Çelikte 2025 yılı ihracat hedefi 22.5 milyar dolar

İhracatta bu yılın ilk 9 ayında yüzde 28 tonaj, yüzde 11 değer artışı yaşayan Türkiye çelik sektörü, 2025 yılında 22.5 milyar dolarlık ihracat hedefine kilitlendi. Bunun için özellikle Afrika pazarına odaklanan sektör, Azerbaycan’da da ihracatı iki katına çıkarmak için harekete geçti.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Nurdoğan A. ERGÜN

Birçok sektörün aksine bu yıl ihracatını değer ve to­naj olarak artıran Türkiye çelik sektörü, her ne kadar kârlı­lıkta aynı başarıyı yakalayama­sa da yükseliş trendini 2025’te de sürdürmek istiyor. Sektör, özel­likle Afrika ve Güney Amerika gi­bi bölgelerde daha aktif olacak. Bu yılın ilk 9 ayında çelik ihracatı to­najda yüzde 28, değerde yaklaşık yüzde 11’lik bir artış gösterdi. Ge­çen yıl 14.9 milyar dolar olan ihra­catın bu senenin toplamında ise 16.5 milyar dolara ulaşması bek­leniyor.

Afrika pazarına odaklandık

Hedef ise önümüzdeki yıl, 2021 rakamı olan 22.5 milyar do­ları yakalamak. Özellikle Afri­ka ve Güney Amerika pazarında son yıllarda ciddi çalışmalar yaptıklarını ve bunun mey­velerini önümüzdeki dö­nemde alacaklarını söy­leyen Çelik İhracatçıla­rı Birliği (ÇİB) Başkanı Adnan Aslan, “2025 çelikte Afrika ve Güney Amerika yılı olacak” dedi. Son 3 yıldır Afri­ka ve Güney Amerika pazarlarına ağırlık verdiklerini anlatan Aslan, “Düzenleyeceğimiz B2B heyetler­le özellikle 2025 yılında bu iki böl­gede ciddi bir sıçrama yapacağı­mızı düşüyoruz” diye konuştu.

Uzun ürün düşüşte yassı revaçta

İhracat rakamlarındaki artı­şa rağmen 2021 yılındaki 22.2 milyar dolar seviyesinden halen uzakta olduklarını ve kârlılıkların gerilediği söyleyen Aslan, özellik­le uzun ürün ihracatının oransal olarak azaldığını, bu düşüşü da­ha katma değerli olan yassı ürün­lerle telafi etmeye çalıştıklarını belirtti. Afrika’da bankacılık sis­teminin yeteri kadar gelişmedi­ğini ve bu nedenle Türk şirketleri­nin avantajlı olduğunu kaydeden Aslan, “Bölgede, bankacılık sis­temleri gelişmediği için mesela Çinli tüccarlar ancak açık hesap verebiliyorsa satabiliyorlar. Tür­kiye’deki tüccarlar ise üreticiler­den parasını verip veya akreditif açıp malı alıyor, ardından bölgeye sevk ediyor. Orada şirketleri var, elemanları var, depoları var. 30- 60-90 gün bekleyerek, risk ala­rak satıyorlar. Çin’in direkt olarak satması mümkün değil” değerlen­dirmesini yaptı.

Son dönemde Suudi Arabis­tan’da yapılacağı açıklanan mil­yar dolarlık dev proje Neon’un da ilk başta tüm sektörü heyecanlan­dırdığını ancak beklenen hacmin oluşmadığını söyleyen Aslan, ba­zı Türk firmalarının resmi teda­rikçi olarak kayıt altına alınması­na karşın projelerin kısım kısım yapıldığını belirtti. Son dönemde ihracatçıların en çok şikayet et­tiği stabil döviz kuru seviyesinin demir-çelik sektörünü çok etki­lemediğini dile getiren Aslan, kar­lılığı düşüren asıl unsurların ma­liyetler olduğunu belirtti. Tür­kiye’deki çelik üretiminin yüzde 75’inin hurda eritmeyle olduğu­nu açıklayan Aslan, bu hurdanın da yüzde 80’inin ithal edildiğini aktardı. Aslan, “Ayrıca doğalgaz, elektrik ve enerji maliyetleri bi­zim asıl maliyetlerimiz. Dolayı­sıyla enerji ve ham madde mali­yetleri bizim sektör için en kritik iki konu” dedi.

Azerbaycan’a 125 bin tonluk ihracat hedefi

Bu arada, Türk çelikçisi, toplam 850 bin tonluk çelik ihracatı içe­risinde Türkiye’den sadece 63 bin tonluk ürün alan Azerbaycan’a da­ha fazla çelik satmak için harekete geçti. ÇİB, 21 firmadan 33 katılım­cı ile bölgeye ticaret heyeti düzen­ledi. Adnan Aslan, Türkiye’nin ge­çen yıl 63 bin ton ihracat yaptığını belirterek, "Hedefimiz bu rakamı 125 bin tona çıkarmak" dedi.

1.6 trilyon dolarlık pazara açılan kapı

Azerbaycan’ın Avrasya’ya açılan kapı olduğunu söyleyen Türkiye’nin Bakü Büyükelçiliği Ticaret Başmüşaviri Yakup Sefer, Türk firmalarını bölgede yatırıma davet etti. Sefer, “Burada yapılan yatırım, aslında bütün Avrasya pazarına girilmesi anlamına geliyor” dedi. Ekonomi Bakanlığı verilerine göre aktif 4 bin Türk sermayeli firmanın Azerbaycan’da faaliyet gösterdiğini açıklayan Sefer, yatırım için teşviklere dikkat çekti. Bölgede Türk mallarına karşı da pozitif bir yaklaşım olduğunu söyleyen Sefer, şunları söyledi: “Burası Avrasya bölgesinde açılan bir kapı. 1.6 trilyon dolarlık bir ekonomi var burada. 270 milyon insan yaşıyor. Dolayısıyla burada yapılacak yatırımla bütün Avrasya pazarına gelinmiş oluyor. Burada yapılan bir yatırım için enerji daha ucuz, iş gücü nispeten daha ucuz.”

Karabağ’da üretim yatırımları artıyor

Yaklaşık 400 bin ton demir-çelik üretim kapasitesine sahip olan Azerbaycan, yıllık 850 bin ton ithalat yapıyor. Ağırlıklı olarak İran ve Rusya’dan mal alan ülke, Türk ürünlerine ise yüzde 5 gümrük vergisi uyguluyor. Azerbaycan’da özellikle de Karabağ bölgesinde üretime dönük yatırımların arttığı dikkat çekiyor. 10 yıldır demir-çelik sektöründe ithalatçı olarak faaliyet gösteren, 1 yıl önce de Bakü yakınlarında aldığı fabrika ile üretici de olan Almet, Karabağ bölgesinde de yeni bir üretim tesisi açıyor.

Türkiye’deki ofisini 3 yıl önce kapatan şirket, Türkiye’den aldığı ürünleri iç pazarın yanı sıra başta İngiltere olmak üzere yurt dışına satıyor. Tel örgü, oluklu tel, Çelik tel, galvanizli çelik rulo gibi ürünler imal eden şirket, Türk firmalarına ham madde tedarik de ediyor. Almet Holding Uyum Müdürü Sabuhi Isayev, yabancı yatırım açısından da Karabağ bölgesinde teşviklere işaret ederek, “Türk yatırımcılar için de bölgede pozitif ayrım var. Zaten şu anda yol, inşaat gibi alanlarda Türk firmaları iş yapıyor. Gümrük ve vergi açısından Karabağ’da teşvikler var” dedi.