Bu yıl kredide aslan payı şirketlerin olur
QNB Finansbank Genel Müdürü Temel Güzeloğlu'na göre, bu yıl bankalar için maliyetleri kontrol etmenin önemi bir kademe daha artacak. Bu hassasiyet, kredi cephesinde şirketlere, yatırım tarafında ise dijital bankacılığa olan eğilimi hızlandıracak.
Ece CEYHUN
2017 yılında bankacılık sektöründe yüzde 12 seviyelerinde bir kredi büyümesi olacağını öngören QNB Finansbank Genel Müdürü Temel Güzeloğlu, “Bireysel kredilerin son yıllardakine benzer, toplam kredi büyümesinden nispeten daha yavaş bir büyümesinin olacağını tahmin ediyoruz. Dolayısıyla sektör büyümesinin daha çok tüzel krediler tarafında devam etmesini bekliyoruz” dedi.
Sektördeki gelişmeleri değerlendiren Temel Güzeloğlu, 2016 yılının bankacılıkta büyümenin önceki yıllara göre nispeten daha yavaş olduğu bir yıl olduğuna işaret etti. Güzeloğlu, “2016 yılı ilk iki çeyreğinde hızlı büyüyen Türkiye ekonomisi, yaşanan darbe girişimi ve tüm ekonomileri etkileyen küresel belirsizliklerin etkisiyle bir miktar yavaşladı. Buna paralel olarak kredi talebi de yıl boyunca daha sınırlı büyüdü. Bu nedenle sektör büyüme rakamları 2016 yılbaşındaki beklentilerimizin bir miktar gerisinde kaldı. 2016 yılının ilk 9 ayında 2015 yıl sonu rakamlarına göre banka aktifleri yüzde 7,5, krediler yüzde 8,5, mevduatlar ise yüzde 7,7 büyüdü. Sektör sermaye karlılığı ise 2016 ilk 9 ay itibariyle geçen yıl sonuna göre 3,5 puan artışla yüzde 13,9 olarak gerçekleşti” değerlendirmesinde bulundu.
QNB Finansbank olarak ise bankacılıkta büyümenin önceki yıllara göre yavaş olduğu ve faizlerin indiği bir ortamda, 2016 yılının ilk 9 ayını 851 milyon TL kar ve yüzde 12,2 sermaye karlılığı ile kapattıklarına değinen Genel Müdür Temel Güzeloğlu, aynı dönemde, aktiflerini yüzde 10, kredilerini yüzde 7 büyüttüklerini belirtti. Belirledikleri strateji çerçevesinde bu dönemde bankanın tüzel kredilerinin toplam krediler içerisindeki ağırlığını artırmaya devam ettikleri bilgisini de paylaştı.
Her iyileşme büyümeyi yukarı taşır
“Hükümet tarafından alınan ekonomik tedbirler, büyümedeki yavaşlamanın hafifletilmesine yardımcı olacaktır” diyen QNB Finansbank Genel Müdürü Temel Güzeloğlu, Kredi Garanti Fonu’na yapılacak ek devlet katkısıyla yaratılması öngörülen 250 milyar TL’lik kredi hacminin bunda önemli rol oynayacağına da değindi. Güzeloğlu şöyle devam etti: “KOBİ’lere kullandırılacak kredilerde bankaları rahatlatacak bu tedbir, reel sektörün finansmana erişimini kolaylaştırarak üretimi destekleyecektir. Ülke ekonomisine paralel olarak bankacılık sektörünün aktif büyüklüğünün artması beklenebilir. Küresel belirsizliğin azalması ve jeopolitik risklerde meydana gelebilecek olası iyileşmeler bu büyüme rakamlarını daha da yukarıya taşıyacaktır.”
Bireysel krediler daha yavaş artar
Kredi büyümesinin kompozisyonu açısından beklentilerini sorduğumuzda ise Güzeloğlu, “Otoritelerin iç talep büyümesi ve cari açığı kontrol altında tutma konusundaki tercihleri belirleyici olacaktır” ifadesini kullanarak “2017 yılında sektör için yüzde 12 seviyelerinde bir kredi büyümesi olacağını tahmin ediyoruz. Bireysel kredilerin genel karşılıklarında yakın geçmişte gerçekleşen gevşemeye ve kredi kartı azami faiz oranlarındaki aşağı yönlü revizyona rağmen, bireysel kredilerin son yıllardakine benzer, toplam kredi büyümesinden nispeten daha yavaş bir büyümesinin olacağını tahmin ediyoruz. Dolayısıyla sektör büyümesinin daha çok tüzel krediler tarafında devam etmesini bekliyoruz” açıklamasını yaptı.
