Geçen yılın rakamına 5 ayda ulaşıldı

Sendikasyonda geçen yılın rakamına 5 ayda ulaşıldı. 3 bankanın üst düzey yetkilisi bu durumu değerlendirdi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - Cari açığın finansmanında önemli bir kaynak olduğu uzmanlarca belirtilen sendikasyon kredilerinde, 2011 yılında yaklaşık 14 milyar dolar sendikasyon kredisi kullanan bankacılık sektörü, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre mayıs ayı itibariyle yaklaşık 14 milyar dolar sendikasyon kredisi kullanarak, geçen sene sonu ulaşılan rakama bu yıl ilk beş ayda ulaştı.

İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nda (İMKB) işlem gören bankalar arasında Nisan ayında Libor/Euribor (L/E) yüzde 1,45 maliyetle 264 milyon dolar ve 864 milyon 500 bin Euro sendikasyon kredisi kullanan Yapı Kredi Bankası, bu yıl içerisinde bu zamana kadar gerçekleştirilen en yüksek tutarlı sendikasyon kredisini sağladı. Bu bankayı aynı maliyetle 307 milyon 250 bin dolar ve 768 milyon 113 bin Euro ile Garanti Bankası ve 241 milyon dolar ve 742 milyon 500 bin Euro ile İş Bankası takip etti.

Geçen sene L/E yüzde 0,70 - 1,30 aralığında borçlanan bankalar, özellikle Euro Bölgesi bankalarından borçlanmaları ve bu bölgede yaşanan ekonomik sıkıntılar nedeniyle bu senenin ilk yarısında L/E yüzde 1,10 - 1,45 aralığında maliyetle sendikasyon kredisi kullandılar.
Mevduat bankalarının sendikasyon işlemlerinde katılımcı bankaların ağırlığını Avrupa bankaları oluştursa da, son dönemde Uzak Doğu ve Ortadoğu ülkeleri ile ticaret hacminin ve dolayısıyla bankacılık işlemlerinin artması ile bu coğrafyadaki bankaların da düşük tutarda da olsa sendikasyon işlemlerine katıldıkları gözlemlendi. Katılım bankaları ise yoğun olarak Körfez bölgesindeki bankalardan sendikasyon sağlamaya devam ettiler.

Vakıfbank, Yapı Kredi ve Bank Asya üst düzey yöneticileri ise sendikasyonlarla ilgili şu değerlendirmelerde bulundular;


Vakıfbank Genel Müdür Yardımcısı Numan Bek

[PAGE]


Vakıfbank Genel Müdür Yardımcısı Numan Bek

Sendikasyon Kredileri ile ilgili değerlendirmede bulunan Vakıfbank Genel Müdür Yardımcısı Numan Bek, "Avrupa'da yaşanan ekonomik krizin bir sonucu olarak, bazı Avrupa ülkelerinin son senelerde gerçekleştirilen sendikasyonlarda ağırlıkları azaldı. Bu ülkelerdeki bankaların sendikasyonlara katılamadıkları ya da daha az miktarlarda iştirak edebildikleri gözlenmektedir" dedi.
Vakıfbank'ın Nisan 2012'de gerçekleştirdiği son sendikasyonunda, söz konusu bankaların yerine Amerika, Körfez ülkeleri ve Uzak Doğu'da yerleşik bazı bankaların katılımı sağlanarak, kredi tutarlarının yüzde 100'e yakın seviyelerde çevrilmesiyle birlikte, katılımcı ülke ve banka sayısında artış sağlandığını ifade eden Bek, "Yabancı bankaların katılımı ile sağlanan sendikasyon kredileri, Avrupa'da yaşanan ekonomik krize rağmen tutar olarak aynı seviyelerde sürdürülebilmektedir. Avrupa bankaları başta olmak üzere genel olarak maliyetlerin arttığı bir dönemde son derece makul maliyetlerle söz konusu krediler temin edilebilmektedir. 2011 yılında L/E yüzde 1,1 seviyelerindeki toplam maliyet küçük bir artışla L/E yüzde 1,45 seviyesine yükselmiştir. Yabancı bankalar birçok ülkede sendikasyon işlemlerini durdurduğunu ifade etmekte olup, ülkemizde gelenekselleşmiş olan bu kredilere iştirak etmeye devam etmeleri, Türk bankacılık sektörünün yurt dışındaki itibarı ve kredibilitesinin bulunduğu seviyeyi teyit etmektedir"değerlendirmesinde bulundu.

