Sigarada vergi kaybı-fiyat ikilemi
Vergi artırımları sonrası firmalar fiyat indiriyor, devlet vergi kaybına uğruyor.Son vergi düzenlemesi de kayıplarını önleyemeyecek. Sektör yetkilileri, çözümün adresi olarak sigarada vergi reformunun tamamlanmasını gösteriyor
Naki BAKIR
ANKARA - Sigarada fiyat-vergi ikilemi yaşanıyor. Vergi artırımları sonrası firmalar fiyat düşürüyor, devlet vergi kaybına uğruyor. Sektör yetkilileri çözümün adresi olarak, sigarada 2012 yılında başlatılan vergi reformunun tamamlanmasını gösteriyor.
Sektör temsilcileri, sigarada yapılan son vergi düzenlemesinin de her vergi artışı sonrası üreticilerin gittiği fiyat indirimleriyle ortaya çıkan vergi kayıplarını önleyecek nitelikte olmadığına işaret ediyor. Sigara sektöründe 2013’ün ikinci yarısında yoğunlaşan fiyat indirimleri yıllık 1 milyar TL’nin üzerinde bir vergi kaybına yol açmıştı. Her vergi ayarlamaları sonrası yaşanan bu durumun; vergi gelirlerinin yüksek nispi ÖTV’den dolayı büyük ölçüde fiyata bağlı olması ve asgari maktu verginin bu indirimlerin kaybını telafi edecek işlevsel bir düzeyde bulunmamasından kaynaklandığı belirtiliyor.
Paket başına maktu vergi 4 kuruş arttı
1 Ocak 2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Bakanlar Kurulu Kararı ile sigaraya uygulanan ÖTV miktar ve oranları yeniden belirlendi. Buna göre sigaradan alınan nispi verginin oranı yüzde 65.25 olarak korunurken, paket başına alınan maktu vergi 0.09 kuruştan 0.13 kuruşa; paket başına asgari maktu vergi de 3.23 TL’den 3.75 TL’ye yükseltildi. Asgari maktu verginin paket başına 3.75 TL’ye yükseltilmesiyle; fiyatı indirilen düşük fiyatlı sigaralardan dolayı oluşan vergi kaybının engellenmeye çalışıldığı belirtiliyor. Asgari maktu verginin orta ve üst fiyat kategorisinde yer alan sigaralara bir etkisi zaten bulunmuyor. Asgari maktu verginin makul bir düzeye çıkarılmasının olumlu, ancak vergi kayıplarını önlemede yeterli olmadığı dile getiriliyor.
Nispi vergi yüksek, fiyat indirimleri hala cazip
Maktu vergideki artışın da 2014 yılı bütçe hedefleri doğrultusunda gerekli görüldüğü anlaşılıyor. 2014 yılında tütün mamullerinden elde edilmesi beklenen 21.9 milyar TL’lik ÖTV geliri hedefine, ancak vergi artışlarının üreticiler tarafından fiyata yansıtılması koşuluyla ulaşılabileceği belirtiliyor.
Son düzenlemede tütün mamullerinde yüzde 65.25’le oranı değiştirilmeyen nispi ÖTV’nin bu yüksek düzeyi, fiyat indirimlerini üreticiler açısından cazip kılıyor. Ayrıca, fiyatı düşük olan sigaraların daha düşük ÖTV ödüyor oluşu, tiryakilerin bir bölümünün her vergi artışından sonra marka değiştirerek daha ucuz bir sigarayı tercih etmesi ve vergi artışından etkilenmemesi sonucunu doğuruyor.
“Sigarada vergi reformu tamamlansın”
Sektör yetkilileri çözümü, sigarada 2012 yılında başlatılan vergi reformunun tamamlanmasında görüyor. Sigarada vergi reformuna ilişkin ilk adım 2012 yılında atılmıştı. Kanun değişikliği ile fiyattan bağımsız olan “maktu verginin” sisteme eklenmesine imkan tanındı ve bu değişikliğin amacının AB ülke örneklerine uyum sağlamak olduğu açıklandı. 1 Ocak 2013’te sigara vergi sistemine paket başına sabit bir maktu vergi eklendi. Ancak artan miktarına rağmen, bugün toplam vergi yükünün yüzde 2 gibi çok küçük bir bölümünü maktu vergi oluşturuyor. Sektör temsilcileri reformun devam ettirilmesinin bu aşamada çok önemli olduğuna işaret ediyor.
AB’nin bu konudaki uygulamasına göre, 1 Ocak 2014’ten itibaren ortalama sigara fiyatı üzerinden alınan toplam verginin en az yüzde 7,5’i fiyata bağlı olmayan “maktu” vergi olmak zorunda. Birçok AB ülkesindeki mevcut uygulama bu alt limitin halen çok üzerinde bulunuyor. Hatta İsveç ve Danimarka’da maktu vergi toplam vergilerin yüzde 70’inden fazlasını oluşturuyor. Nispi ÖTV düşürülmeden sadece maktu vergide yapılacak artışlarla bu kriterin sağlanmaya çalışılmasının ise sigara fiyatlarını astronomik düzeylere çıkaracağı ve vergi politikasını etkisiz kılabileceği öne sürülüyor. Sektör temsilcileri, “Vergi kaybının önlenmesinde; nispi vergi azaltılarak, öngörülebilirliğin teminatı olan maktu vergilerin payının artırılması gerekir” görüşündeler...
Bunu yanı sıra, toplam sigara tüketiminin 5’te birini oluşturan kaçak sigara pazarının yakından izlenmesi ve önlemlerin kararlılıkla sürdürülmesinin, vergi gelirleri için hayati önemde olduğuna işaret ediliyor.