Yeni yasa, vadeli çeklerde kredi korumasını düşürdü

ALİ ESKALEN  

KAHRAMANMARAŞ - Karşılıksız çeklerdeki artışa dikkat çeken Euler Hermes Türkiye Pazarlama, Satış ve Dağıtım Kanalları Genel Müdür Yardımcısı Barış Ayanoğlu, iki yıl önce çıkan çek yasasının, vadeli çeklerde kredi korumasını düşürdüğünü söyledi. 

DÜNYA gazetesinin Almanya’nın sigorta devi Alianz’ın alacak sigortası konusunda faaliyet gösteren şirketi Euler Hermes ile ortaklaşa gerçekleştirdiği “Güvenli Ticarette Yeni Ufuklar: Alacak Sigortası” isimli toplantı Kahramanmaraş’ta düzenlendi. Şirketlerin ekonomik anlamda karşılaşacakları sorunlar karşısında riskleri ve fırsatları nasıl değerlendirebileceklerinin ele alındığı toplantıyı DÜNYA Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hakan Güldağ yönetti. Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odası (KMTSO) Başkanı Kemal Karaküçük, DÜNYA gazetesi yazarları Rüştü Bozkurt ve Osman Ata Ataç’ın katıldığı toplantıda konuşan Barış Ayanoğlu, iki yıl önce çıkan çek yasasının vadeli çeklerde kredi korumasını düşürdüğünü, bu yılın ilk yarısında karşılıksız çeklerin yüzde 3.8 oranında arttığını belirtti.

Türkiye’de her yıl 17 bin firmanın iflas ettiğini söyleyen Ayanoğlu, “Şirketler alacak sigortası yaptırarak ekonomik olumsuzluklar, sistematik riskler ve ödeme yapacak tarafın acze düşmesi veya iflası gibi durumlardan doğacak riskleri büyük ölçüde bertaraf etmiş oluyorlar” dedi. 

“Bugüne kadar Maraş firmalarına sağladığımız teminat tutarı 17 milyon euro seviyesinde” açıklamasını yapan Ayanoğlu, “Alacak sigortası yaptıran Türk şirketlerinin ciro büyümesinde yaklaşık yüzde 15’lik bir artış olduğunu gözlemliyoruz. Alacak sigortası, riskleri güvence altına almasının yanı sıra şirketlerin akışlarını iyileştirmelerine yardımcı oluyor ve riski daha iyi yönetebildiklerinden global rekabette öne çıkabilmelerini sağlıyor” dedi. Ayanoğlu, alacak sigortasının işleyişi ve sigorta kapsamına giren durumlar hakkında bilgi verdi.

Rüştü Bozkurt: İş istihbaratı hammaddeden de önemli

DÜNYA Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hakan Güldağ, “ekonomiyi bir örgütlenme oyunu” olarak nitelendirdi. Güldağ, “Ekonomi aynen futbol gibi birlikte oynanan bir oyun. Futbolda herkes kendi kafasına göre sahada dolaşmıyor, sağdan sola koşturmuyor belli bir oyun planına göre hareket etmeye çalışıyor. Ülkelerin olduğu gibi şirketlerin de böyle oyun planlarına ihtiyaçları olduğunu düşünüyorum. Ekonominin genel başarısı da işletmelerin başarısını yansıtıyor. Onların güçlü ve başarılı olması aslında bir bütün olarak ekonominin başarılı olması anlamına geliyor. Bu işletmelerin ekonomi, iktisat oyununda başarılı olabilmeleri için hem iyi bir ekibe hem iyi bir plana ihtiyacı var. Ama iyi bir oyun planı kurabilmek için de riskleri ve fırsatları çok iyi değerlendirebilmeleri gerekli” dedi. 

Gazetemiz yazarı Rüştü Bozkurt da tüm dünyada yeteneği, bilgiyi paraya dönüştürmenin konuşulduğunu vurguladı. Bozkurt, “Artık rekabet anlayışı değişti, ekonomide çeşitlenme arttı. Eskiden tüketici belirli mallara ulaşırken şimdi çok sayıda mal tüketicinin elinin menzilinin altına giriyor. O bakımdan rekabet tekrar zorlaşmaya başladı. Acaba bir memleketin hukuk sistemi sizin rekabetinizi ne kadar etkiler? Türkiye’de hukuk sisteminin sizin maliyetinizin üzerine bindirdiği maliyet yüzde 4, çek senet mahkemelerinin geç bitirmesi, ödemelerin geç olması, izinlerin alınmasındaki işlemler, yanıcı- patlayıcı madde izinleri. Hepiniz yaşıyorsunuz bunları, bütün bunların geciktirdiği etki yüzde 4 etki yapabiliyor” dedi. “Bugün iş istihbaratı yapabilmek enerjiden de, hammaddeden de, işçilikten de daha önemli” değerlendirmesini yapan Bozkurt, “Etrafımızda bize fırsat oluşturan şirketleri, sigorta kuruluşlarını, bankaları iyi kullanmak güvenli ticaret için onlardan iyi yararlanmamız gerekiyor” diye konuştu. 