"Sendikasyon kredilerinin yüzde 95'i dış ticaret finansmanında kullanılmakta"

Ağırlıklı olarak dış ticaretin finansmanı amacıyla temin edilen sendikasyon kredilerinin, yıllar itibariyle artan oranlarda temin edilerek, Avrupa'da yaşanan son ekonomik krize rağmen mevcut seviyelerde muhafaza edilebildiğinin altın çizen Bek, Ülkemiz ihracatının desteklenmesi amacıyla kullanılan düşük maliyetli bu kaynakların, ihracatçıların desteklenmesi yoluyla dış ticaret dengesine olumlu bir katkı sağlamakta olduğunu kaydetti.


"Mayıs 2012 dönemi itibari ile sektörün tüm sendikasyon kredilerinin yüzde 95'lik seviyesine yakın kısmının dış ticaret finansmanı kapsamında kullanılmakta olduğunu söyleyen Bek, "Vakıfbank olarak temin ettiğimiz sendikasyon kredilerimizin tamamı dış ticaret finansmanı kapsamında kullanılmaktadır. Bu oranın yüksek olması, cari açığın finansmanı bakımından önemlidir" dedi.
En son açıklanan Mayıs 2012 rakamları ile birlikte Türkiye'nin yıllık cari açığının 67 milyar dolara gerilediğini de hatırlatan Bek, "Son dönemde makro alanda ülkemizin en hassas noktası olan cari açık ve cari açığın gayri safi milli hasılaya oranı iyileşmeye devam etmektedir. Ülkemizde tasarruf oranının yüzde 12 ila 13 civarında olduğu hususu göz önüne alındığında, dış finansman açığımızın sadece yurt içi kaynaklarla finanse edilemeyeceği açıktır. Bu noktada Türk bankalarının yurt dışı piyasalardan sağlamış olduğu sendikasyon kredilerinin, cari açığın finansmanında önemli bir rol oynadığını düşünmekteyiz. Vakıfbank olarak en son Nisan 2012 döneminde aldığımız toplam 950 milyon dolar değerinde sendikasyon kredisi ile bilançomuzdaki toplam sendikasyon kredisi toplamı 1 milyar 700 milyon doları aşmıştır"ifadesini kullandı.


Yapı Kredi Bankası Kurumsal ve Ticari Bankacılık Genel Müdür Yardımcısı Mert Güvenen

[PAGE]




Yapı Kredi Bankası Kurumsal ve Ticari Bankacılık Genel Müdür Yardımcısı Mert Güvenen, Sendikasyon kredilerine katılımcı uluslararası bankaların coğrafi anlamda çok çeşitlilik gösterdiğini belirterek, "Her ne kadar yıllardır çoğunluğu Avrupa bankaları oluştursa da, önümüzdeki dönemde Uzak Doğu ve Orta Doğu bankalarının ağırlığının artmasının yatırımcı tabanının genişlemesi ve borçlanma tutarının yükselmesine katkı sağlayacağı kanaatindeyiz" dedi.
Türk bankalarının sendikasyon kredilerine en düzenli katılımların Avrupa, Amerika ve Kanada bankaları tarafından yapıldığını ifade eden Güvenen, "Son dönemlerde küçük tutarlarla da olsa Orta Doğu ağırlıkta olmak üzere Uzak Doğu ülkelerindeki bankaların da düşük tutarlarda sendikasyon işlemlerine katıldıkları görülüyor. Bunu biraz da bankaların işlem hacimlerinin bu bölgelerde artmasının doğal bir sonucu olarak değerlendirebiliriz" değerlendirmesinde bulundu.

Avrupadaki ekonomik konjonktür maliyetleri arttırdı

Avrupa'daki ekonomik konjonktür ve bunun piyasalara yansıması neticesinde 2012 yılında sendikasyon maliyetlerinin bir miktar arttığını söyleyen Güvenen, "2011 yılında sendikasyon kredilerinin maliyetleri birinci yarıyılda özel bankalar ve kamu bankaları için Libor yüzde 1,1 iken, ikinci yarıyılda Libor yüzde 1 olarak gerçekleşti. Bu yıl ise piyasa Libor yüzde 1,45 seviyesinde bulunuyor. 2011 yılında Türk bankaları tarafından yaklaşık 14 milyar dolar sendikasyon kredisi alındı. Bu tutarın piyasa koşullarına bağlı olarak aşağı veya yukarı yönlü yüzde 10 değişerek yenilenmesini bekliyoruz" ifadelerini kullandı.
Türkiye'de sendikasyon kredilerinin ağırlıklı olarak ihracat öncesi finansman amaçlı kullanıldığını söyleyen Güvenen, "Bu bağlamda 2011 yılında alınmış olan 14 milyar dolar seviyesindeki sendikasyon kredisinin Türk dış ticareti açısından yadsınamaz önemi olacağını düşünüyoruz" dedi.

