Erdoğan konuştu borsa devre kesti gözler faiz kararında

Haftaya hızlı bir yükselişle başlayan Borsa İstanbul, dün Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İsrail’e yönelik sert açıklamalarından sonra düşüşe geçti. Devre kesicilerin 4 dakika arayla iki defa çalıştığı borsa, günü yüzde 7,08 düşüşle 7,424 puandan tamamladı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Birol BOZKURT

Borsa İstanbul, Kahramanmaraş depremlerinden sonra ilk defa devre kesti. Haftanın ilk iki gününde yüzde 6’dan fazla yükselen Borsa İstanbul, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Ak Parti grup toplantısında İsrail’e yönelik yaptığı sert açıklamaların da etkisiyle düşüşe geçti.

Erdoğan’ın açıklamalarının ardından Türkiye’nin, İsrail ile Akdeniz’de ortak enerji arama ve Avrupa’ya gaz ihracatı planlarını durdurduğuna yönelik haberler de endekste satışları hızlandırdı. Borsa İstanbul, BIST 100 endeksindeki kayıpların yüzde 7'yi aşmasıyla Endekse Bağlı Devre Kesici Sistemi'nin çalıştığını ve pay piyasasındaki tüm sıralarda işlemlerin geçici olarak 2. kez durdurulduğunu duyurdu.

Böylece BIST 100 endeksi, önceki kapanışa göre yüzde 7,08 değer kaybederek 7.424,97 puana geriledi. Endeks, gün içinde 8.084 puana kadar yükselmişti, ancak gelen haberlerin de etkisiyle bu seviyeyi koruyamadı. Merkez Bankası’nın bugün vereceği faiz kararının piyasaya destek olup olmayacağı takip edilecek. Borsa tarafında sert geri çekilmeler olsa da kur tarafında önemli bir oynaklık yaşanmadığı görüldü.

“Faiz kararı öncesi bir düzeltme olarak görülebilir”

 Borsanın seçimlerden sonra neredeyse iki katına çıktığına dikkat çeken Ata Yatırım Genel Müdür Yardımcısı Cemal Demirtaş, “Mayıs ayından itibaren borsada başlayan ralli ile birlikte BIST-100 Endeksi 4.580 seviyelerinden 3 Ekim itibariyle 8.500 seviyelerinin üzerine ulaşmıştı.

Son 4 ayda yaşanan %85 civarında yükselişin ardından Ekim ayında mevcut seviyeleri sindirmeye çalışırken bugün itibariyle BIST-100 Endeksinin 7.424 seviyelerine gerilediğini görüyoruz. Bu düşüşü faiz kararı öncesi pazartesi ve salı hızlı yükselişin ardından bir miktar düzeltme olarak görüyoruz.

20 Ekim tarihi itibariyle açıklanmaya başlayan 3. çeyrek finansal sonuçlarının etkisiyle, Borsada yeniden hareketlenme olabileceğini düşünüyoruz. 12 aylık BIST-100 Endeks hedefimizi 11.000 seviyelerinde bu yılın sonu için ise kabaca 8.000-9.500 aralığında bir endeks aralığı düşünülebilir. Aşağı yönde risk olarak ise 7.000-7.500 aralığı telaffuz edilebilir” diye konuştu.

Borsada beklentiler ne yönde?

 Borsa İstanbul’da uzun vadeli yönün pozitif olduğunu söyleyen Dinamik Yatırım Menkul Değerler Araştırma Uzmanı Ceyhun Yavaş, “Ancak endeksimizde kredili pozisyonların yoğun oluşu ve yükselen hisse fiyatlarıyla birlikte likiditenin kaybolması kar satışlarının bir miktar sert gerçekleşmesini sağladığı görüşündeyiz.

Bu tablo bozulmadığı takdirde Borsa İstanbul’da yönün bozulmayacağı görüşündeyiz. 8.000 seviyesi yükseliş yönlü fiyatlanmaların momentum kazanması açısından önemli bir seviye olarak görüyoruz. Bu seviye üzerinde kalıcılık sağlanması halinde sırasıyla 8.400-8.500 ve 9.000 seviyelerini hedeflenebilir. Olası geri çekilmelerde ise 7.500 ve 7.400 desteklerini takip ediyor olacağız.