Osman Ata Ataç: İşadamlarının modeli, senaryosu olmalı

DÜNYA gazetesi yazarı Prof. Dr. Osman Ata Ataç ise Türkiye’nin kurulduğu dönemlerle günümüz arasındaki farklara değindi. 

1920’li yıllarda Türkiye’nin ekonomisini toparlamaya çalıştığı dönemde “özel sektör”ün olmadığını anımsatan Prof. Dr. Ataç, “Şu anda ise farklı şeyler konuşuyoruz. Bugünlerdeki sıkıntı bilginin olmaması değil, şu anda bilginin çokluğu, çok bilgi var. Çare ne? Çare bir modelle girmek, yani kafanızda bir modelle olacak, o modeli ya onaylatacaksınız ya da tersi çıkacak ortaya modeli değiştireceksiniz. Bugün işadamlarının kafalarında model oluşturabilecek şekilde kendilerini yetiştirmeleri lazım” açıklamasını yaptı. Prof. Dr. Ataç, ekonomik anlamda yaşanan belirsizlikler karşısında durabilmek için şirketlerin dünya, ülke ve sektör konularında ileride yaşanması ihtimal sorunlar ile ilgili senaryolarının olması gerektiğini vurguladı. Gülbak Bakalit Yönetim Kurulu Başkanı Kadir Gülkesen ise Euler Hermes ile uzun vadede güvenli yol kat edilebileceğini vurguladı.

‘Kahramanmaraş yeni pazarlara açılırken yeni enstrümanları öğrenmeli’ 

KMTSO Başkanı Kemal Karaküçük de Türkiye’nin 2023 yılı 500 milyar dolar ihracat hedefi kapsamında Kahramanmaraş’ın 5 milyar dolar ihracat hedefini benimsediğini vurguladı. Karaküçük, “Ancak bu hedefl ere ulaşabilmemiz için ben yeni dönemde daha efektif teşvik politikalarının uygulanması gerektiğini düşünüyorum. Bizim de 5 milyar dolar ihracat hedefine ulaşabilmemiz için yeni pazarlara açılmamız, yeni yatırımlar yapmamız bu yatırımlarımızı ve ihracatımızı geliştirirken yurtdışında da alacaklarımızı garantiye alabilecek değişik enstrümanları da kullanmayı öğrenmemiz gerekiyor” diye konuştu. Yurtdışı ve yurtiçi ticarette değişik ticari enstrümanları kullandıklarını belirten Karaküçük, daha önce çekte görülen güvenirliğin şu anda görülemediğini, çekteki hapis cezası gibi önemli bir müeyyidenin kaldırılmasının işadamlarını ticari anlamda zayıflattığını belirtti.

‘Alacaklıların zararını telafi edecek yasal alt yapı oluşturulmalı’

Kahramanmaraş Sanayici ve İşadamları Derneği (KASİAD) Başkanı Ali Arpasatan, kentin ekonomisinin yüzde 80’ini tekstil sektörünün oluşturduğunu, ve bu sektörde “açık hesap çalışmanın yılların bir alışkanlığı” olduğunu, bu alışkanlığın diğer sektörlere oranla tekstilde daha yaygın olduğunu belirtti. Arpasatan, “Maalesef bunu kıramıyoruz. 2012’de değişen çek yasası ile birlikte alacak sigortası daha da bir önem kazandı. Alacağınızı sigorta yaptırırken müşteriniz hakkında en güncel istihbaratı da satın almış oluyorsunuz. Alacak sigortası şirketlerinin istihbaratı bankaların istihbaratından daha değerli. Çünkü çok farklı parametreler kullanıyorlar. Ancak sigorta şirketleri daha hızlı hizmet vermeli. Borçluların hukuki boşluklardan yararlanıp ödeme yapmaması ya da ödemeyi geciktirmesi durumunda alacaklının zararını telafi edecek yasal alt yapının oluşturulması için birlikte çalışma yapmak gerekli” dedi.