Basel II'de uyum sorunu yaşanmaz

ANKARA - Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Mukim Öztekin, bankacılık sektörünün 1 Temmuz'da uygulamaya geçecek olan Basel II düzenlemelerine sorunsuz olarak uyum sağlayabilecek kapasitede olduğunu açıkladı.

BDDK başkanı olarak atanmasının ardından verdiği ilk söyleşide Öztekin,"Türk Bankacılık Sektörü, yakında uygulamaya geçilecek olan Basel II düzenlemelerine de sorunsuz olarak uyum sağlayabilecek kapasitededir. Bu durum, sektörün hem bugünkü güçlü konumunu yansıtması hem de geleceğe sağlam adımlarla yürüyebilecek olduğunu göstermesi bakımından son derece önemlidir. Kurumumuz bu süreçte bankalarımıza yol göstermeye, öncü olmaya, destek olmaya, sektörün sağlıklı yapısını korumaya ve güçlendirmeye devam edecektir" dedi.

Öztekin, Basel II'ye geçişin ardından TCMB nezdinde tutulan yabancı para zorunlu karşılıkların risk ağırlığı yüzde 0 (sıfır) olarak uygulanmaya devam edeceğini kaydetti.

Sermaye yeterlilik oranlarında herhangi bir değişikliğe gidilmediğini belirten Öztekin, "Basel II'ye geçişle beraber sermaye yeterlilik rasyolarında 0.2 puan düşüş öngörüyoruz" diye konuştu. Nisan itibariyle bankacılık sisteminde SYR yüzde 16.4 seviyesinde bulunuyor.

Bankacılık sektörü yetkilileri daha önce yaptıkları açıklamalarda, BaselII'nin devreye girmesi ile SYR'de 130-140 baz puanlık düşüş öngördüklerini açıklamışlardı.

Öztekin, "Konut kredilerinde yüzde 35 olarak almamız gereken risk ağırlığını yüzde 50 olarak alacağız. Bireysel kredilerde yüzde 75 olarak almamız gereken risk ağırlıklarını vade dilimine bağlı olarak yüzde 150-200 arasında almaya devam edeceğiz. Ratinge göre kademelendirmeye devam ediyoruz, ancak henüz lisans alan rating şirketi yok" dedi.

Öztekin, Basel II ile ilgili düzenlemelerin yarınki Resmi Gazete'de yayımlanacağını da belirtti.

Sektöre ilgi sürecek, yeni ve güçlü oyuncular gelebilir

Yeni dönemde BDDK'nın vizyonu ve hedefleri ile ilgili bilgi veren Öztekin,"Yaklaşık 4 yıldır tüm dünyanın bir numaralı gündemini oluşturan küresel krizin, bankalar ve mali sektör boyutunu aşarak bazı ülkeleri iflasın kıyısına getirdiği şu günlerde ülkemizin siyasi istikrarı yüksek ve makro ekonomik göstergeleri sağlam bir çerçevede, başta bankalarımız olmak üzere mali sektörümüzün sağlıklı ve güçlü yapısını korumak ve geliştirmek uluslararası rekabet gücünü artırmak,ekonomik hedeflere uyumlu olarak Türkiye'nin büyümesine, istikrarına, makro dengelerine yaptığı katkı düzeyini yükseltmek, önümüzdeki dönemde Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun temel hedeflerinden birisi olacaktır" dedi.

Finansal piyasalarda güven ve istikrarın sağlanmasının, kredi sisteminin etkin bir şekilde çalışmasının, tasarruf sahiplerinin hak ve menfaatlerinin korunmasının 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun birinci maddesi ile yasal amaç  olarak belirlendiğini hatırlatan Öztekin, "Büyüklük ve faaliyet yapıları gereği mali sektörün baş aktörleri olan bankalar başta olmak üzere mali kuruluşlar için anahtar kavramlar olan güven ve istikrarın korunması ve sağlanması, piyasa aktörleri kadar BDDK'nın da sorumluluğunda olmaya devam edecektir" diye konuştu.

Öztekin, bankacılık sektörüne yerli ve yabancı oyuncuların ilgisinin süreceğini belirterek, "bankacılık sektörünün potansiyeli göz önünde bulun durulduğunda önümüzdeki dönemde sektöre yönelik yurtiçi ve yurtdışı teveccühün süreceği, bu kapsamda yeni ve güçlü oyuncuların sektöre dahil olabileceği değerlendirilmektedir" dedi.

Öztekin, BDDK'nın yetki ve görev alanı dahilinde bulunan leasing ve faktöring gibi banka dışı mali kurumların da, önümüzdeki dönemde yasal açıdan güçlendirileceğini vurguladı.

Hedefimiz aktif büyüklüğü 2023'te 4 trilyon dolara çıkarmak

Nisan itibariyle Türk bankacılık sektörünün toplam aktiflerinin 1.3 trilyon liraya, GSYH içindeki payının ise yüzde 100'e yaklaştığını anımsatan Öztürk,"Dünyanın ilk 10 ekonomisi arasında yer almayı planlayan Türkiye'nin hedeflerine paralel olarak sektörün aktif büyüklüğünün 2023 yılında 4 trilyon dolara, gayrisafi yurtiçi hasılaya oranının ise yüzde 200'e ulaşması hedeflerimiz arasında olacaktır" dedi.

Öztürk, 2023 hedefleri arasında halen farklı ülkelerde faaliyet gösteren Türk bankacılık sektörünün fiilen bulunduğu ülke sayısının artırılması ve etki alanının genişletilmesi; en az bir veya daha fazla Türk bankasının uluslar arası düzeyde "marka" olması; finans merkezi olma hedefi ile paralel olarak uluslararası piyasalarda aktif ve söz sahibi olunması; genç ve dinamik bir nüfusa sahip olmanın da avantajlarını kullanarak finansal hizmetlere erişim düzeyinin AB standartlarına ulaşması ve aşmasının da yer aldığını kaydetti.