Bankasya Genel Müdür Yardımcısı Feyzullah Eğriboyun

[PAGE]


Bankasya Genel Müdür Yardımcısı Feyzullah Eğriboyun

Bankasya Genel Müdür Yardımcısı Feyzullah Eğriboyun ise yapmış olduğu değerlendirmede mevduat bankalarından farklı olarak Katılım Bankalarının sendikasyon işlemlerine Körfez ülkelerinden yoğun katılım olduğunu belirterek, "Katılım bankaları metal alım-satımına dayalı olarak gerçekleşen murabaha sendikasyonu kredileri aldıkları için Ortadoğu bölgesindeki faizsiz sistemde çalışan bankaların da katılımını sağlayabiliyorlar" dedi.

Bununla birlikte Avrupa ve Amerika'dan katılan bankaların da her zaman mevcut olduğunu söyleyen Eğriboyun, "Bu yıl gerçekleştirdiğimiz murabaha sendikasyonuna toplam 28 banka katıldı. Bunlardan 13 tanesini Körfez bankaları, diğerlerini ise ağırlıklı olarak Avrupa bankaları oluşturuyor. Bankaların katılım tutarları açısından baktığımızda ise son işlem tutarımızın yüzde 60'ı körfez bankalarından, kalanı ise ağırlıkla Avrupa bazlı diğer bankalardan gerçekleşti" ifadelerini kullandı.

Türkiye'deki bankaların, yaşanan krizlere rağmen mevcut sendikasyon kredilerini büyük ölçüde yenilemeyi başardıklarını açıklayan Eğriboyun, "Türk bankalarının sendikasyon yenilemelerinde bir "yenileyememe" sorunu olmadığı gibi, fiyat noktasında da oldukça makul bir artış söz konusu. Türk bankaları sendikasyon kredisi miktarında oldukça ölçülü ve tedbirli/temkinli davranıyorlar. Bir önceki yılla karşılaştırıldığında Türk bankalarının sendikasyon kredileri için ödedikleri maliyet 2012 yılında 50 bps civarında arttı, kredilerin yenilenme oranı ise yüzde 100'e yakın gerçekleşti" dedi.
Eğriboyun sözlerine şöyle devam etti:
"Bu başarılı tabloda Türkiye ekonomisi ve bankacılık sistemindeki sağlamlık algısıyla beraber, yılın özellikle ilk çeyreğinde Avrupa Merkez Bankası'nın sağladığı likidite yoluyla Avrupa bankalarının risk iştahının bir miktar da olsa artmasının etkisi oldu. Bu arada ithalat ve ihracat işlemlerinin finansmanı için gereken döviz kaynağı müşteri mevduatları ve yurt dışı kaynaklı kredilerden sağlanıyor. Yurt dışı kaynaklı krediler, toplanan mevduatın vadesinin kısa olması ve mevduat piyasasında rekabetin yoğun olmasından dolayı yurt içinde toplanan fonlara göre daha avantajlı alınabiliyor. Bu nedenle, ihracat ve ithalat işlemleri için gereken finansman ihtiyacının karşılanmasında bir yıl vade sunan sendikasyon kredileri önemli yer tutuyor."

"Sendikasyon cari açık finansmanında önemli bir yer tutuyor"

Türkiye ekonomisinin tasarruf açığını yurt dışı borçlanmayla kapatan bir finansman modeli ile büyüme stratejisi izlediği için, şu an cari açık finansmanında sendikasyon kredilerinin önemli yer tuttuğuna işaret eden Eğriboyun, "Teknik olarak sendikasyon kredileri ödemeler dengesi tablosunda cari açığın fon kaynaklarından biri olarak Sermaye ve Finans Hesapları altında gösteriliyor. Öte yandan bu kredilerin cari açığa kısa vadeli etkisi bakımından kesin bir yargıda bulunmak güç olmakla birlikte, dış ticaretin ve ihracatın finansmanında kullanıldığı sürece Cari açığı azaltıcı bir etkisi olduğunu söyleyebiliriz. Bu krediler bankalar tarafından alındıktan sonra firmalara kullandırıldığında nihai kullanım alanı cari açığa etkisini belirliyor. Yatırım amaçlı bir kredinin (yabancı para ya da kaynağı sendikasyon olup swapla liraya dönüştürülmüş bir kredi) kullandırılması, ileriki dönemde cari açığı azaltıcı (enerji yatırımlarının finansmanı vb.) bir etki oluşturuyor" görüşüne yer verdi.

Bu konularda ilginizi çekebilir