Çin'de önemli faaliyetleri bulunan şirketler, dünya ticaretindeki yavaşlamanın, küresel ekonomiyi vurmasından ve işdünyası güvenini zedelemesinden endişeli. ABD'nin sadece Çin ile değil diğer müttefikleriyle arasının açılması ve Japonya ile NATO ülkeleri ülkeleri üzerindeki baskıyı artırabilecek olması da kaygı yaratıyor.
1 haftada 2.2 milyar dolar çıktı
UBS'in EPFR Global verilerinden derlediği rapora göre, gelişmekte olan piyasalara odaklı küresel fonlardan 13 Haziran haftasında 2.2 milyar dolar çıktı. Bu, ABD'de başkanlık seçimlerinin sonuçlandığı Kasım 2016'dan bu yana
görülen en yüksek sermaye çıkışı oldu. EPFR Global'in verilerine göre, EMEA fonlarından 146 milyorn dolar, Latin Amerika'dan 23 milyon dolar sermaye çıkışı olurken, Japonya hariç Asya fonlarından ise 1,05 milyar dolar çıktı. 24 MSCI ülkesinden sadece Tayvan, Güney Kore ve Türkiye'ye sermaye girişi oldu. Tayvan ve Güney göre 900 milyon dolar sermaye çekerken, Türkiye'ye de 90 milyon dolar sermaye girişi gerçekleşti. Hindistan, Çin, Rusya ve Güney Afrika'dan ise toplam 1,3 milyar dolar çıktı. Bu da Donald Trump'ın 2016'da ABD başkanı seçilmesinden bu yana en büyük haftalık çıkışa işaret ediyor.
Ticaret savaşı fonların yatırım tercihlerini de etkiliyor
Dünyanın iki büyük ekonomisi ABD ve Çin arasındaki ticaret savaşı milyarlarca doları yöneten fonların kararlarını etkilemeye başladı. Önde gelen fonlar, gerilimin arttığı ortamda para kazandırmaya devam edecek şirketler bulmaya çalışıyor. Tercihlerini ise finans ve teknoloji şirketlerinden yana kullanıyorlar. Alliance Bernstein, Causeway Capital Management ve Janus Henderson kendi ülkesinde egemen konumda olan İtalyan Unicredit, Çinli Alibaba gibi devlerle, GlaxoSmithKline ve Tekeda gibi ilaç firmalarındaki pozisyonlarını artırıyorlar. Yüksek değerlemelere sahip olmayan ancak teknoloji tedariki konusunda güçlü konumda olan İspanyol Amedeus gibi şirketler ve yüksek tarifelerden etkinlenmesi beklenmeyen lüks tüketim firması Moncler de fonların gözdesi.