Sektör ‘maliyetlere’ odaklanacak
Temel Güzeloğlu, tüzel kredilerde büyümeyi özendirecek bir başka noktanın da maliyet kontrolü olacağını düşünüyor. Güzeloğlu, bankacılık sektörünün öz kaynak karlılığını artırmak için en önemli unsur olan maliyet kontrolü üzerine yoğunlaşacağını belirtti. Temel Güzeloğlu şu değerlendirmeyi yaptı: “Özkaynak karlılığının geçmiş yıllara oranla daha düşük seyrettiği Türk bankacılık sektöründe genel masrafları ve tahsili gecikmiş alacakları kontrol etmenin önemi arttı. Özellikle bireysel ve KOBİ bankacılığında karlı büyüme gerçekleştirebilmek için masrafları kontrol altında tutmak çok önemli. Bu nedenle bankalar bu kontrolü daha kolay yapabilecekleri tüzel kredilerde büyümeyi hedefleyeceklerdir. Özellikle son yıllarda kredi kartı ve kredi mevduat hesabı faiz oranlarına getirilen düzenlemeler de bankaları daha çok tüzel kredilerde büyümeye yöneltmektedir.
Ayrıca mevcutta takip edilen ve yakın gelecekte devam edeceğini düşündüğümüz ihracatı özendirmeye yönelik makro politika çerçevesi de tüzel kredilerdeki büyüme hedeflerini destekleyecektir. Tüm bankalar bu amaçla müşterilerini şube dışı kanallara yönlendirerek dijital ve mobil platformlarına yatırımlar yapıyor. Şubelerdeki operasyonel verimliliği artırmak ve müşterilerin işlem sürelerini kısaltmak üzere süreçlerde de dijitalleşmeye gidiliyor. Gişe yoğunluğu yaratan işlemler yakından takip edilerek, ATM ve dijital kanallara yönlendiriliyor. Dijital kanallar aktif birer işlem merkezi olmanın yanı sıra satış kanalı olarak da görev yapıyor. Örneğin ihtiyaç kredilerinin yüzde 20’sinden fazlası dijital kanallardan kullanılıyor. Önümüzdeki dönemde de sektördeki operasyonel verimliliği arttırmak amacıyla yürütülen ürün süreçlerini dijitalleştirme projelerinin sürmesini bekliyoruz.”
Küçük bankalar ölçek büyütmeyi hedefleyecektir
QNB Finansbank Genel Müdürü Temel Güzeloğlu, önümüzdeki 5 yıllık periyotta küçük ve orta ölçekli bankaların, ölçek ekonomisinin getireceği operasyonel verimlilikten faydalanmak amacıyla, ölçeklerini büyütmeyi hedefleyebileceklerini de düşünüyor. Güzeloğlu, sektördeki önümüzdeki yıllara ilişkin beklentilerini açıklarken “Bankalardan özellikle sektöre göre sermaye yeterlilik rasyosu yüksek olanlar, sektörün üstünde büyümek isteyebilirler. Büyük bankalar gelecekte de ölçek ekonomisinin getirdiği özellikle maliyet avantajlarından faydalanmaya devam edeceklerdir” dedi.
Dünyada ortam zorlu, dolarda güçlenme sürebilir
“Küresel gelişmeler 2017’de gelişmekte olan ülkeler için zorlayıcı bir ortam yaratabilir” diyen Temel Güzeloğlu, “ABD’de başkanlık seçimlerinin ardından, Trump’ın uygulayacağı maliye politikalarının büyümeyi destekleyeceği ve enflasyonu artıracağı beklentileriyle doların diğer para birimlerine kıyasla güçlendiğini gördük. Trump’ın başkanlığı resmi olarak devralmasından sonra bu beklentileri destekleyen somut adımlar attığını görürsek Fed’in de para politikasını sıkılaştırmasını ve buna bağlı olarak dolardaki güçlenme trendinin sürmesini bekleyebiliriz . Gelişmiş ülkelerdeki tahvil getirilerinin yükselmesi ve dolardaki güçlenme trendinin devam etmesi, diğer gelişmekte olan ülke varlıklarına paralel olarak TL cinsi varlıklarda da ayarlama gerektirebilir” açıklamasını da yaptı.
