EBRD'den Hayat Varlık'a 100 milyon TL kaynak

MUHAMMED KAFADAR

Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) varlık yönetim şirketi Hayat Varlık'a 100 milyon TL tutarında finansman sağladı. Üç yıl vadeli kredi anlaşması EBRD Türkiye Başkanı Arvid Tuerkner ve Hayat Varlık Genel Müdürü Hilmi Güvenal tarafından imzalandı.

Söz konusu kredi ile Hayat Varlık, bankalardan daha fazla sorunlu kredi alma imkanına kavuşmuş olurken EBRD bu yolla; Türk bankacılık sistemindeki takipteki alacakların azaltılmasına katkıda bulunarak bankaların borç verme kapasitelerini artırmaya yardımcı olmayı amaçlıyor.

EBRD, Hayat Varlık'ın yüzde 12 hissedarı konumunda.

İmza töreninde konuşan EBRD Türkiye Başkanı Arvid Tuerkner, "Bu işlemle birlikte Hayat Varlık'ın uzun vadeli fonlamaya erişimini genişletiyor ve Türkiye tahsili gecikmiş alacak yönetim sektörünü daha da verimli hale getirmeyi hedefliyoruz" dedi. Kredinin Türk Lirası cinsinden olduğuna dikkat çeken Arvid, son zamanlardaki döviz hareketliliği düşünüldüğünde bunun daha da önemli hale geldiğini anlattı.

Portföy büyüklüklerinin 1 milyar lirayı aştığı bilgisini veren Hayat Varlık Genel Müdürü Hilmi Güvenal da, Brexit ve Çin başta olmak üzere global ekonomideki yavaşlamanın etkileri ile yaklaşık bir yıldır işlerin zorlaştığına değinerek, "Bu kredi, böyle bir ortamda uluslararası yatırımcıların Türkiye'ye ve şirketimize olan inancının önemli bir göstergesi" diye konuştu.

Güvenal, "Piyasa şartlarından borçlandık, ortağımız diye özel bir anlaşmamız yok. 'Ama pahalı.' Niye ucuz olsun, patlıcan da pahalı. 100 milyon lira yaklaşık 20 milyon dolar ediyor. Belki büyük para değil ama 3 yıl vade ile düşündüğünüzde önemli" ifadelerini kullandı. Her zaman Türk Lirası borçlandıklarını vurgulayan Güvenal, bu sayede dövizdeki dalgalanmalardan doğrudan etkilenmediklerini söyledi.

"Satışlar daha düzenli olmalı"

İmza töreninin ardından DÜNYA'nın sorularını yanıtlayan Hayat Varlık Genel Müdürü Hilmi Güvenal, bankaların fiyatları yeterli bulmayarak satış yapmamalarının sektörü zora soktuğunu anlattı. Güvenal, "Sektöre iki türlü bakmak lazım. Bir; bankalar ne kadar mal satıyor, iki; sektörün kendisi ne kadar çalışıyor, tahsilat yapabiliyor? Sektörün performansını iyi buluyorum. Fakat bankaların satışlarındaki süreklilik aynı derecede memnun edici değil. Mesela bir önceki sene takipteki alacaklarından yaklaşık 8,5 milyar lirasını satmışlardı. Geçen sene bu 7,5 milyarda kaldı. Fiyatları beğenmedikleri için 2 milyarlık satış da iptal oldu. Bankalar ne kadar düzenli ve sürekli satıcı olursa sektör o kadar verimli çalışır. İstihdamını, yatırımını ona göre planlar" dedi.

Güvenal sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Son zamanlarda 'bankalarda tahsili gecikmiş borçlar artacak, sizinde işleriniz iyi olacak' şeklinde spekülasyonlar var. Buna şöyle açıklık getirmekte fayda var; tahsili gecikmişte kredi kartı borcu hiç büyümüyor, tüketici kredileri biraz büyüyor, KOBİ büyüyor ama asıl ticari krediler çok büyüyor. Ticari kredilerle bankalar daha uzun süre uğraştıkları için bunların kısa zamanda satışa çıkmasını beklememek lazım, satmakta acele etmezler. Dolayısıyla bize satışlar bankalar biriken sorunlu krediden daha yavaş artacak. Sonuçta bunlar 'hele dur bakalım koca firma' denilen türde krediler. Banka tüketici kredisinde olduğu gibi hızlıca satışı düşünmüyor."

"Bu faizlerden talep yok"

Bankacılık sektörünün görünümüne ilişkin de değerlendirmede bulunan Güvenal şöyle konuştu: "Gördüğüm kadarıyla bankalara bu faizlerden kredi talebi pek yok. 'Kredi vermiyorlar' şeklindeki eleştiriler biraz duygusal. 'Banka bana kredi versin.' Mali durumuna hiç bakmasın mı? 'Ver, unut' deniyor. Elbette işletmelerin durmasına bankalar sebep olmamalı bu başka bir konu, ama ipe sapa gelmez yatırımlara bankaların kredi vermesini talep edip sonra da olumsuzluklar karşısında şikayet etmek yakışmıyor. Bankalar kredi mi vermiyor yoksa piyasaya bakıp kendilerince bir tedbir mi alıyor bunu anlamalıyız."