Bank Asya'ya el konulurken yapılan hatalar

DÜNYA Gazetesi başyazarı Osman Arolat, TMSF'nin Bank Asya'ya yönetimine el koyarken yaptığı hataları aktardı:

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Bank Asya yönetimine el koyulmasının ardından bir çok telefon ve e-posta ile “El konulma nedeni neler, bunu tam anlatabilir misin?” diye soranlar oldu. Konunun uzmanı avukatlara sordum, sözü edilen maddenin ne olduğuna baktım. Neden olan ortakların yerine getirmediği koşullar neler diye baktım... 

5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 8. maddesi, ortakların uyması gereken koşullardan söz ederken, “Bankaların izne tabi işlemleri ile dolaylı pay sahiplerine ilişkin yönetmeliğin 4. maddesindeki şartları yerine getirmelerini” öngörüyor. 

Buna göre yönetimi değiştirme ile sonuçlanan, bu yerine getirilmeyen koşullar neler olmuştur? Bu yönetmelik maddesinde BDDK’ya paydaşların sunacağı belgeler şöyle sıralanıyor: 

• Yönetmelik örneğine uygun şekilde düzenlenip noter huzurunda imzalanacak beyanname. 
• Müflis olmadıklarına ilişkin Asliye Sicil Mahkemesinden, konkordato ilan etmemiş olduklarına ilişkin icra mahkemesinden alınacak belge.
• Arşiv kaydınıda içeren, son altı ay içinde alınmış adli sicil belgeleri. 
• Müseccel vergi ve prim borcu bulunmadığına ilişkin ilgili vergi daireleri ve sosyal güvenlik kurumlarından alınacak belgeler. 
• Vergi dairelerince onaylı son 5 yıla ilişkin gelir veya kurumlar vergisi beyannameleri ile ekleri. Sahip olunan gayri menkullere ilişkin belediyelerin onaylı emlak vergisi beyannameleri. Kurumca gerekli görülmesi halinde bu gayri menkullerin tapu sicil kayıtları. 

Yönetime el koyma işlemi, paydaşlardan bir bölümünün sundukları belgelerde eksik bulunmasına bağlı olarak gerçekleşmiş... 

Bank Asya 15 Eylül 1996’da faaliyete geçmesinin ardından 2013 yılına kadar 282 şubelik bir büyüklüğe ulaşmış. İktidar sözcülerinin aleyhte söylemleri başlayınca, banka 80 şubesini kapatarak 202 şubeye inerken, 1700 çalışanının da işine son vermiş. Ancak, para girişleriyle bankanın sermaye yeterlik rasyosu iyi olmaya devam ediyor. 

Bütün bu dönemde kurucuların eksik belgeleri, uyarılar yapılsa da yönetime el koymaya yol açmamıştı. Son dönemde artan olumsuz siyasal demeçler sonrası BDDK hissedarların belge eksikliği nedeniyle, banka yönetiminin değiştirilmesine karar verdi. 

Şimdi, ya yapılacak araştırmalarla belge eksikliklerine yapılan denetimlerle, usulsüzlükler eklenerek, madde değiştirilerek Bankacılık Yasası’nın 71. maddesine dayanarak bankanın fona devredilmesi söz konusu olacak. Ya da bu denetimlerde usulsüzlük bulunamadan, paydaşların istenen belgeleri tamamlamaları ile yönetim yeniden hissedarlara terkedilecek... 

Bakalım önümüzdeki dönemde bu alanda nasıl gelişmelere tanık olacağız. Hissedarlar belgeleri tamamlayıp bankanın yönetimini geri mi alacaklar? Ya da denetim sonunda el konularak 14 yıl sonra bir banka yönetimine el koyma olayını mı yaşayacağız?

Bu konularda ilginizi çekebilir