Şeffaflık ve imarda yeni paket geliyor
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, yapısal reformlarda çalışmaların birçoğunun hazır olduğunu aralık peş peşe açıklamaların geleceğini söyledi
ECE CEYHUN
BORSA / FİNANS SERVİSİ - Başbakan Yardımcısı Ali Babacan bu ay yapısal reformlarda gaza basacaklarını açıkladı. Babacan, “Rayları döşedik. İstikamet belli. Reform treninin bu istikametten gitmesi gerek. 2018-2019’da artık Türkiye ekonomisinin değişmiş, büyümesinin kalitesi değişmiş bir ülke haline gelir” dedi. Babacan’ın verdiği bilgiye göre, bu ay sonuna kadar içinde imar düzenlemelerinin de olduğu bir şeffaflık paketi açıklanacak. Sosyal destek politikalarıyla vatandaşların buluşması için ayrı bir mekanizma oluşturulacak. Bankaların yurtdışından uzun vadeli borçlanmalarını cazip hale getirecek bir takım düzenlemeler yapılacak. Ayrıca geçen yıl yapılan bazı düzenlemelerle KOBİ kredilerine yapılan pozitif ayrımcılığın bir benzeri ‘sanayi’ kredileri için gelecek.
Babacan dün New York temaslarından önce gazetecilerle sohbet toplantısı düzenledi. Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün (Transparency International) açıkladığı 2014 küresel yolsuzluk endeksinde Türkiye’nin 5 puanlık düşüşle en büyük gerilemeyi gösteren ülke olduğunun açıklandığı günde Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’da bir ‘şeffaflık’ paketi hazırladıklarını ve bunun da yüzde 80-90’ının hazır olduğunu kaydetti. Babacan, “Bu paketin içine imar konusunda bazı düzenlemeler koyacağız. Burada adil dağıtım, şeffaflık ve rekabeti sağlayacak düzenlemeler yapacağız” dedi. Babacan, “Birinci önceliği enflasyonla mücadeleye verdik. Cari açığı düşürmek istiyoruz. 25 öncelikli dönüşüm programımız var. Bunun 9’unu Sayın Başbakanımız açıkladı. Geri kalanları da en son pazartesi günkü EKK’da tamamladık hepsi açıklanmaya hazır. Açıklama takvimini Sayın Başbakanımızın programına göre belirleyeceğiz. Ama bizim çalışmalarımız noktasına, virgülüne kadar hazır. Biz 2019 seçimlerine kadar kendimizi bir takvime bağlamış olduk” bilgisini verdi.
Paketin yüzde 80-90’ı hazırlandı bile
“Şeffaflık konusu Türkiye için önemli” diyen Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, 2002’den beri şeffaflık konusunda pek çok çalışma yaptıklarını belirtti. Babacan, “Şeffaflık konusunda yüzde 80-90’ını tamamladığımız bir paketimiz hazır. Her şey kanun maddeleri ile hazır. En son bakanlar Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, yapısal reformlarda çalışmaların birçoğunun hazır olduğunu aralık peş peşe açıklamaların geleceğini söyledi. Kurulu’nda son şeklini vereceğiz. Bir de imar uygulamaları ile son bir hazırlığımız daha var. Belediye başkanlarımız ve bakanlarımız ile son bir toplantı daha yaptık. Bu yıl bitmeden Başbakanımız açıklayacak. İmar uygulamalarının daha şeffaf olunması, fırsatlara erişimde adaleti sağlamamız gerekiyor ve bir rant oluşuyorsa bunun da ölçülü ve adil dağılması gerekiyor. Devletin ve belediyelerin olduğu adil bir rant paylaşımı olması gerekiyor. Rekabetin olması gerekiyor. Rekabetten arındırılmış bir ortamda ne olursa olsun yanlışlıklar olabilir. Prensiplerimiz bunlar. Şeffaflık paketi tamamlandı ama imar ile ilgili ayağı biraz daha olgunlaştırmamız gerekiyor. Biz yıl sonuna kadar açıklamış olmak istiyoruz” açıklamasını yaptı.
Belediye yasasının da ayrı bir süreçte devam ettiğini de belirten Babacan, “İdeal bir şey hazırlıyoruz. Ama bunun ideal uygulamasını zaman gösterecek” değerlendirmesinde bulundu.
Bankaların düzenlemesi 1 ay içinde
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, “Bankaların yurtdışından borçlanırken daha uzun vadeli borçlanmasını cazip kılacak, daha kısa borçlanmayı da daha az cazip kılacak bir yöntem üzerinde çalışılıyor. Merkez Bankası ve BDDK başta olmak üzere kurumlarımız çalışıyor. Finansal İstikrar Komitesi’nde bir kere daha konuşup ondan sonra uygulamaya başlayacağız. En geç 1 ay içerisinde tamamlarız” dedi.
