Aracılar Babacan’ın kapısında

Türkiye Sermaye Piyasası Aracı Kuruluşları Birliği’nin adından başlayarak tüm yapısını değiştirecek olan düzenlemeye sektörden itiraz var

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Jülide Yiğittürk GÜRDAMAR

Türkiye Sermaye Piyasası Aracı Kuruluşları Birliği’nin (TSPAKB) yapısını farklı bir zemine oturtacak olan yeni taslak sektörde tartışma yarattı. Aracı kuruluşlar itirazlarını ilk ağızdan Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’a anlatmak içinde harekete geçti. Aracı kuruluşların itirazları 6 temel noktada yoğunlaşırken yeni getirilen bazı maddelerin Anayasa’ya ve Rekabet Kanunu’na aykırı bulunduğu da öğrenildi.   

Türkiye Sermaye Piyasası Aracı Kuruluşlar Birliği’ni (TSPAKB), adından başlayarak değiştirecek olan taslak, sektörü yoracağa benziyor. TSPAKB’ni ‘Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği (TSPB) olarak  yeniden yapılandırılacak olan taslağa göre yeni kurulacak Birlik’te yönetim kurulu üyesi sayısı 7’den 11’e çıkarılacak ve bu 11 üyenin 2’si Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) tarafından atanacak. SPK’nın 2 bağımsız yönetim kurulu üyesi atamasını içeren maddesini ise Aracı Kuruluşlar Birliği’nin Anayasa’nın 135. maddesine aykırı olduğu gerekçesiyle itiraz ettiği öğrenildi. TSPAKB, bir taraftan Kurula yazı yazarak çekincelerini ortaya koyarken diğer taraftan da Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’dan randevu talep etti.

Şimdiki üyelere ücret ödenmiyor

Taslakta, birlik üyelerinin dikkatini çeken en önemli noktalardan biri de SPK tarafından atanacak olan bağımsız yönetim kurulu üyelerine ödenecek ücret. Mevcut yönetim kurulu üyeleri ücret almazken, SPK tarafından atanacak 2 bağımsız üyenin maaşının, birlik genel sekreterin maaşının yarısından az olmaması şartı koşulması rahatsızlık yarattı. Ayrıca birlik personelinin maaşlarının da SPK tarafından onaylanmasına ilişkin madde için sektör temsilcileri, şu yorumu yaptı: “Türkiye Bankalar Birliği, Türkiye Katılım Bankaları Birliği, Türkiye Sigortacılık Birliği gibi kurumlara bakıldığında yönetim kurulu üyelerinin hiç ücret almadığını görürsünüz. Birliklerin gelirleri üyelerinden alınan aidatlardan oluşur. Bir kuruş dahi kamu kaynağı kullanılmaz. Birlik’in üyelerinden sağladığı kaynakları ne şekilde kullanacağına üyeleri ve üyelerin yetkilendirdiği yönetim kurulu karar verir. Hiçbir birlikte sektörün regülatör kurumu böyle bir uygulama içinde değil.” 
 
Komisyon ve ücrete RK de itiraz eder

Taslağa göre, Birlik, üyelerinin verecekleri hizmetler karşılığında alacakları komisyon ve ücretleri belirleyerek SPK onayına sunacak. Onaylanan, komisyon ve ücretlerin uygulandığını da denetlemekle yükümlü olacak olan Birlik, aksi yönde hareket edene, uymayana da ceza kesecek.

Sektörün önde gelen temsilcileri, bu maddeye ise başta Rekabet Kurumu’nun itiraz edeceğini düşünüyor. Borsacılar, “Bu, eskisi gibi hisse senedi alım-satım komisyonlarına limit getirilmesi, ya da mesela halka arz komisyonlarını Birliğin belirlemesi gibi bir sonuç doğuracak. Bu durum Rekabet Kanunu’na aykırı. Rekabet Kurulu 1 Ağustos 2002’de Türkiye Bankalar Birliğini uyarmıştı, bankalara müşterilerinden alacakları hesap işletim ücretleri konusunda tavsiye gönderdiği için. SPK taslağı, tavsiyeyi de aşıp “belirler ve onaya sunar” diyor” yorumunu yaptı. 
 
