Aracı kurumlar dava açıyor

Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği, yürürlüğe giren birlik statüsünün anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle 'iptal' davası açmaya karar verdi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Jülide YİĞİTTÜRK GÜRDAMAR

İSTANBUL - Geçtiğimiz günlerde yeni statü ile ismi değişen Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği (TSPB), birlik statüsünün Anayasa'ya ve Rekabet Kanunu'na aykırı olduğu gerekçesiyle dava açmaya karar verdi. Birliğin önceki gün yapılan olağan genel kurulunda, temmuz ayında uygulanmaya başlanacak sermaye yeterliliği ve şu anda yürürlükte olan birlik statüsü konusunda dava açılmasına yönelik iki önerge sunuldu. Genel Kurul'da sermaye yeterliliği konusunda yapılan oylamada dava kararına yönelik yeterli oy alınamazken, birlik statüsü konusunda toplantıya katılan üyelerin 2/3'si evet oyu kullandı. Böylece birlik, Bakanlar Kurulu kararıyla yürürlüğe giren statünün iptali için dava açmaya karar verdi. Nihai karar ise bu akşam TSPB'nin yapacağı yönetim kurulu toplantısında alınacak.

Birlik geçtiğimiz günlerde, Galatasaray Üniversitesi Prof. Dr. Celal Erkut ve eski SPK Başkanı ve Yapı Kredi Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Ali İhsan Karacan'ın konuya yönelik 'anayasaya aykırı' görüşünü üyeleriyle paylaşmıştı.

Küçüklere haksız yapılıyor

Bu konuda bir çok kez SPK'ya önerilerde bulunan ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'dan randevu talep eden aracı kurumlar, bu konuda bir ilerleme kaydedemeyince, yasanın yürürlüğe girmesine rağmen genel kurulda dava kararı aldı. Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği Başkanı Attila Köksal, temmuz ayında sermaye piyasaları kanununun devreye girmesi ile sermaye yeterliliği maddesinin 40 aracı kurumu etkileyeceğini hatırlatarak, “Küçük aracı kurumlara haksızlık yapıldığı ortada. Fakat büyük aracı kurumlar için de artı bir yön var; süreç doğru yönetilirse yatırım bankacılığına geçiş söz konusu olabilir. Büyüklerin sayısı daha çok, olumsuz etkileneceklerin sayısı daha az olduğu için böyle bir karar çıktı” diye konuştu.

SPK, "Aracı Kurumların Sermaye Yeterliliğine İlişkin Esaslar Tebliği" ile aracı kurumların sermaye yeterliliği şartlarını artırmıştı. Düzenlemeyle aracı kurumların faaliyetleri 3 gruba ayrılmış, sırasıyla 2 milyon lira, 10 milyon lira ve 25 milyon lira tutarında asgari özsermaye şartı getirilmişti. Düzenleme 1 Temmuz 2014 tarihinde yürürlüğe girecek.

Galatasaray Üniversitesi'nden “anayasaya aykırı” görüşü

Birlik statüsünün sağlıksız ve anayasaya aykırı olduğunu bir çok kez söylediklerini dile getiren Köksal, “Biz Yönetim Kurulu olarak yönlendirme yapmak istemedik. Bu nedenle Galatasaray Üniversitesi'nin değerli öğretim üyesi Prof. Dr. Celal Erkut'tan görüş alıp, üyelerimizle paylaşmıştık. Genel kurulda da böyle bir karar alındı. Zaten yönetim kurulu olarak bir aksiyon almazsak yarın öbür gün bize sorarlar. Bu akşam yönetim kurulu toplantımızda, gerekli kararı alacağız” diye konuştu. 3 yıldır bu görevi yaptıklarını ve görevi tamamlayıp devretmek istediklerine değinen Köksal, “Aracı kurumların mevcut halinde bile, büyük/küçük, yerli/yabancı olmak üzere karmaşık bir yapısı var. Yeni düzenleme ile üyelik yapısı daha da karmaşık hale geldi. Toplam 89 üye geliyor. 42 portföy yönetim şirketi, 30 gayrimenkul yatırım ortaklığı, 10 menkul kıymet yatırım ortaklığı, 5 risk sermayesi yatırım ortaklığı geliyor. Değerleme uzmanları Birlik üyesi olmamasına rağmen yönetim kuruluna Değerleme Uzmanları Birliği temsilcisi gelecek. Böyle bir yapıda nasıl daha güçlü birlik oluyoruz anlamakta güçlü çekiyoruz. Bu statü anayasaya, kurumsal yönetim ilkelerine aykırı. Böyle bir model dünyanın hiçbir yerinde yok. Sorumluluklarımız var anayasaya aykırı olan bir şeyi savunamayız” diye konuştu.

Statü neden anayasaya aykırı bulunuyor?

Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği statüsüne göre, birliğin üyeleri artık bankalar, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, menkul kıymet yatırım ortaklıkları, gayrimenkul yatırım ortaklıkları, girişim sermayesi yatırım ortaklıkları olacak. Bu yapıda, birçok farklı meslekten kuruluş, aynı mesleki örgüt içinde barındırılıyor. Bu yapı anayasanın 135. maddesinde meslek kuruluşları için öngörülen “belirli mesleğe mensup olanların müşterek ihtiyaç ve menfaatlerinin karşılanması” ilkesine aykırı bulunuyor. Ayrıca, böyle bir örgüt yapısında; farklı meslekler bir araya getirildiği için menfaat çatışmaları, anlaşmazlık ve uyuşmazlıkların ortaya çıkacağı düşünülüyor.

Yönetim Kurulu yapısında da anayasaya aykırılıklar olduğu belirtiliyor. Anayasa'nın, Birlik organlarının kendi üyeleri arasından seçilmesini öngördüğünü belirten kaynaklar, “Ama yeni statüde Birlik üyeleri arasında bulunmayan Türkiye Değerleme Uzmanları Birliğinin bir temsilcisiyle beraber iki de bağımsız yönetim kurulu üyesi atanacak. Dolayısıyla, Birlik yönetiminde, Birlik üyesi olmayan ve Birliğin temsil ettiği meslekle ilgisi olmayan temsilciler yer alacak. Bu durum da anayasaya aykırılık oluşturuyor” diye konuştular.

İşte itirazların dayanak noktası olan 135. madde 

Anayasa Madde 135 H. Kamu Kurumu Niteliğindeki Meslek Kuruluşları: Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst kuruluşları; belli bir mesleğe mensup olanların müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleri ile ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hakim kılmak üzere meslek disiplini ve ahlakını korumak maksadı ile kanunla kurulan ve organları kendi üyeleri tarafından kanunda gösterilen usullere göre yargı gözetimi altında, gizli oyla seçilen kamu tüzel kişilikleridir.

 

Bu konularda ilginizi çekebilir