Uzun vadeli borçlansınlar istiyoruz
Kısa vadeli dış kaynağın ağırlıklı olarak sendikasyon olduğu ve bunun yurt içinde krediye dönüştüğünün hatırlatılması üzerine de Babacan, “Dış kaynağın makul ölçüde artması normal. Bankaların büyüklüğü ekonominin büyüklüğünü yakaladı, hatta geçti. Sadece mevduatla bu olmazdı. Büyüme devam etsin istiyoruz ama daha sürdürülebilir olsun. Kısa vadeli kar odaklı hareket uzun vadeli istikrarı zayıfl atabiliyor. Daha uzun vadeli borçlansınlar istiyoruz. Bankalarımız uzun vadeyi de bulur da maliyeti daha düşük olsun istiyorlar. Bizde onların uzun vadeyi seçmesi için ‘sebep’ vereceğiz” dedi.
Artık kart değil KOBİ reklamı yapıyorlar
Makro ihtiyati tedbirlerle bankaları bireysel kredilerden KOBİ ve ticari kredilere yönlendirdiklerine de işaret eden Babacan, “Şimdi üretim (sanayi) kredilerini bankalar açısından nasıl cazip hale getireceğimizi çalışıyoruz” dedi. 1 yıl önce banka reklamlarının tüketici kredisi ve kredi kartı ağırlıklı olduğunu şimdi ise reklamların odağında KOBİ’lerin olduğuna dikkat çekti. Babacan, “Şu anda KOBİ kredileri yüzde 25 hızla büyüyor. Diğer kredilerdeki büyüme hızı ise aldığımız tedbirlerle yüzde 15-16’ya indi. Bu arzu ettiğimiz bir oran” değerlendirmesi yaptı.
4.3 dolar altındakiler sıfırlanacak
4.3 doların altında geliri olanların sayısının toplam nüfusa oranının 2002’de yüzde 30 olduğunu, bunun 2013’te yüzde 2.06’ya indiğini hatırlatan Babacan, “Bu konuda da düzenleme yapacağız. Sosyal destek politikalarıyla vatandaşlar tam olarak buluşamıyor. Bir mekanizma oluşturacağız. Birkaç yıla kadar 4.3 doların altında geliri olan kişi kalmayacak” dedi.
Eski 'bedellilere' geçmiş olsun
Bir önceki bedelli uygulamasından yararlanmak isteyenler 30 bin TL ödemişti. Son bedelli için tutar 18 bin TL oldu. Soru şu: "Daha önce 30 bin TL ödeyenlere bir iade mümkün mü?" diye sorduk, gülümseyen Babacan, "Vergi-gelir mekanizmasında böyle bir işleyiş söz konusu bile değil. Bazı ticari mallarda KDV önceden yüzde 18 alınıyordu, bir düzenlemeyle bu oran yüzde 8'e çekildi. Mükellef, önceden ödediği KDV'nin farkını isteyebilir mi? Tabi ki isteyemez" dedi. Özetle; 30 bin TL ödeyerek bedelliden yararlananlara "geçmiş olsun" mesajı verildi. Babacan, ayıca gelecek kaynağın savunma sanayine ve teknoloji yatırımlarına harcanacağını söyledi.
Japoncadan İngilizceye İngilizceden Türkçeye
Geçtiğimiz hafta, Japon Nikkei gazetesinde Ali Babacan’la bir mülakat yapılmış ve sonrasında da “3 dönem sonrası dışarıdan bakanlık” algısı oluşmuştu. 3 dönem kuralıyla ilgili düşüncesinin değişmediğini söyleyen Babacan, “Sanırım Japoncadan İngilizceye, İngilizceden Türkçeye tercümeyle ilgili böyle bir algı oluştu. Kişisel bir konu olduğu için çok fazla konuşmak istemiyorum. Ama hiçbir kurumun, hiçbir politikanın kişilerle özdeşleşmemesi lazım” dedi.
Petrol 72 dolarda kalırsa cari açık 1.5 puan düşer
Petrol fiyatlarındaki düşüşün Türkiye’ye yarayacağını da anlatan Babacan, şöyle konuştu: “2015’te OVP’ye petrol fiyatı tahminimizi 102 dolar olarak koyduk. Bugünkü gibi petrol 72 dolar seviyelerinde devam ederse cari açık tahminlerimizden 1.5 puan daha aşağıda olur. Petroldeki her 10 dolarlık düşüş enflasyon ve cari açığı yarım puan azaltıyor.”
Kurun enflasyon geçişkenliğin sonundayız
Döviz kurundan enflasyona geçişkenliğin son döneminde olunduğuna işaret eden Babacan, “2016-2017’de yüzde 5’lik enflasyonu ulaşılabilir görüyoruz. Enfl asyon sadece Merkez’in sorumluluğunda değil. Herkes üzerine düşeni yapmalı” dedi.
BDDK ve Hazine için kararname yazmadım
Babacan Hazine Müsteşarlığı ve BDDK Başkanlığı için herhangi bir atama kararnamesi hazırlamadığını belirterek, “Şu anda sadece boş bulunan iki TMSF üyeliği için bir hazırlığımız var” dedi.
ABD-Türkiye faiz farkı 1.85’e indi
Türkiye ile ABD’nin 10 yıllık tahvil faizleri arasındaki farkın 1.85’e indiğini belirten Babacan, ülke risk priminin de (CDS) 156 baz puana düştüğünü söyledi. Babacan, CDS’lerdeki düşüşü ekonomideki dengelenme sürecinin test edilmesi, büyüme ve OVP'ye bağladı.