Zeybekci: Tıpış tıpış yukarı revize ettiler
Ekonomi Bakanı Zeybekci, 30 Mart seçimlerinden önce ''Bu kuruluşlar yılın 2. yarısında aşağı yönlü revizyonları tıpış tıpış yukarı yönlü revize edecek' demiştik" dedi
ANKARA - Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, kredi derecelendirme kuruluşu Standard and Poor's'un Türkiye'nin 2013 büyüme tahminini yukarı yönlü revize etmesine ilişkin, "30 Mart seçimlerinden önce Türkiye'nin büyümesi ile ilgili aşağı yönde revizyon yarışı vardı. O dönemde 'Bu kuruluşlar yılın 2. yarısında aşağı yönlü revizyonları tıpış tıpış yukarı yönlü revize edecek' demiştik. Standard and Poor's, bunların en sonuncusu" dedi.
Zeybekci ve Eker, Ekonomi Bakanlığında düzenlenen Tarım Ürünleri İhracatı Değerlendirme Toplantısı öncesinde basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Kredi derecelendirme kuruluşu Standard and Poor's'un Türkiye'nin 2014 ve 2015 büyüme tahminlerini yukarı yönlü revize etmesine ilişkin bir soru üzerine Zeybekci, cumhurbaşkanı seçimlerinin ardından bazı kredi derecelendirme kuruluşlarının "acele tutumları"nı kamuoyunun takdirine bıraktığını söyledi.
Millet iradesinin net olarak ortaya çıktığı seçimlerden sonra "siyasi istikrarsızlık ile ilgili argümanları öne taşıyan bir değerlendirme yapılmasını da anlamlı buldukların ve ciddiye almadıklarını" belirten Zeybekci, bunları "yeni cumhurbaşkanının ekonomi ile ilgili yaklaşımlarına şimdiden soru işareti yükleme çabası olarak" değerlendirdi.
Standard and Poor's'un tahminlerine ilişkin de Zeybekci, "30 Mart seçimlerden önce yine böyle bir şey yaşıyorduk. Türkiye'nin büyümesi ile ilgili aşağı yönde revizyon yarışı vardı. O dönemde 'Bu kuruluşlar yılın 2. yarısında aşağı yönlü revizyonları tıpış tıpış yukarı yönlü revize edecek' demiştik. Standard and Poor's, bunların en sonuncusu" dedi.
Türkiye'nin, bu yılki büyüme hedeflerini tutturacağına inandıklarını kaydeden Zeybekci, bu anlamda ülkenin en büyük dayanak noktasının ihracat performansı olacağını ifade etti. Zeybekci, Türkiye'nin cari açıkla ilgili problemini de tarihe gömeceğine inandığını kaydetti.
"Enflasyondan sivri biber ve limonu sorumlu tutmak ana meseleyi ıskalamaktır"
"Merkez Bankasının gıda fiyatları nedeniyle ihracatın önünün açılmasını istediğine" dair bir soru üzerine Zeybekci, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın bu yönde talepleri olduğunda bunlara olumlu baktıklarını şu an için böyle bir girişim bulunmadığını bildirdi.
Enflasyondan "sivri biber ve limonu sorumlu tutmanın ana meseleyi ıskalamak anlamına geleceğine" dikkati çeken Zeybekci, Türkiye'de üretim, yatırım yapıp istihdam yaratmak isteyenler için en önemli meselelerden birinin "katlanılan faiz maliyetleri" olduğunu söyledi.
Gıda ürünlerinde Rusya'ya yönelik ihracatın enflasyonu artırıp artırmayacağına ilişkin bir soruya da Zeybekci, "İhracatımızı 'enflasyonu artırır' sebebiyle... O yönde bakmak 25-30 yıl öncesine gitmektir" yanıtını verdi. Enflasyonun konusunun bir şekilde halledilebileceğini dile getiren Zeybekci, "bu yüzden enflasyonu her şeyin önüne koymanın konuyu ıskalamak anlamına geleceğini" ifade etti.
Rusya'nın Türkiye'den gıda ithalatında bulunabileceği yönünde görüşleri de değerlendiren Zeybekci, Türkiye'nin özellikle yaş meyve ve sebze ithalatını karşılama konusunda kabiliyeti bulunduğunu söyledi. Beyaz et ve yumurta konusunda da Türkiye'nin avantajlı olduğunu dile getiren Zeybekci, tarımsal ürünlerin tamamında 2 milyar dolara yakın ihracat yapıldığını kaydetti.
Bakan Eker de Rusya'nın genel anlamda 43 milyar dolarlık gıda ithalatı yaptığını ifade ederek, bunun 12 milyar dolarının AB ülkelerinden ithal edildiğini, et ve et ürünlerinin Brezilya'dan, süt ve süt ürünlerinin de ABD'den satın alındığını belirtti.
"Rusya, Türkiye'den 1,8 milyar dolar civarında gıda ithalatı yapıyor"
Rusya'nın Türkiye'den 1,8 milyar dolar civarında gıda ithalatı yaptığını anlatan Eker, şu bilgileri verdi:
"Bizden talep ettikleri hususlar var. Beyaz et, süt ve süt ürünleri, yumurta gibi bazı kümes hayvanlarının ürünleri var. Biz bu meseleye stratejik bakmak durumundayız. Şu anda Rusya Federasyonu'nun siyasi veya ticari sebeplerle bir pazardan mal almama, başka pazara yönelme gibi bir tutumu var. Bu ülkelerin kendilerini ilgilendiren bir husus. Bizi ilgilendiren kısmı, biz burada diğer pazarlarımızı da dikkate almak suretiyle ilave tedarik yapıp yapamadığımıza bakacağız. Ayrıntılı bir şekilde bunun hesabını kitabını yapıp sektör mensuplarımızın da görüşlerini alacağız."
Eker bir başka soruyu yanıtlarken de gıdanın enflasyon sepetindeki ağırlığında, uluslararası parametreler gibi unsurların da dikkati alınması gerektiğini söyledi.
Aşırı derecede liberal bir tarım politikası uygulandığında "kalıcı servet alanının" uzun vadeli değerlendirilemeyeceğini anlatan Eker, Yeni Zelanda dışında dünyada her ülkede tarımın desteklendiğini ifade etti. Eker, "Yeni Zelanda 1980'lerden itibaren desteği kesmiş durumda. Oradaki tabiat şartları, üretim politikası... Yağmur çok yağıyor, ot çok. Hayvanları çayıra salıyorlar Mevlam da kayırıyor. Bunun dışında dünyanın neresinde olursa olsun parası olan bütün ülkeler tarımı destekler" değerlendirmesinde bulundu.
Bunları desteklemek durumunda olduklarını anlatan Eker, Biz kendi üretim ihtiyacımız için ithalat yapmıyoruz. Sadece Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) gerektiğinde piyasaya bir müdahale kurumu olarak, piyasayı regüle etmek anlamında imkan veriyor" dedi.
Tarım sektörüne yönelik destekleme ve Fiyat İstikrar Fonu (DFİF) desteklerinin artırılıp artırılmayacağına ilişkin bir soruyu yanıtlayan Zeybekci, amaçlarının DFİF kaynaklarının miktarını yıllık ihracatın yüzde 1'i seviyesine çıkarmak olduğunu dile getirdi.