Dolardaki yükseliş kriz getirir mi?

Kurdaki hareketlenmenin ve dolardaki yükselişin yeni bir krize neden olmayacağı görüşünde toplanan uzmanlar, "Ancak yatırımcılar daha mantıklı davranacak ve riskleri sorgulayacaktır" ifadelerini kullandı

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Geçen hafta ABD'de açıklanan tarım dışı istihdam verisinin beklentilerin üzerinde gelmesinin ardından yükselişini hızlandıran dolar, diğer para birimleri üzerinde baskı yaratmaya devam ediyor. 

ABD'de beklentilerin oldukça üzerinde açıklanan tarım dışı istihdam verisiyle birlikte ABD Merkez Bankası'nın (Fed) faiz artırımını ertelemeyeceği yönelik tahminler ağırlık kazanmaya başladı. Son dönemde bölgesel Fed başkanlarından gelen açıklamalar da Fed'in haziran ayında faiz artırımlarına başlayacağı beklentilerini artırıyor. 

'2,64'ü aştı'

Faiz artırım beklentileriyle dolar küresel bazda değer kazanırken, yurt içinde de bugün yüzde 1'in üzerinde yükselişle 2,64 lirayı aştı.  

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) TL'deki değer kaybının önüne geçmek için özellikle likidite politikası araçları ile müdahalelerde bulunmaya devam ediyor. Geçen hafta döviz satım ihale tutarını ve ağırlıklı ortalama fonlama maliyetini yükselten TCMB, dün de bir hafta vadeli döviz depo faiz oranlarını indirdiğini açıklamıştı. 

Bu açıklamalarla dolar, dün 2,60'ın altına gerilese de avro/dolar paritesindeki aşağı yönlü hareket ve küresel piyasa faizlerindeki yükseliş eğiliminin dolar/TL üzerinde baskıya neden olduğu ve yeniden 2,64'ün üzerine yükseldiği görüldü. 

TCMB, bugün de rezerv opsiyon katsayıları ve munzam karşılıklarda değişikliğe giderek, yurt içi döviz likiditesini artırmaya ve bankacılık sistemini rahatlatmaya yönelik bir adım attı. 

Ekonomistler, TCMB'nin son müdahalelerinin günlük kur hareketlerini dengelemeye çalışmaktan ziyade, orta vadeli kur istikrarını sağlamaya yönelik olduğunu kaydediyor.  

'Dolardaki yükseliş, gelişen ülkeler üzerinde artan baskısıyla ilgili'

Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Halk Yatırım'ın Yatırım Danışmanlığı ve Araştırma Direktörü Banu Kıvcı Tokalı şu anda dolardaki yükselişin, Fed'in normalleşme duruşunun gelişen ülkeler üzerinde artan baskısıyla ilgili olduğunu söyledi. 

Fed'in gelecek hafta yapacağı toplantı yaklaşırken, güçlü istihdam verileri sonrasında, sıkılaştırma yönündeki duruşunu daha belirginleştirebileceğine yönelik artan endişelerin ön planda olduğunu dile getiren Tokalı, gelecek haftaki toplantıda yeni makroekonomik projeksiyonlarında görüleceğini aktardı. 

Faiz artırımlarında "sabırlı" davranacağı ibaresinin kaldırılma olasılığının bulunduğunu belirten Tokalı, "Aslında ana senaryoda haziran ayında faiz artırımına başlanabileceği beklentisi bulunduğundan bu ifadenin kaldırılması beklenen bir durum. Ancak, aynı zamanda faiz artırımlarının boyutuyla ilgili yönlendirmede bulunulması belirsizliği ne yönde azaltacağı açısından kritik. Faiz artırım sürecinin küçük adımlarla yürütülmesinin hala ihtimal dahilinde olduğunu düşünüyorum" ifadelerini kullandı. 

Zorlu küresel konjonktür karşısında, TCMB'nin önlemlerinin günlük kur hareketlerini dengelemeye çalışmaktan ziyade, orta vadeli kur istikrarını sağlamaya yönelik hedefli olduğunu dile getiren Tokalı,  içeride politika ve ekonomi yönetimi arasında azalan tansiyonun korunmasının olumsuz ayrışmanın ortadan kalkmasını sağlayacağını belirtti. 

Tokalı, "Bu durumda da, dış kaynaklı dalgalanmalara karşı, döviz alım ihalelerindeki miktarın artırılması, TL likiditesinin sıkı tutulması, faiz politikasında daha sıkı duruş öne çıkan önlemler arasında" dedi. 

'TCMB'nin ek parasal sıkılaştırmaya gittiğini ve günlük döviz ihalelerinde sattığı rakamları artırdığını görebiliriz'

Garanti Yatırım Stratejisti Tufan Cömert ise bugünkü yükseliş büyük ölçüde doların küresel çapta değer kazanmasından kaynaklandığını söyledi. 

TL'nin, gelişen ülke para birimleri arasında bugün ortalarda yer aldığını ve bunun da Türkiye'ye özel risklerin fiyatlanmadığının işareti olduğunu aktaran Cömert, böyle bir ortamda merkez bankalarının atabileceği adımlar sınırlı olduğunu vurguladı. 

"Atılacak adımlar TL'nin değer kazanmasını değil de benzerlerine göre daha iyi bir performans göstermesine yola açacaktır" diyen Cömert, bu nedenle TCMB'nin de TL'yi doğrudan etkileme kapasitesine sahip adımları atma konusunda tereddüt ettiğini aktardı. 

'TL'deki değer kaybını durdurması mümkün değil'

Dün açıklanan döviz depo maliyetinin düşürülmesi ve bugün açıklanan rezerv opsiyon katsayısı - munzam karşılık ayarlamalarının bu anlamda yurt içi döviz likiditesini artırmaya ve bankacılık sistemini rahatlatmaya yönelik olduğunu belirten Cömert, "Ancak bunların TL'deki değer kaybını durdurması mümkün değil. Bundan sonraki dönemde TCMB'nin ek parasal sıkılaştırmaya gittiğini ve günlük döviz ihalelerinde sattığı rakamları artırdığını görebiliriz. Ancak dolar global olarak değer yitirmedikçe, bu önlemlerin katkısı da çok fazla olmayabilir" değerlendirmesinde bulundu. 

Dolardaki yükselişin yeni bir krize neden olmayacağına dikkati çeken Cömert, ama son dönemde birçok ülkede ve piyasadaki fiyatlamalar gerçeklikten koptuğunu anımsattı.  

Cömert, "Dolardaki yükseliş, ister istemez yatırımcıları daha mantıklı yatırımlar yapma ve riskleri sorgulama konusunda kendilerine getirecektir. Bunun sonucunda bazı piyasa ve enstrümanlarda değer kayıplarının sürdüğünü görmemiz doğal" dedi. 

Bu konularda ilginizi çekebilir