Büyüme 2017’de yüzde 3’ün üzerine çıkar
QNB Finansbank Genel Müdürü Temel Güzeloğlu, GSYH’nın 2016’yı yüzde 2’nin biraz altında bir artışla tamamlayacağını hesapladıklarını belirtirken 2017‘de ise büyümenin yüzde 3’ün üzerine çıkacağını öngörüyor. Güzeloğlu, “Devam eden iç ve dış belirsizliklerin ve büyümeyi destekleyici para politikasının etkisiyle, yakın dönemde döviz kuru artışlarının sürebileceğini değerlendiriyoruz. Bu durum enflasyonun önümüzdeki yıl sonunda yüzde 8’in üstünde gerçekleşmesine sebep olabilir. Ödemeler dengesinde ise, petrol fiyatlarında yaşanan artış sebebiyle enerji ithalatı kaynaklı cari açığın bir miktar yükselmesini bekliyoruz” diye konuştu.
Zorunlu karşılık ve aracılık maliyetlerine yapılacak ayar faize düşüş yönünde yansır
Kurdaki baskının azalması ve enflasyon görünümün düzelmesi halinde mevduat ve diğer piyasa faizlerinin düşebileceğini fonlama maliyetlerinin azaldığı bir ortamda, bankaların kredi faizlerini aşağı çekeceğini aktaran Temel Güzeloğlu, “Kısa vadede, halihazırda açıklanan tedbirlere ek olarak, zorunlu karşılık oranlarında ve bankalar üzerinde yük oluşturan diğer vergisel aracılık maliyetlerinde yapılacak ayarlamalar bankaların maliyetlerini azaltarak kredi faizlerinin düşmesine yardımcı olacaktır. Uzun vadede faizlerin kalıcı olarak düşürülmesi içinse, makroekonomik istikrarı iyileştirmeye yönelik politikaların izlenmesi ve yapısal reformların hayata geçirilmesi gerekmektedir. Bu çerçevede enflasyonda düşüşü sağlayacak ihtiyatlı bir para politikası izlenmesi, maliye politikasında disiplinin korunarak kamu borçluluğunun düşük seviyelerde tutulması, tasarrufları artırmaya yönelik yapısal reformlara devam edilmesi, ekonomik güvenin artırılmasına ve yabancı sermaye girişlerinin hızlandırılmasına yönelik adımların atılması faydalı olacaktır” dedi.
QNB’nin gücünü fonlama tarafında görmeye başladık
► 2016 yılında ayrıca bankamız için büyük önem taşıyan QNB grubuna katıldık. Türkiye’de faaliyette bulunan yabancı hissedarlı bankalar arasında yabancı hissedarının kredi notu en yüksek olan banka konumundayız. Bu yüksek finansal gücün etkilerini fonlama maliyetleri tarafında görmeye başladık.
► QNB Finansbank olarak 2017 yılında QNB grubunun parçası olmanın avantajlarını daha fazla hissedeceğiz. Tüm alanlarda sektör büyümesinin üzerinde büyümeyi hedefliyoruz. Özellikle tüzel bankacılıkta, QNB grubunun finansal gücü ve uzmanlığını kullanarak bu büyümenin daha da fazla olmasını hedefliyoruz. Yüksek finansal gücün yanında, QNB grubunun kurumsal bankacılık ve proje finansmanı alanındaki tecrübe ve birikimi ile artık daha rekabetçiyiz. Ayrıca QNB grubunun 30’un üzerinde ülkede faaliyetinin olması ve yaygın muhabir banka ağı sayesinde dış ticaret işlemlerinde de payımızı arttırmayı hedefliyoruz.
► Mevcutta şube ağımız ile Türkiye’nin 71 ilini ve Türkiye’deki bankacılık hacminin yüzde 99’undan fazlasını kapsıyoruz. Ayrıca Enpara. com ile şube dışı kanallarla müşterilere ulaşma ve hizmet verme konusunda çok avantajlı bir konumdayız. Mevcut şube ağımızın, müşteriye dokunduğumuz diğer kanallarımızın ve personel sayımızın hedeflerimizi gerçekleştirmek için yeterli olduğunu düşünüyoruz.
► En çok yatırımı dijitalleşme ve buna paralel bir şekilde operasyonel verimlilik üzerine yaptık. Gelişen teknoloji ve değişen müşteri ihtiyaçlarına uyum sağlayabilmek için sadece internet ve mobil bankacılığa değil, şube süreçlerimize de dijital gözlüğü ile bakabilmeyi başarabildik. Bunun sayesinde hem müşterilerimizin dijital dünyayla tanışmasını hızlandırdık hem de şube süreçlerimizde hissedilir hız ve verimlilik sağladık. Gişede para yatırıp çekme kolaylığında ve hızında tüketici kredisi de verebilir hale geldik. Üstelik yeni süreçler müşteri memnuniyeti de sağladı. Kağıtsız bankacılık bir ütopya olmaktan çıkıp ulaşılabilir bir hedef haline geldi. Tüm bu çalışmalar sonucunda operasyonel verimliliğimizde ciddi seviyede artış oldu.