Vergi artışının nedeni cari açık

Otomotoiv ve cep telefonundaki vergi artışlarını değerlendiren Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, otomobil satışlarını sınırlamak istemediklerini fakat satılan 100 aracın 78’i ithal olunca cari açığa olumsuz etkilediğini söyledi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA  - Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 2014 yılı için gerek makroekonomik politikalar çerçevesinde gerekse de bütçe dengeleri amacıyla atacakları tüm adımları attıklarını ve gerekli tedbirleri aldıklarını belirterek, "Ekonominin şartlarına göre aşağı yönlü de yukarı yönlü de adım atılabilir ama şu anda hiçbir şekilde ilave bir tedbir gündemimizde değil" dedi. 

Şimşek, CNN Türk'te katıldığı programda, gündeme ilişkin soruları yanıtladı. 

ÖTV'deki artışların sorulması üzerine Şimşek, bir yanlış anlaşılmayı düzeltmek istediğini belirterek, yeni yılda akaryakıt ürünlerine ilişkin herhangi bir tasarrufta bulunmadıklarını söyledi.

Yılbaşında değişik saiklerle birkaç ürünün vergisinde artışa gittiklerini açıklayan Şimşek, şunları kaydetti:

"Sigara, tütün mamullerine baktığınız zaman geçen yılın son çeyreğinde sigara üreticileri, fiyatlarını aşağı çektiler. Bu bizim gelirleri olumsuz yönde etkiledi. Aslında, normalde enflasyona paralel bir artış öngörüyorduk fakat yıl sonunda bazı firmaların ürün fiyatlarını aşağı çekmesi, bizim gelirleri olumsuz etkileyeceği için biz orada gereken adımı attık. Orada yapılanın fiyatlara yansıması yüzde 3 ile 17 arası. Zaten daha önce açıklamıştım. Enflasyona da yaklaşık 18 baz puanlık etkisi söz konusu. Alkollü içeceklerde de bir artış söz konusu. Sağlık Bakanlığımızın alkol tüketimini azaltmaya yönelik genel bir politika çerçevesi var. Son yıllarda düzenli olarak alkollü içkilerde bir miktar artış söz konusu. Onun enflasyona etkisi çok cüzi, 4 baz puanlık bir artış ama ürünlere yansıması 8 ile yüzde 15 arası." 

Otomotivdeki artışı değişik bir saikle yaptık"

Otomotivde yapılan ÖTV artışını da anlatan Şimşek, bunu değişik bir saikle yaptıklarını söyledi. 

Geçen yıl satılan her 100 araçtan 78'inin ithal olduğunu belirten Şimşek, çok ciddi bir artışın da söz konusu olduğunu ifade etti. Kendilerinin, bu düzenlemeyi otomotiv sektörünün satışlarının artışını sınırlamak için yapmadıklarını vurgulayan Şimşek, "Temelde her satılan 100 arabanın 78, 80'i ithal olunca, cari açığa yansıması son derece olumsuz oluyor. Orada da bu anlamda bir adım attık" diye konuştu.

"Amacımız orada da (cep telefonu) ithalatı sınırlamak" 

Mehmet Şimşek, cep telefonlarında yapılan vergi düzenlemesine de değinerek, BTK'nın verilerine göre cep telefonu ithalatında geçen yıl yüzde 18'lik bir artışın söz konusu olduğunu bildirdi. 

Burada ÖTV'de bir değişikliğe gitmediklerini aktaran Şimşek, şöyle devam etti:

"Sadece getirilen cep telefonlarına yönelik bir maktu vergi artışında bulunduk. Amacımız orada da yine ithalatı bir anlamda sınırlamak. Yani işin özü itibarıyla 4 alanda bir artış söz konusu. Buradan gelen gelirler de oldukça cüzi. Diyelim ki cep telefonuyla ilgili düzenleme 200 milyon lira. Yani biz gelir saikiyle yapmadık desem doğru olur. Bizim oradaki amacımız ithalatı bir miktar sınırlamak. Çünkü tüm bu çabalarımıza rağmen geçen sene cep telefonu ithalatında adet bazında 10,7 milyon ilk 9 ay ve bir önceki yıla göre yüzde 20 civarında bir artışı ifade ediyor. Otomotivde de benzer bir durum söz konusu."

