'2017, tüm kredilerde sağlıklı büyümeye devam edeceğimiz bir yıl olacak'
Akbank Genel Müdürü Hakan Binbaşgil, alınan önlemlerin etkisinin hissedilmeye başlandığını belirterek 2017’de küresel belirsizlikler devam etse de Türkiye’de büyümenin 2016’nın üzerinde olacağını söyledi.
Ece CEYHUN
Akbank Genel Müdürü Hakan Binbaşgil, reel ekonominin bel kemiği KOBİ ve ticari kesim başta olmak üzere, ekonomiye ve reel sektöre desteklerini sürdüreceklerini belirterek “2017 tüm kredilerde kaliteli bir biçimde büyümeyi sürdüreceğimiz bir yıl olacak. Başta ihtiyaç, konut ve kredi kartı kredileri olmak üzere bireysel kredilerdeki desteğimiz de devam edecek. Kredilerde arzuladığımız büyümeyi sağlayabilmek için mevduat tabanımızı zenginleştirmeye devam edeceğiz” dedi.
Akbank Genel Müdürü Binbaşgil, önce dünya ve Türkiye ekonomisini değerlendirdi, ardından bankacılık sektörüne ilişkin beklentilerini aktardı. Hakan Binbaşgil, küresel çapta; 2016 yılının tahmin edilemeyen bir yıl olduğuna işaret ederek ana gündemde büyük merkez bankalarının hamlelerinin ön plana çıktığını belirtti. Binbaşgil, “Fed’in faiz artırımını ötelemesi, ECB ve BOJ merkez bankalarının ek genişleyici adımları, Brexit, Çin ekonomisine ilişkin endişeler, jeopolitik gelişmeler ve ABD seçimleri öne çıkan gelişmelerdi. Tüm bu gelişmelerin finansal piyasalar üzerinde önemli yansımaları oldu” dedi.
Ekonomi yönetiminin büyümeyi desteklemek için makro ihtiyati tedbirlerde revizyona gitmesiyle birlikte özellikle tüketici kredilerinde yıl sonuna doğru bir ivmelenme görüldüğüne değinen Binbaşgil, “Sektörde mali kesim hariç yıllık kredi artışı yüzde 17’ye ulaştı. Kredi kartları hariç tüketici kredilerinde yıllık artış yüzde 10 oldu. Eylül ayındaki not indirimine rağmen; güçlü sermaye yapısı, etkin denetim ve aktif kalitesi sayesinde bankacılık sektörü, güçlü performansını sürdürdü. Nitekim, kredilerin takibe dönüşüm oranı Ekim 2016 itibariyle yüzde 3.3 gibi düşük seyrine devam etti. Sermaye yeterlilik rasyosu da yüzde 16 ile güçlü seyrini sürdürdü. Türk Bankacılık Sistemi’nin Avrupa ile iyi uyumlu olmasının teyidi de sektör adına son derece olumlu ve önemli bir gelişmeydi” diye konuştu.
Küresel ekonomide belirsizlik sürüyor
“2017 yılı da aynı şekilde küresel olarak öngörülmesi kolay olmayan bir yıl olacak” tespitinde bulunan Hakan Binbaşgil, biri İngiltere diğeri ABD kaynaklı iki belirsizliğe de işaret etti. Binbaşgil, “İngiltere’nin mart ayına kadar başlatması beklenen AB’den çıkış sürecinin nasıl ilerleyeceği konusu belirsiz. Ayrıca ABD yeni yönetiminin seçim söylemlerini ne ölçüde yerine getirebileceğine ilişkin belirsizlik de sürüyor. ABD’de Trump sonrası politikalar netleşmeye başlayacak, başta Almanya, Fransa ve Hollanda olmak üzere Avrupa’da önemli seçimlere sahne olacak. Bütün bu gelişmeler küresel piyasaları ve sermaye hareketlerini etkileyebilir” uyarısında bulundu. Tüm bu gelişmelerin küresel piyasaları ve sermaye hareketlerini etkileyebileceğine değinen Hakan Binbaşgil, şöyle devam etti: “2017 yılında 3 kere faiz artırımı yapmayı öngören Fed’in kararları da gelişmekte olan piyasaların faiz oranları üzerinde etkili olabilir. Dolar ve dolar cinsi faizlerin evrensel risk ölçütü niteliği de, bu parametrelerde yıl boyunca yaşanacak gelişmelerin küresel çapta yansımalarının olabileceğine işaret ediyor.”
Bu yıl Türkiye ekonomisi daha hızlı büyüyecek
Türkiye ekonomisinde ise alınan teşvik ve tedbir kararlarının etkisinin dördüncü çeyrek itibariyle görülmeye başlandığına işaret eden Hakan Binbaşgil, tüketici kredilerinde önemli bir ivmelenmenin söz konusu olduğunu da belirtti. Binbaşgil, 2017 yılında kamu yatırımlarının, altyapı projelerinin büyümeye destek olmasını beklediklerini de anlattı.
