Faiz bugün mü, ocak enflasyonu açıklandıktan sonra mı, yoksa?
Normal koşullarda bu baskıya dayanmak doğrusu hiç de kolay olmasa gerek. Merkez Bankası üstünde tam on aydır "Faizi indir" baskısı var. Geçen yıl bugünlerde döviz almış başını giderken ve Merkez Bankası milyarlarca dolarlık rezerv kaybetmesine rağmen kurdaki yükselmeyi önleyemiyorken, zor ikna edilen Başbakan Erdoğan, faizin yükseltilmesine yeşil ışık yakmıştı. Ocak ayındaki olağan toplantıdan bir hafta sonra yeniden bir araya gelen Para Politikası Kurulu, faizleri önemli ölçüde yukarı çekmiş ve tansiyon düşürülmüştü.
Aradan iki ay geçti, yerel seçim geride kaldı, bu kez "Faizi artırmıştınız, artık her şey yoluna girdi, şimdi de artırdığınız gibi indirin şu faizi" denilmeye başlandı. Erdoğan söyledi, bakanlar tekrarladı; Erdoğan Merkez Bankası'nı eleştirdi, bakanlar bu görüşü tekrar tekrar dile getirdi.
Hatta Başbakan Erdoğan, bir keresinde Merkez Bankası yönetiminin görev süresi dolunca yeniden atanmayacağını bile dile getirdi. Gösterilen sopa, aba altında bile değildi.
Ekonominin yönetiminden sorumlu Ali Babacan ise faiz konusunda tek kelime etmedi. Babacan, bu konularda konuşmadığını geçenlerde "Ben faiz konusunda 12 yıldır tek söz etmedim" diyerek vurgulama gereği duydu. Ne ilginçtir ki, aynı gün Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ey Merkez Bankası" diye başlayan o çıkışını yapmıştı.
Merkez etki altında kalır mı?
Merkez Bankası yönetimi, faizin indirilmesi gerektiği yolundaki baskıları aylardır göğüsledi. Erdem Başçı, Bakanlar Kurulu'nda da sunum yaptı, Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu'nda da. Başçı, buralardaki sunumlarda kuşkusuz faiz konusundaki sorulara da muhatap oldu. Merkez Bankası Başkanı, bu sorular karşısında herhalde "Evet efendim, sizler haklısınız, faiz inerse enflasyon da iner" demedi; doğru bildiğini anlattı.
Merkez Bankası marttan bu yana faizi hiç indirmedi değil. Ama isteniyor ki faiz daha yüklü miktarda aşağı çekilsin. Merkez Bankası, faizin ancak enflasyon düştükten ya da düşme eğilimi içine girdikten sonra aşağı çekilmesi gerektiğini savunuyor. Karşı görüş olarak ise, faiz düşürülünce enflasyonun gerileyeceği dile getiriliyor.
Senaryolar...
Geldik bugünkü toplantıya... Şimdi önümüzde birkaç senaryo var:
Birincisi... Yıllık enflasyon son durum itibariyle yüzde 8.17 düzeyinde ve enflasyon buradayken faize dokunmak çok akıllıca olmaz gibi. Ama bir de beklenen enflasyon var. Her ne kadar dün yazdığımız gibi ocak ayına ilişkin beklentiler son günlerde biraz bozulmuşsa da, ağırlıklı olarak geçen yılın yarattığı baz etkisinden dolayı yıllık oran ocak sonunda büyük olasılıkla yüzde 7'ye inecek gibi görünüyor. Hem merkez bankalarının işi biraz da geleceğe dönük karar almak, geleceği okumak. Dolayısıyla ocak sonunda yüzde 7 gibi bir oran beklendiğine göre, bugün bir faiz indirimi kararı gelebilir. Ama bu indirim herhalde 0.50 puandan fazla olmayacaktır.
İkincisi... Dedik ya, merkez bankalarının işi geleceği okumak. Ya Merkez Bankası'nın elindeki veri seti, enflasyonun ilk üç-dört ayda öyle sanıldığı gibi hızlı düşmeyeceğine işaret ediyorsa... En basitinden petroldeki fiyat düşüşü durma noktasına gelmiş gibi, çok çetin geçmekte olan kış koşulları yüzünden işlenmemiş gıda maddelerinin fiyatlarının bu yıl da yüksek seyretme olasılığı güçleniyor gibi. Bunun etkisiyle enflasyonda baz etkisine dayalı hızlı bir düşüş görülme olasılığı biraz zayıflayacağa benziyor. Merkez Bankası bunu da gözeterek, faizi bir indirip bir yükseltme durumunda kalmamak için biraz daha beklemeyi, en azından ocak sonundaki oranı görmeyi tercih edebilir.
Üçüncüsü... Merkez Bankası bugünkü toplantıda faizi dokunmaz ve ocak enflasyonu umulan gerilemeyi sağlayacak düzeyde gelmezse, sonrasına ilişkin beklentiler de pek iç açıcı olmazsa, FED'in karar alma tarihine iyice yaklaşılacağı için Merkez Bankası faize daha uzun bir süre dokunmayacaktır. Elbette bu, gerçekleşmesi en düşük senaryodur.