"Üretime, ihracata, yatırıma çok ciddi teşvikler veriyoruz"

Otomotiv sektörü temsilcilerinin, "bu düzenlemeler sonucunda istihdam olumsuz etkilenir" şeklinde endişeleri olduğunun hatırlatılması üzerine de Şimşek, stratejilerini şöyle açıkladı: 

"Biz otomotiv sektörünün üretimini, yatırımını ve ihracatını destekleyeceğiz. Açık ve net olarak konuşuyorum. Gerek Ekonomi Bakanlığımız bir öneriyle gelirse... Biz üretime, ihracata, yatırıma çok ciddi teşvikler veriyoruz, vermeye devam edeceğiz. Gerekirse bu teşvikleri artırırız da ama tüketimi sınırlama noktasında bizim bir irademiz var. 'Niye?' diyeceksiniz, bakın, çok ciddi bir ithalat söz konusu. Yüzde 80'ine yakını ithal ama Türkiye'de üretilenlerin de önemli bir kısmı ithal ürünlerle üretiliyor. Demir çeliği biz ithal ediyoruz. Birçok elektronik entegre ünite, Türkiye'de montaj veya üretilse dahi girdinin büyük bir kısmı ithal. Yani dolayısıyla ithalat katkısı, ithalat içeriği çok yüksek olan ürünlerde bu strateji devam edecek. Yani üretimi, istihdamı, ihracatı, yatırımı destekleyeceğiz. O konuda ne gerekiyorsa, ilave destekler de veririz ama tüketime yönelik bizim bu yaklaşımımız devam edecek." 

“(İlave tedbirler) Şu anda hiçbir şekilde gündemimizde yok" 

Maliye Bakanı Şimşek, "yeni birtakım düzenlemeler, zamlar yolda mı değil mi?" sorusu üzerine de "hayır" dedi.

Şimşek, 2014 yılı için gerek makroekonomik politikalar çerçevesinde gerekse de bütçe dengeleri amacıyla atacakları tüm adımları attıklarını ve gerekli tedbirleri aldıklarını belirterek, "Şu anda hiçbir şekilde gündemimizde yok ama siz de takdir edersiniz ki ekonominin şartlarına göre aşağı yönlü de yukarı yönlü de tabii ki adım atılabilir ama şu anda hiçbir şekilde ilave bir tedbir gündemimizde değil" dedi. 

Şartların çok değişmesi halinde ise maliye politikası alanında bir manevra alanları olduklarını belirten Şimşek, büyümeyi destekleme amacıyla buna tepki verebileceklerini ifade etti.

Amaçlarının daha dengeli bir büyüme olduğunu dile getiren Şimşek, "Tabii iç tüketim önemli bir unsur ama iç tüketimin sınırlı, makul düzeyde gitmesi gerekiyor. Çünkü hız limitlerimiz var, nedir? Cari açık bizim bir hız limitimiz" diye konuştu. 

Ekonomik alanda ortaya çıkabilecek veya karşı karşıya kalabilecekleri sorunları öngörerek 2014 bütçesini hazırladıklarını ifade eden Şimşek, ancak Türkiye'nin siyasi istikrarına kasteden bir operasyonu öngörmelerinin mümkün olmadığını söyledi.

Yatırımcının tedirgin olmasının arka planında siyasi istikrarın bozulması olduğunu vurgulayan Şimşek, "Siyasi istikrarsızlığın faturası çok yüksek reel faizdi, çok yüksek bütçe açıklarıydı. Bunun genel anlamda ekonomiye, enflasyona yansımaları söz konusuydu. Siyasi istikrar konusunda kaygıların giderilmesi lazım" dedi.