Aracı kurum ile yatırım ortaklığı tek çatıda olmaz

TSPAKB, sermaye piyasalarında faaliyet gösteren yatırım şirketleri ve yatırım ortaklıklarıyla beraber SPK’ca uygun görülen diğer sermaye piyasası kurumlarının da üye olacağı bir meslek örgütü haline getirilmek isteniyor. Onun için taslak ile yatırım ortaklıkları (YO) ve gayrimenkul yatırım ortaklıkları (GYO) da yeni kurulacak Birlik çatısının altına konuluyor. Fakat, TSPAKB, hem yatırım ortaklıklarının hem de gayrimenkul yatırım ortaklıklarının ‘TSPB’ çatısı altında buluşmaması gerektiğine inanıyor. 

Sektör temsilcileri, yatırım ortaklıklarının da Birliğe bağlanması konusunda aynı işi yapan ama dünyaya aslında farklı pencerelerden bakan Bankalar Birliği ile Katılım Bankaları Birliği’ni örnek gösteriyor.

Kaynaklar, bu konuda “Aynı anayasa hükmüne dayanarak üyelerin “belli bir mesleğe mensup” olması gerekiyor. Bir aracı kurum ile bir yatırım ortaklığı aynı mesleği yapmıyor. Bunların aynı çatı altında olması sakıncalı durumlar yaratacak. Çünkü işin detaylarında bir müşteri ilişkisi ve çıkar çatışması var. Yatırım ortaklıkları alım-satım işlemlerini aracı kurumun müşterisi olarak yapar, aracı kuruma komisyon öder. İleride aracılık komisyonlarını artıran bir düzenleme olursa bu aracı kurumların işine yarayan ama yatırım ortaklıklarının işine yaramayan ters durumlar oluşmasına neden olacak. Birlik bu konuda bir karar alamaz hale gelecek. Çünkü üyeleri arasında çıkar çatışması yaratan bir durum ortaya çıkacak. Bu da Birliğin karar alma mekanizmaları tıkayacak” yorumunu yaptı. 
Kaynaklar, GYO’ların da aracı kurumların mensup oldukları ‘meslek’ ile hiç ilgisi olmayan bambaşka bir alan olduğuna işaret ederek  “Birliğin ana görevlerinden biri üyeleriyle müşterileri arasındaki uyuşmazlıkları ve şikayetleri çözmek. Örneğin bir GYO, TSPB üyesi olduğunda, söz konusu GYO’dan daire alan, bir sorunla karşılaştığında TSPB’ye şikayete gelebilecek. Vatandaş, dairesini zamanında teslim alamadığında ya da teslim edilen dairenin fayansları kırıksa, boruları patlaksa, Türkiye Sermaye Piyasası Birliği bu uyuşmazlığı çözmek durumunda kalabilecek. Bu aslında bambaşka bir kulvardan izlenmesi gereken bir alan” diye konuştu. 
 
Reklamları denetlemek mantığa uygun değil

Taslağa göre, Birlik, üyelerinin ilan ve reklamlarından da sorumlu olacak. Düzenlemeye göre Birlik üyesi tarafından verilen ilan ve reklamın türü, şekli, niteliği ve miktarını da belirleyecek olan Birlik, bu kurallara uyulup uyulmadığını da izleyecek. Uymayanlara da ceza kesecek. Buna göre Birliğin, üyelerin reklam şekillerini, niteliğini ve miktarını belirlemesi gerekiyor. Konuya yakın kaynaklar, “GYO’lar Birlik üyesi olacaksa, söz konusu GYO’nun daire satış reklamlarını Türkiye Sermaye Piyasası Birliği denetleyecek. Bu alanı düzenleyen ve denetleyen bağımsız kurullar varken Birliğin bunu yapması doğru bir yaklaşım değil” diyor.  

İşte itirazların dayanak noktası olan 135. madde 

Anayasa Madde 135 H. Kamu Kurumu Niteliğindeki Meslek Kuruluşları Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst kuruluşları; belli bir mesleğe mensup olanların müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleri ile ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hakim kılmak üzere meslek disiplini ve ahlakını korumak maksadı ile kanunla kurulan ve organları kendi üyeleri tarafından kanunda gösterilen usullere göre yargı gözetimi altında, gizli oyla seçilen kamu tüzel kişilikleridir.

Bu konularda ilginizi çekebilir