Yılın sonuna doğru seçimler öncesinde 500 baz puan daha faiz artışı TCMB tarafından gerçekleşebilir. Bu tek bir hamlede de olabilir parçalı bir şekilde de gerçekleşebilir. Bu konjonktürde yine de yılsonuna doğru jeopolitik riskler görülmediğini düşündüğümüzde ve kısa vadede 8.000 seviyesi üzerinde kalıcılık sağlanması halinde 9.000 seviyesi görülebileceği görüşündeyiz” ifadelerini kullandı.

“Savaş altının yolunu açıyor”

 Altın tarafında da savaşın etkisiyle başlayan hareketlilik sürüyor. Kasım ayı ile altında jeopolitik risk başlığı ve dolayısıyla güvenli liman dediğimiz unsurun çalıştığının altını çizen Altın ve Para Piyasaları Uzmanı Şirin Sarı, “Rusya ve Ukrayna ile başlayan süreç şimdide Ortadoğu'da karşımıza çıktı. Diplomasi ile hala çözülebilecek ve kontrol altında olan bir süreçten bahsedebiliriz. Ama insani suç boyutunda olayların yaşanması savaşın yayılabileceği beklentisini de canlı tutuyor.

Özellikle farklı ülkelerden taraflar ortaya çıkacak mı, savaş ne kadar sürecek gibi birçok soru işareti var. İsrail’in savaş ilan ettiği günden bu güne kadar altın yüzde 8’in üstünde değer kazandı. Belki de yukarı tepkisinin daha güçlü olmasını bekleyebilirdik. Ama riskli varlıklardan kaçış, tahvil faizlerindeki yükseliş ve dolar endeksindeki değer kazanımı altına girişin önünde engel oluşturuyor.

FED ve Faiz politikalarına baktığımızda altını hala baskılayan ana neden olarak duruyor. Son haftalarda gelen verilere baktığımızda Tarım dışı istihdam, perakende satışlar, FED üyelerinin konuşmalarından faiz artırımının rafa kalktığını anlayabiliyoruz. Ama yine de faiz gündemi ötelenmiş değil. Teknik olarak ons altında 1.950 dolar seviyesi destek olarak, 2.000 seviyesi ise direnç olarak takip edilecek. 2.000 dolar seviyesinin üzerinde yeni zirveleri görebiliriz. Çünkü jeopolitik risk düğmesi Ukrayna - Rusya savaşı ile çoktan basıldı bile” dedi.

“Gram altının yolu daha uzun”

 Gram altın tarafını da değerlendiren Şirin Sarı şunları söyledi; “Gram altında ise hem ons altın dolayısıyla hem de dolar ile yolu daha çok uzun. Bir kaç çarpıcı hesaplama yapmak gerekirse, ons altının 2100 dolar olması durumunda dolar 28 lira olsa bile gram altın 1880 TL, ons altının 2200 olması durumunda ise gramda 1970 TL seviyeleri görülebilir. Elinde altın bulunduranlar için bekleme zamanı iken, yeni altın alacaklar için TCMB faiz kararı ile gerileme ihtimali olan doların altında alım fırsatı yaratması mümkün olabilir. 1650 - 1700 TL ise gram altında güçlü bir destek bandı olarak takip edilebilir.”

SEB gelecek yıl TL’de kayda değer düşüş bekliyor

SEB Gelişmekte Olan Piyasalar (EM) Baş Stratejisti Erik Meyersson’a göre Türkiye’de enflasyonun yeni ekonomi yönetimine rağmen, siyasi kısıtlamalar nedeniyle, kurumTürk lirasında değer kaybının gelecek yıl sürmesini bekliyor. Kurumun Emerging Markets Explorer Ekim 2023 raporunda Türkiye ile ilgili bölümde, yerel seçimlerin yaklaşmasının, politika sıkılaştırmasının süre ve kapsamının daha sınırlı olacağı anlamına geldiği belirtildi ve “Liranın üzerindeki değer kaybı baskısı çoğunlukla piyasa dışı önlemlerle hafifletiliyor ancak gelecek yıl kayda değer bir değer kaybı yaşanacağını öngörüyoruz” denildi.