Binbaşgil beklentilerini, “Ekonominin canlanması konusunda hükümetimiz bir takım teşvik ve tedbirleri almış durumda. Nitekim 2016’nin 4. çeyreğinde bu adımların olumlu neticelerini gözlemlemeye başladık. 2017’de bu ivmelenmenin devam edeceğini düşünüyoruz. Toparlanmaya yönelik olumlu işaretler, ekonomimizin bu yıl 2016’ya oranla daha yüksek bir hızda büyüyebileceğine işaret ediyor. Büyümede kamu yatırımlarının katkısının devam etmesini bekliyoruz. İhracat büyümemiz AB’deki toparlanmaya bağlı olarak bir miktar ivme kazanabilir. 2016’da özellikle dördüncü çeyrekte inşaat ve konut sektörlerine ilişkin olumlu gelişmeler gözlemledik. Bu trend 2017’de de etkin olabilir. Tüketime yönelik önlemler özellikle dayanıklı tüketim sektörüne destek verebilir. Kredi Garanti Fonu ile ilgili düzenlemelerin KOBİ’lerin canlandırılmasında önemli etkileri olacaktır. Turizm için 2016 zor bir yıl olmuştu. 2017 de turizm gelirleri açısından belirsizlerin olduğu bir yıl gibi duruyor” ifadeleriyle aktardı.
Türk bankacılığında büyüme birçok ülkeden iyi
Akbank Genel Müdürü Hakan Binbaşgil, bankacılık sektöründeki gelişmeleri değerlendirirken sağlıklı ve karlı büyüme çabalarının süreceğini kaynak maliyetini düşürme yolundaki çalışmaların devam edeceğini ve dijitalleşmenin hız kazanacağını anlattı. Orta vadeli öngörülerini sorduğumuzda ise Hakan Binbaşgil, “Bankacılık sektörünün ülkemizde yılda yüzde 25- 30 oranında büyüdüğü yıllar gördük. Bunun temel nedeni, bankacılık sektörü bilanço kalemlerinin Türkiye ekonomisinin büyüklüğüne kıyasla daha düşük bir seviyede olmasıydı” dedi.
Artık tüm dünyada bankacılık sektörünün daha az büyüdüğüne işaret eden Binbaşgil şunları anlattı: “Ülkemizde de eskiye oranla büyüme azaldı, ancak hala büyüme birçok ülkeden çok daha iyi. Artık hemen hemen tüm ülkelerde daha düşük büyüme ve daha düşük marjların olduğu bir ortamda bankacılık yapmak ve sürdürülebilir kârlılığı yakalamak önemli. Bilançosu, öz kaynakları, verimlilik ve risk yönetimi becerileri yüksek olan bankaların daha fazla bir rekabet avantajı var. İnsan kaynakları ve teknolojik altyapısı daha iyi olan, dijitalleşmeye daha erkenden başlamış, bunu hizmet kalitesine de yansıtmış olanlar kuvvetli finansallarını da arkalarına alıp daha da rekabetçi hale gelebiliyorlar. Belli bir ölçek ekonomisini yakalayabilmek de tabii ki önemli. Bizim sektörümüzde de bütün bunları çok yapabilen örnek bankalarımız var.”
SÜREÇLERİMİZİ YENİDEN TASARLIYORUZ
Akbank Genel Müdürü Hakan Binbaşgil, bankanın ajandasını ise şu ifadelerle anlattı:
► Yenilikçi çalışmalar bizi son derece heyecanlandırıyor. Gündemimizdeki en önemli konu, müşteri deneyimini ve müşteri hizmet kalitemizi sürekli iyileştirmek. Süreçlerimizi müşteri bakış açısıyla gözden geçirerek ve dijitalleşmeyi merkeze koyarak yeniden tasarlıyoruz.
► 2016 yılında teknolojiye 100 milyon doların üzerinde yatırım yaptık. Bu yıl artırarak sürdüreceğiz. Mobil bankacılık odak noktamızda olmaya ve önemli yatırımları çekmeye devam edecek. Geçtiğimiz sene çalışmalarına başladığımız Data Center yatırımımızın da maliyeti yaklaşık 110 milyon dolar olacak. Bu da bizleri geleceğe taşıyacak önemli bir girişimimiz.
► Finans dışı sektörlerden girişimcileri desteklemek Akbank’ın odak noktalarından biri haline geldi. Start-up girişim sayıları hızla artıyor ve bankaların bu gelişmeye duyarsız kalması mümkün değil. Önümüzdeki dönemde Akbank’ın adını da, bu yeni tip girişimciliği destekleyecek ve müşterilerimize ulaştıracak uygulamalarla daha fazla duyacaksınız.
► İştiraklerimizle son derece yakın bir sinerji içinde çalışıyoruz. Toplam kârımızın neredeyse %10’u artık iştiraklerimizden geliyor. Geleceğimiz için son derece önemli olan iki girişimimiz, ‘Akbank Yatırım Hizmetleri’ ve ‘Akbank Tek Durak Kurumsal ve Yatırım Bankacılığı’. İkisi de ülkemiz için yeni ve geleceği olan konular. Bu iki girişimimizden çok ümitliyim. Türkiye’nin gücüne, geleceğine ve potansiyeline inanan bir banka olarak temel önceliğimiz Türkiye’nin lider finansal hizmet sağlayıcısı ve evrensel bankası olmak. Türkiye temel önceliğimizi oluştururken, bankacılık ve finans sektörü açısından cazip olabilecek yurtdışı gelişmeleri ve coğrafyaları da titizlikle takip ediyoruz.
