'Krediler daralıyor' uyarısı
EuroFinance’in konferansında konuşan Borsa İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Dr. M. İbrahim Turan, orta ve uzun vadede sermaye piyasalarından elde edilecek kazancın hiçbir yerde kazanılamayacağını söyledi
HİLAL SARI
DIŞ HABERLER - Borsa İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Dr. M. İbrahim Turan, “Türk şirketleri krediler daraldıkça sermaye piyasalarından daha fazla istifade etmek zorunda” dedi. EuroFinance’in düzenlediği Türkiye’deki 10. konferans, “Türkiye’de Nakit, Hazine ve Risk Yönetimi” başlığıyla ile gerçekleştirilen etkinliğin, küresel sponsorluğunu Bank of America Merill Lynch, Türkiye sponsorluğunu ise Akbank üstlenirken, medya sponsoru ise DÜNYA oldu. “Yarının bölge finans merkezinin kurulması” adlı panelde Türkiye’nin sermaye piyasalarındaki gelişmeleri ve İstanbul’un bölgenin önemli bir finansal merkez olma hedefi için attığı adımları aktaran Turan, orta ve uzun vadede sermaye piyasalarından elde edilecek kazancın hiçbir yerde kazanılamayacağını, bunu birçok araştırmanın ortaya koyduğunu belirtti. Kısa vadede kurumlara güvenin eksik olduğu dönemlerde bu kazancı elde etmenin zor olduğunu ifade eden Turan, sermaye piyasalarının içinden geçmekte olduğu bu süreci doğru algılayıp, doğru anda yer tutabilmenin çok önemli olduğunu belirtti.
Mevduattan fazla kredi veriliyor bu artık zorlaşacak
Bankalarda önceden mevduatın krediye dönüşme oranın düşük olduğunu fakat şimdi mevduattan da fazla kredi verildiğini belirten İbrahim Turan, önümüzdeki dönemlerde bunun zorlaşacağını belirtti. Bankacılık sektörünün gelişmeye devam edeceğini ifade eden Turan, “Şirketlerin ihtiyaç duyduğu büyüme finansmanının artık bir kısmını da sermaye piyasalarından temin etmesi vazgeçilmez bir zorunluluktur” diye konuştu. Türkiye’nin yüzde 4-5 büyüme planları olduğunu belirten Turan, dünyada Türk şirketlerinin varlıklarını devam ettirebilmek, Türkiye’nin potansiyel büyüme hızından kendi paylarına düşeni alabilmek, hatta küresel ölçekte bankalar oluşturabilmek için mutlaka sermaye piyasalarından daha fazla istifade etmek mecburiyetinde olduğunu belirtti. “Her arz kendi talebini oluşturur” diye konuşan Turan, finansal varlık arzının oluşması için ise konferanstaki finans yöneticilerine çağrıda bulundu.
Eurofinance’in “Büyük Tablo – 10 yıl içinde Türkiye ekonomisi?” adlı panelinde Türkiye ekonomisinin son 10 yıldaki durumu ve bundan sonraki 10 yıl içinde nerede olacağı masaya yatırıldı. Global Source Partners Ekonomisti Atilla Yeşilada, HSBC Ekonomisti Melis Metiner ve Odea Bank Ekonomik Araştırmalar ve Stratejik Planlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Serkan Özcan’ın katılımıyla gerçekleşen panelde hem karamsar hem de iyimser fikirler tartışıldı. Yurtdışı yatırımcılarla da birebir çalışmakta olan Atilla Yeşilada “Türkiye’nin geçtiğimiz on yıldaki büyümesi ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Bernanke sayesindedir” diyerek Fed’in parasal genişlemesinin büyümeye büyük destek olduğunu ifade etti. Özellikle dış borçlanmanın patlama yaşadığını belirten Yeşilada “Zamanında Süleyman Demirel’in de söylediği gibi borç yiğidin kamçısıdır evet, fakat biz aldığımız borcu doğru yerde kullanmadık” ifadelerini kullandı. İnsan kaynaklarına ve istihdam piyasasına yeterli yatırımın yapılmadığını belirten Yeşilada “2015 yılında Fed faizleri artırırsa ve biz bu iyimserlik-özgüvenle devam edersek çok daha kötü günler göreceğiz” diye konuştu. Karamsar ve doktor kıyamet açıklamalar yaptığının farkında olduğunu belirten Yeşilada son yıllarda Türkiye ekonomisinde siyasetin en büyük hayal kırıklığı olduğunu belirtti.
Daha fazla katma değer yaratan yeni bir ekonomik model gerek
HSCB Ekonomisti Melis Metiner ise Yeşilada’ya bazı konularda katıldığını fakat Türkiye yeni bir ekonomi modeline doğru dönüşürse geleceğin daha fazla umut vadettiğini ve ekonominin bu potansiyele sahip olduğunu ifade etti. Çok daha büyük ekonomilerde çok büyük cari açıklar olduğunu, cari açık vermenin çok da kötü bir şey olmadığını ifade eden Metiner “Dışardan alınan borcu üretime ve katma değer yaratan faaliyetlere yönlendiriyorsanız cari açığınız fazla olabilir” diye konuştu. Fakat Türkiye örneğinde son on yılda alınan borcun sermayeye ve iş gücüne değil özel sektörün tüketim kalemlerine ve inşaata gittiğini belirtti. Son yedi yılın ithalat rakamlarının daha çok ara mal alımından oluştuğunu ve Türkiye’nin çok az katma değer yarattığını belirten Metiner, kolay borçlanmanın ve Türkiye’ye pozitif yaklaşımın doğru değerlendirilemediğini, çözümün ise daha fazla katma değer yaratılan bir ekonomik modele yönelmek olduğunu belirtti.Odea Bank Genel Müdür Yardımcısı Serkan Özcan ise daha iyimser bir on yıl tablosu çizerek Türkiye ekonomisinin çok daha iyi olabileceğini fakat bunun önünde yargı reformlarının henüz gerçekleşmemesinin büyük engel olduğunu belirtti.
Yabancı sermayeli firma sayısı on yılda altı kat arttı
Eurofinance’in Türkiye’deki 10’uncu yılı kutlanan etkinliğin ilk panelinde konuşen Akbank Kurumsal Bankacılık Genel Müdür Yardımcısı Alper H. Yüksel, “2003-2013 yılları arasında 132 milyar dolar ilave yatırımla yabancı sermayeli firma sayısı yaklaşık 6 binden 36 binin üzerine çıktı” dedi. Yüksel, Türkiye’nin dünyanın 17’nci ve Avrupa’nın 7’nci büyük ekonomisi olduğunun altını çizerek, bunların tek başına yeterli olamayacağını ekledi. Öte yandan bankacılık anlamında Türkiye’nin Basel II’ye göre çok sağlam temellere oturduğunu, Basel II’ye göre gerekli olan yüzde 8 sermaye yeterliliğinin Türk bankacılık sektöründe yüzde 16 olduğunu belirten Yüksel, son on yılda Türkiye’de her yıl kredilerin yüzde 30 büyüdüğünü, özellikle enerji ve altyapı sektörlerinin Türkiye’nin elde ettiği büyümede payı olduğunu ifade etti.