Bankalar ortak dile haziranda geçecek
Artık BDDK’dan ücret ve komisyonlarda son noktayı bekleyen bankacılık sektörü ‘ülke’ ve ‘müşteri’ bilançosu yararına gördüğü bazı işlem ücretlerini almaktan vazgeçecek. Her bankada ‘ücret’in adı aynı olacak
ECE CEYHUN
ULUDAĞ - Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Başkanı ve Ziraat Bankası Genel Müdürü Hüseyin Aydın, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu ile ortaklaşa tüm bankacılık işlemlerinden alınacak ücret ve komisyonlar üzerinde çalıştıklarını ama son açıklamanın kurumdan geleceğini belirterek “1 Haziran’dan itibaren çok daha az eleştiri alacağımız bir uygulamaya geçeceğiz” dedi. Bankaların alacağı ve almayacağı ücret ve komisyonlarda artık sektörün ortak bir dil ve format kullanacağını söyleyen Hüseyin Aydın, “Bir ücretin adı A bankasında başka, B bankasında başka olmayacak” dedi. Aydın, bankaların ücret ve komisyon gelirlerinde bir düşme beklenebileceğini ama bir gelir erozyonu şeklinde olmayacağını da anlattı.
Uludağ’da yapılan Ekonomi Zirvesi’nde bazı gazetecilerin sorularını yanıtlayan TBB Başkanı Hüseyin Aydın, bankaların ücret ve komisyon talep ederken şeff af ve müşterisini önceden bilgi vererek adım atmasının öncelikli prensip olduğunu aktararak, “Şikayetler, bilgi verilmeden alınan ücretlerden kaynaklanıyordu yoksa kimse ‘neden alındı?’ demiyordu. En çok kredi kartıyla ilgili ücret ve komisyonlarda şikayet vardı” dedi. Aydın, konut kredisi ödendikten sonra ipoteğin kaldırılması için alınan ipoteğin fekki ücreti ile işlemsizlik ücretinin de kalkacağını söyledi.
Aydın şu bilgiyi paylaştı: “1 Haziran’dan itibaren çok daha az eleştiri alacağımız bir uygulamaya geçeceğiz. Tarif ve tanımlarda da bayağı bir sadeleştirme oldu. Bakanlık ve BDDK çalışmalarını tamamlamak üzere. Bugün, yarın bize de sonuçlar bildirilecek. Küçük çaplıda olsa bilgi işlemlerimizde bazı düzenlemeler yapmamız gerekiyor. Haziran ayı itibariyle uygulamaya gideceğiz. Biz sektör olarak önce müşterinin bilançosuna bakarız, sonra bankanın ve ülkenin bilançosuna bakarız. Bu 3 bilançoya yarayacak, alınması gereken bir karar varsa buna itiraz etmeyiz. Müşterinin ya da ülkenin bilançosuna artı yazacaksa tamam deriz.”
KOBİ ve ticaride bariz bir bozulma yok
Aydın, kredi kalitesinde bir bozulma görülüp görülmediğinin sorulması üzerine ise “Kredi kalitesinde bozulma bireyselde gözüküyor. KOBİ ve ticaride bariz bir bozulma görmüyoruz. Şu anda yok ama olursa da makul sınırlar içinde kalacağını tahmin ediyoruz. Bu krizler sektörü nasıl deneyimli hale getirdiyse firmalara da deneyim kazandırdı” açıklamasını yaptı.
Şu andaki ekonomik konjonktürde şirketler açısından bakıldığında geçmişte alınan önlemlerin alınmasını gerektiren bir sıkıntı görmediklerinin de altını çizen Aydın, “Kredimi 24 ayda ödeyemiyorum vadesini 36 ay yapalım’ denildiğinde bankanız yapıyor. Yeni kredi gibi imkanlar vererek firmaları yaşatma konusunda bankalar çok gayretli” dedi.