MÜŞTERİLERİMİZ SADECE BANKALARLA DEĞİL FACEBOOK VE AMAZON İLE KARŞILAŞTIRIYOR
Bankacılık sektöründe dijitalleşmenin hızla devam edeceğini anlatırken bankacılık sektöründe artık müşterinin basit işlemler için şubeyi kullanmadığına da işaret eden Akbank Genel Müdürü Hakan Binbaşgil, bu değişimi anlatırken şöyle konuştu: “Mobil bankacılık çok hızlı gelişiyor. Bu trend artan bir hızla sürecek. Bankalar mobil bankacılıkta en iyisini yapmaya özen gösterecekler. Müşterilerimiz bizi sadece diğer bankalarla değil, Google, Facebook, Amazon gibi teknoloji şirketleri ile de karşılaştırıyorlar. Teknoloji müşterilerimizin yaşam biçimlerine girmiş durumda ve müşteriler bankasından da benzer şekilde hizmet beklemekte. Bu işimizi hem son derece zevkli, hem karmaşık hale getiriyor. Günümüz bankacılarının bir yandan bankacılık için gerekli olan teknik donanıma, bir yandan da vizyoner bir görüşe sahip olmak durumda. Bunun dışında başarılı olmak için başka bir seçenek de yok zaten.”
Bugün Akbank’ta işlemlerin yüzde 93’ünün şube dışı kanallarda gerçekleştiğini de belirten Hakan Binbaşgil şöyle devam etti: “Bu büyük bir dönüşüm. Hem şubelerimiz hem insan kaynağımız buna paralel önemli bir değişim yaşıyor. Bugün Akbanklıların yüzde 95’i üniversite mezunu, yüzde 8’i yüksek lisans veya doktora derecesine sahip. Bizim büyüklüğümüzdeki bankalar arasında Türkiye’deki en yüksek oranlar diyebilirim. Eğitim bütçemizi her sene ciddi şekilde artırıyoruz. Yenilikçi eğitim ve gelişim uygulamalarına büyük yatırım yapıyoruz. Arkadaşlarımızı geleceğe, geleceğin bankacılığına hazırlıyoruz. Bizce, 14 bin kişinin çalıştığı Akbank gibi bir kurumda bile kişiye özel gelişim planlaması yapılabilmeli. Çalışmalarımız hep bu doğrultuda şekilleniyor.”
SERMAYE HAREKETİNDEKİ OYNAKLIK SÜRER
2017’de dünya ekonomisindeki beklentilerini aktarırken ABD’de yeni başkanla birlikte ekonomi politikalarının, kamu maliyesi açısından daha genişlemeci, korumacı eğilimde olması beklendiğinin de altını çizen Akbank Genel Müdürü Binbaşgil, “Uzun vadeli dolar faizlerindeki artış ve dolardaki değerlenme eğiliminin devam etmesi fakat bu dinamiklerin daha ılımlı sürmesi öngörülüyor. Buna paralel ABD 10 yıllık tahvil faizlerinin yüzde 2.5-3.0 bandında olmasını bekliyoruz. Bu durum gelişmekte olan ülkelere olan sermaye hareketlerini oynak kılacak. Ayrıca ABD risksiz faizlerdeki yükselme ile birlikte; finansal koşulların daha da sıkılaşacağı bir ortama girebileceğiz. AB’de ise büyümenin iç talep kaynaklı sürmesi bekleniyor. İngiltere’nin Brexit’i nasıl sonuçlandıracağı, Fransa ve Almanya’daki seçimler gibi konulardaki belirsizlikler, büyümeye yönelik riskleri aşağı yönlü tutuyor. Çin’in de tutumu çok önemli. İlk defa bir Çin Devlet Başkanı Davos’a geliyor, konuşma yapıyor ve globalleşmeyi destekliyor. Bunlar önemli gelişmeler” değerlendirmesinde bulundu.
KREDİ VE MEVDUATTA %12-13 BÜYÜME BEKLİYOR
2017’de ekonomik büyümenin yüzde 3 -3.5 mertebesinde gerçekleşmesini bekleyen Hakan Binbaşgil, bankacılık sektörüne ilişkin beklentilerini ise şöyle özetledi: “Kredi ve mevduatta yüzde 12-13 gibi bir büyüme bekliyoruz. Ticari krediler, yatırım harcamalarındaki artışa da bağlı olarak yüzde 15-17 gibi daha yüksek bir oranda artış gösterebilir. Kredi Garanti Fonu ile ilgili yapılan düzenlemelerin de reel kesim kredilerinin daha hızlı büyümesinde önemli katkısı olacaktır. Tüketici kredilerinde, özellikle konut kredisi ağırlıklı, yüzde 12-13 civarı bir büyüme olabilir. Yabancı para kredilerdeki talep ise bir miktar daha kısıtlı kalabilir.”