Kömürün payı ‘rekorla’ devam ediyor
EMBER'in Türkiye Kömür Raporu yayınlandı. Rapora göre son 10 yılda kömür tüketimi katlandı. Yerli kömür kurulu gücünün kesintisiz elektrik için yetersiz olduğu belirtilirken, rüzgâr santrallerinin kapasite kullanımının ise bazı yerli kömür santrallerine kıyasla daha yüksek olduğu ortaya konuldu.
Başak Nur GÖKÇAM
Türkiye’deki elektrik sektörü verilerini analiz ederek kamuoyuyla paylaşan düşünce kuruluşu EMBER, Türkiye Kömür Raporu’nu yayınladı. Türkiye’deki baz yük potansiyelinin mercek altına alındığı rapora göre ülkemizdeki rüzgâr enerjisi santrallerinin kapasite kullanım oranının bazı yerli kömür santrallerinden daha yüksek durumda.
İki temel başlık ve bir sonuç kısmının yer aldığı raporda, ‘Türkiye’nin net sıfır hedefinden uzaklaşıyor’ ve ‘Kömür baz yük mü?’ konuları ele alındı. Türkiye’nin kömür yakıtlı santrallerinin mevcut stokunu, gelişimini ve elektrik üretimindeki performansının incelendiği raporda üç farklı veriye değinildiği görüldü. Bunlar; Türkiye’deki yerli kömür santrallerinin emre amade kapasite oranının yüzde 52, Türkiye’deki kömür santrallerinin arızalarından kaynaklanan yıllık üretim kaybının 22 TWh olması ve kömür kaynaklı emisyon miktarının Türkiye’nin toplam emisyonu içerisindeki payının yüzde 20 olması idi.
Yerli kömürlü termik santrallerin düşük verimlilik, emre amade güç ve kapasite kullanım oranları beraberinde sıklıkla arıza yaşamaları ve düzensiz üretim profilleri sebebiyle baz yük santrali performansından olduğunun ortaya çıkarıldığı Türkiye Kömür Raporu’nda, baz yük olarak adlandırılabilecek sürekli elektrik talebinin yaklaşık 20 GWh olduğunun tahmin edildiği ifade edildi. Yapılan analizlere göre ülkemizde yerli kömüre dayalı santraller gösterdikleri düşük elektrik üretim performansı ile bu talebin karşılanmasında yetersiz kaldı.
Kömür üretimi 2 katına çıktı
Yapılan analizlere göre son 10 yılda kömürden elektrik üretimi iki katına ulaştı. Bu oranla birlikte 2023 yılında 118 TWh’lik kömür kaynaklı elektrik üretimi, Türkiye tarihinin en yüksek üretimi olarak kayıtlara geçti ve kömür tüketilmesinin de yüksek emisyonlara ulaşılmasında etkili olduğuna dikkat çekildi. Artan üretim sonucunda kömüre dayalı termik santraller geçtiğimiz yıl 111 milyon ton karbon emisyonuna neden oldu. Yani Türkiye’nin emisyonlarının beşte biri sadece kömüre dayalı termik santrallerden kaynaklandı ve kömüre dayalı santrallerden kaynaklanan emisyonun yıllık artış hızı 2012-2023 yılları arasında yüzde 6,2 oldu.
1 MWh elektrik üretimi için 350 kilo kömür kullanıldı
Rapora göre; linyit yakıtlı santrallerde 1 MWh elektrik üretimi ortalama bin 700 kömür tüketilirken ısıl değeri yerli kömüre göre yüksek olan ithal kömür yakıtlı santrallerde 1 MWh elektrik üretimi için 350 kilogram kömür kullanıldığı belirtildi. Yapılan değerlendirmelere göre ısıl değerin dışında Avrupa Birliği’ndeki kömür santrallerinin verimliliklerinin görece yüksek olması da aynı miktarda elektrik üretimi için Türkiye’nin yüzde 50 daha fazla kömür tüketmesine yol açtı.
Raporda, yerli kömürün kapasite kullanım oranı ortalama yüzde 48 olarak gerçekleşirken, ithal kömürde bu oran yüzde 71 ve hem yerli hem de temiz kaynak olan rüzgârda ise yüzde 34 olarak hesaplandı. Ve hesaplamalarda toplamda 4 GW’tan fazla kurulu güce sahip termik santralin, kapasitelerinin yüzde 50 altında çalıştığı görüldü. Öte yandan bazı yerli kömür santrallerinde de bu oranın yüzde 16’ya kadar düştüğü, rüzgâr santrallerinin kömürlü termik santralleri geride bıraktığı tespit edildi.
Rüzgâr santrallerinin yaklaşık beşte birinin yüzde 40’tan fazla kapasite kullanım oranı ile çalıştığı hesaplanırken, en düşük orana sahip 10 kömürlü termik santralin tamamını ise yerli kömür santralleri oluşturdu. Öte yandan emre amade kapasite oranını yüzde 75’in üzerinde tutabilen sadece üç yerli kömür santrali olurken, bu santrallerin yarı kapasitelerinin kullanılabildiği görüldü.
Emisyonlarımızın 5’te 1’i kömürden elektrik üretiminden kaynaklı
Kömürden elektrik üretimi son on yılda iki katına ulaşırken 2023 yılında 118 TWh’lik kömürden elektrik üretimi Türkiye’nin en yüksek üretimi olarak kayıtlara geçti. Artan üretim sonucunda kömüre dayalı termik santraller 2023 yılında 111 milyon ton karbon emisyonuna neden oldu. Diğer bir ifadeyle, Türkiye’nin emisyonlarının beşte biri yalnızca kömüre dayalı termik santrallerden kaynaklandı. Kömüre dayalı santrallerden kaynaklanan emisyonun yıllık artış hızı 2012-2023 yılları arasında yüzde 6,2 oldu.
“Türkiye’nin temiz enerji dönüşümünü hızlandırması gerekiyor”
Rapora ilişkin değerlendirmede bulunan EMBER Enerji Analisti Bahadır Sercan Gümüş, “Çeşitli destekler ile baz yük sağladığı iddia edilerek elektrik sisteminde tutulan kömür santrallerinin bir kısmı, gerçekte baz yük performansından oldukça uzak durumda. Diğer yandan, güneş ve rüzgârdan elektrik üretiminin bu kaynaklara göre daha az maliyetle elektrik üretebilir olması Türkiye’nin temiz enerji dönüşümü yolunda bir fırsat olarak karşımıza çıkıyor. Türkiye’nin vakit kaybetmeden düşük performans gösteren ve maliyetli olan kömürden çıkmak için stratejisini belirlemesi ve özellikle güneş enerjisindeki yüksek potansiyelini kullanarak temiz enerji dönüşümünü hızlandırması gerekiyor” dedi.
Yaşlı santraller enerji arz güvenliğini tehdit ediyor
Düşük kaliteli kömür yakan yaşlı santrallerin ülkemizin enerji arz güvenliğini tehdit ettiğini belirten EMBER Bölge Lideri Ufuk Alparslan da, “Atıl kapasite olarak sistemde yer alan santrallere güvenerek yapılacak planlar elektrik talebini karşılamada zorluk yaşamamıza ve elektrik kesintilerine neden olabilir. Türkiye’nin elektrik tüketimi yaz aylarında zirve yaptığı için özellikle güneş enerjisi artan sıcaklıklarla birlikte yükselen puant talebi karşılamada kritik bir öneme sahip. Kömür santrallerimizin en kötü performansa sahip olandan başlanarak temiz enerji kaynakları ile ikame edileceği bir plan oluşturmamız gerekiyor” değerlendirmesinde bulundu.