Aydın ayrıca, son açıklanan sanayi üretim rakamlarının ekonomideki dinamizmi gösterdiğini söyledi.
27 Mart'ta TCMB ile bir araya gelecekler
Hüseyin Aydın, bu ay TCMB Başkanı Erdem Başçı ve ekibi ile Bankalar Birliği yönetiminin 27 Mart'ta bir araya geleceğini ve karşılıklı görüş alışverişinde bulunacaklarını da söyledi. Gündemlerinde ise para politikası, ekonomik gidişat, MB’nin bundan sonraki yol haritası olacağını da kaydeden Aydın, “Onlar bazı parametreleri bizden iyi izliyorlar. Tam bir ekip geliyor. Toplantılarımız, soru-cevap şeklinde oluyor” dedi. Aydın, İsviçre Frangı ve Japon yeni kullanan dövizzedeler konusunda TBB’nin ‘tavsiye kararı’ vermesi üzerine gelen eleştirilerin hatırlatılması üzerine de “Bir müşteri ile bankası arasında yapılan işlem özel hukuka girer. TBB’nin de araya girmesi hukuken mümkün değil” cevabını verdi. Aydın’a bazı bankaların sistemik risk oluşturup oluşturmadığı da soruldu. Aydın, sistemik bir risk oluşsaydı TMSF ve bankacılık otoritesinin duruma el koyacağını belirterek “Çürük bir diş, diğerlerine de zarar verir. Sistemik risk oluşturacak herhangi bir eyleme müsaade etmezler.”
Bankaların ‘gizli tamponu’ var
Moody’s’in Türk bankacılık sektörüne ilişkin geçtiğimiz hafta açıkladığı raporunu da değerlendiren Hüseyin Aydın, sektörün yurtdışındaki rakiplerinden çok daha yüksek bir sermaye yeterlilik rasyosu ile çalıştığının unutulmaması gerektiğini söyledi. Aydın, bireysel kredilerde sermayeyi götüren risk ağırlıklarının AB’deki oranların çok üzerine yüzde 50 olan risk ağırlıklarının yüzde 100’e, yüzde 100 olanların ise yüzde 150’ye hatta oran olarak yüzde 200’lere varıldığını aktararak “Biz Avrupalı meslektaşlarımıza göre daha fazla sermaye harcıyoruz. Şubat-şubat baktığınızda bireysel kredilerde büyüme hızı yüzde 25’ten yüzde 21’e indi. Önlemler etkisini gösterdi. BDDK’nın tampon dediği bireyseldeki risk ağırlıkları normalize edilse yani Basel’deki kurallara uygun hale gelse… o zaman sermaye yeterlilik rasyosu yüzde 15’ten yüzde 17’ye geliyor.
Örneğin, bizde ipotekli konut kredisinin risk ağırlığı yüzde 100. AB’de yüzde 50. O zaman risk ağırlıklarında tuttuğumuz sermaye AB normlarına indirilsin.
Burada imkan sağlanırsa Türk bankacılık sektörü 25 milyar TL’lik bir kaynağa sahip olur. Türk bankaları bir nevi gizli bir hazinenin üzerinde oturuyor. Bizim bu tamponlarımız olduğu sürece Türk bankacılık sektörünün gücü var” dedi. Geçen ay TBB yönetimi olarak BDDK Başkanı ile bir araya geldiklerinde yüksek risk karşılıklarının da konuşulduğunu aktaran Aydın, “Hepimiz aynı gemideyiz. BDDK’nın ‘çok ihtiyat olsun, bütün atom bombaları patlasın, bankalara bir şey olmasın’ isteği normal. Bizim sektör yüksek sermaye ile çalışıyor” dedi.
Basel’e göre bankaların sermaye yeterlilik rasyosunda alt limit yüzde 8. BDDK ise bu oranın yüzde 12 olmasını istiyor. Mevcut durumda ise sektörde ortalama sermaye yeterlilik rasyosu yüzde 15 civarında.