Şu anda piyasadaki TL'nin değer kaybı, faizlerdeki kısmı yükseliş ve borsadaki tepkinin tamamının bu eksen üzerinde gittiğini anlatan Şimşek, "Biz çok temkinli ve gerçekçi bir 2014 bütçesi hazırladık. Manevra alanımız olduğunu herkes biliyor. Siyasi istikrara yönelik bir operasyon olmasa, yani bir anlamda siyasi istikrarsızlığı gündeme getirecek bu gelişmeler olmasaydı, Türkiye şu anda son derece makul, belki de diğer gelişmekte olan ülkelere göre nispeten daha iyi performans bile ortaya koyabilirdi" diye konuştu.

"Külliyen yalan"

Bu sorunun nasıl giderileceğine yönelik görüşlerini de dile getiren Bakan Şimşek, şunları kaydetti:

"Vatandaşımızın bunu bir operasyon olarak yorumlaması, siyasi istikrara yönelik riskleri azaltacaktır. Giderek bu kanı yaygınlaşıyor. İkinci operasyon var. Deniliyor ki (özelleştirme İdaresindeki 14 termik santrali biz söz de almışız, çıkarmışız ve bunu bir tane müteşebbüse ihalesiz vermişiz). Külliyen yalan. Çok açık, şeffaf ihalelerle televizyon ekranları önünde satışa sunuldu. Bunlar, vatandaşımız nezdinde bunların siyasi bir amaçla yapılmış bir operasyon olduğu algısını güçlendirdi.

Biz hiçbir zaman yanlış yapanı korumayız. Bizim derdimiz milletimize hizmettir. Bizim yolsuzlukla onu korumayla işimiz olmaz. Ama bir siyasi operasyona da başka saiklerle bu ülkenin de izin vermemesi lazım."

Yabancı sermaye

"Yabancı sermayenin endişesi de Türkiye'deki siyasi istikrarsızlık mı?" şeklindeki soruya da Şimşek, "Dışarıdaki kaygı tamamen (acaba siyasi istikrar bozulur mu) kaygısı" yanıtını verdi.

Siyasi istikrar olmadan reform yapılmasının mümkün olmayacağını ifade eden Şimşek, buna rağmen ülkedeki şeffaflığın artırılması, yatırım ortamının iyileştirilmesi ve istihdamın artırılması için çalışmalar yaptıklarını kaydetti. 

Belirsizliğin büyümeyi bir miktar olumsuz etkileyebileceğine dikkati çeken Şimşek, şöyle devam etti:

"Bizim hedefimiz yüzde 4'lük bir büyüme. Biz bunu öngörürken riskler de dengedeydi. Şimdi geldiğimiz noktada bu belirsizlik belki ilk çeyreği olumsuz etkiler. Ne zaman ki gerek anketler yoluyla gerekse milli iradenin sandığa yansımasıyla, siyasi istikrarın devam edeceğine ilişkin bilgi ve algı güçlendikçe tüketimini öteleyenler, yatırımlarını öteleyenler yeniden hızlı bir şekilde dönüş yapacaklardır.

Aslında küresel yatırımcıda bir çıkış yok. Likiditenin çok düşük olduğu, fiyat hareketlerinin abartılı olduğu bir dönemdeyiz. Şu anda bekle gör stratejisi var. Çünkü bu operasyon, bu sıkıntılar, karşı karşıya olduğumuz meydan okuma, bir ekonomik eksenli bir sorun değil. Bu bir siyasi operasyon olduğu için şu anda bekle gör stratejisi var. Ne zaman ki öngörülebilirlik artar, ortalık yatışırsa ben inanıyorum ki uluslararası yatırımcılar açısından bunu bir fırsat görüp tekrar sermaye akışı başlayacak. Şu anda ciddi çıkış yok hatta ufak ufak son birkaç gündür sınırlı girişler var. Dolayısıyla uluslararası yatırımcılar boyutuyla ben Türkiye'den çok ciddi bir çıkışın, fiyatlar, bu seviyelerdeyken, yani gerek kur, gerek faiz, gerekse borsa, ben çok ciddi bir çıkış yaşanacağına inanmıyorum"

Türkiye'nin eski Türkiye olmadığını vurgulayan Şimşek, artık birçok anlamda temel sorun alanlarının kontrol altına alındığını, bugün kamu maliyesinin son derece güçlü olduğunu, ciddi şoklara karşı da önemli manevra alanlarının bulunduğunu söyledi.