Piyasaların gözü merkez bankalarında
Küresel ekonomilerin çoğunda etkili olan enflasyonu kontrol altına almak için yaklaşık 2 yıldır devam eden "şahin" politikaların ardından yeni yılda "güvercin" beklentiler öne çıksa da merkez bankalarının yılın ilk çeyreğinde faiz indirimine gideceği yönündeki öngörüler güç kaybetmeye devam ediyor.
Kovid-19 salgınının üretim ve tedarik zincirinde oluşturduğu olumsuzlukların yanı sıra artan jeopolitik riskler, gelişmiş ülkeler dahil olmak üzere dünya genelinde enflasyonun yükselmesine yol açtı.
Dünya genelinde yıl başına doğru martta başlamak üzere güçlenen "güvercin" fiyatlamalar günden güne güç kaybederken, önemli merkez bankaların faiz indirimlerine piyasa tahminlerinden daha geç başlayacağı beklentisi öne çıktı.
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, merkez bankalarının 2024'te faiz indirimine yönelmesinin coğrafi bakımdan yaygın olacağını ancak indirimlerin sert olmayacağını bildirdi.
Fitch, ABD Merkez Bankasından (Fed), Avrupa Merkez Bankasından (ECB) ve İngiltere Merkez Bankasından (BoE) daha fazla faiz artırımı beklenmediğini, her üç merkez bankasının da 2024 sonuna kadar 75 baz puan faiz indirmesinin yüksek ihtimal olduğunu ifade etti.
ABD'de hedef, enflasyonu yüzde 2'ye düşürmek
ABD'de Kovid-19 salgınının ardından yükselişe geçen enflasyon, Haziran 2022'de yüzde 9,1 ile 41 yılın zirvesine çıktı. Mart 2020'den Ocak 2022'ye kadar faizleri yüzde 0,25'te sabit bırakan Fed, enflasyondaki yüzde 9,1'lik zirveye karşılık politika faizini geçen yıl temmuzda 22 yılın en yüksek seviyesi olan yüzde 5,25-5,5 aralığına kadar yükselti.
Enflasyonu yüzde 2'lik hedefe düşürmek için sözlü yönlendirmelerine devam eden Fed yetkilileri, faizleri aralık ayına kadar bu seviyede sabit tuttu.
Yılın ilk günlerinden bu yana Fed'in martta faiz indirim döngüsünü başlatacağına dair tahminler, ülkede açıklanan verilerin ABD ekonomisinde güçlü duruşa işaret etmesi ve Fed yetkililerinin söz konusu faiz indirimi için henüz erken olduğuna yönelik sözle yönlendirmelerinin etkisiyle zayıflamayı sürdürüyor.
Fed'in "Bej Kitap" raporunda da ülkede ekonomik aktivitenin kasımdan bu yana "çok az" değişiklik gösterdiğine ilişkin değerlendirmeler yer alırken, artan tüketici harcamalarının son haftalarda ekonomiyi desteklemeye yardımcı olduğu belirtildi.
Öte yandan, Goldman Sachs Baş Ekonomisti Jan Hatzius, Fed'in ABD ekonomisinde yumuşak bir iniş gerçekleştirme yolunda ilerlediğini ve mart ayında yapılacak bir faiz indiriminin mantıklı olacağını söyledi.
31 Ocak'ta yılın ilk faiz kararını açıklayacak Fed'in politika faiz oranını sabit tutması beklenirken, para piyasalarında Bankanın mart ayında ilk kez faiz indirimlerine gideceğine ilişkin tahminler yüzde 47 seviyesinde bulunuyor.
Avrupa, enflasyon ve resesyon ikileminde
Enflasyon ve resesyon ikileminin en güçlü şekilde hissedildiği Avrupa'da açıklanan temel ekonomik veriler belirsizliğin sürmesine yol açarken, ECB'nin uzun süre politika faizlerini yüzde 4,50 seviyesinde tutacağına yönelik beklentiler güçlenmeye devam ediyor.
Avro Bölgesi'nde Tüketici Fiyat Endeksi Aralık 2023'te yıllık yüzde 2,9 ile beklentiler doğrultusunda arttı, İngiltere'de ise yüzde 4 yükselişle beklentileri aştı.
Para piyasalarında, enflasyon verileri sonrası ECB'nin ilk faiz indirimine nisanda gidebileceği beklentisi nispeten zayıflasa da güçlü duruşunu korurken, BoE'nin ise faiz indirimlerine haziranda başlayacağı fiyatlanıyor. Söz konusu verilerin öncesinde, BoE'nin mayısta faiz indirim döngüsünü başlatacağı öngörülüyordu.
Analistler, para piyasalarındaki fiyatlamalarda, ECB'nin 25 Ocak'ta düzenleyeceği toplantıda faizleri sabit bırakacağına kesin gözüyle bakıldığını belirtti.
ECB Başkanı Christine Lagarde, geçen hafta yaptığı açıklamada, enflasyonda yüzde 2 hedefine ulaşmada doğru yolda olduklarını ancak henüz zafer ilan edilemeyeceğini belirterek, "Faizi bu yaz indirebiliriz." dedi.
Avrupa'nın önemli ticari ortağı Çin ve Japonya'dan gelen veriler de bölge yatırımcılarının odağında yer almaya devam ediyor.
Asya'da merkez bankaları faiz oranlarını değiştirmiyor
Çin Merkez Bankası (PBoC) son iki haftada aldığı kararlarda politika ve borç verme faizlerini sabit bırakırken, Japonya Merkez Bankası (BoJ) da para politikasında değişikliğe gitmedi.
Çin'de ekonomik aktiviteye ilişkin artan endişeler PBoC'un faizleri sabit bırakmasıyla güçlenirken, Çin hükümetinin ekonomiyi canlandırmak için alması beklenen kararlar yakından takip ediliyor.
BoJ ise bugün politika faizini yüzde eksi 0,1'de sabit bırakırken, getiri eğrisi kontrolü rejiminde de değişikliğe gitmedi.
TCMB'nin faiz artırım döngüsüne devam etmesi bekleniyor
Yurt içinde ise haziranda göreve gelen ekonomi yönetimi, özellikle enflasyonla mücadele için birçok para ve maliye politikası adımı attı. Bu kapsamda Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) parasal sıkılaşma sürecine girerken, hazirandan bu yana politika faizini yüzde 8,5'ten yüzde 42,50'ye çıkardı.
Analistler, ekonomi yönetiminin attığı adımların enflasyonla mücadele kapsamında piyasalarda olumlu karşılandığını belirterek, 25 Ocak'ta TCMB'nin açıklayacağı yılın ilk faiz kararının yatırımcıların odağına yerleştiğini söyledi.
Piyasalarda, parasal sıkılaşma ve liralaşma sürecine yoğunlaşan TCMB'nin faiz artırım trendinin sonuna yaklaştığı beklentisinin öne çıktığını ifade eden analistler, yıl sonuna doğru enflasyondaki seyre paralel faiz indirim döngüsünün başlayabileceğini bildirdi.
Öte yandan, AA Finans'ın beklenti anketine katılan ekonomistler, TCMB'nin, bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını (politika faizi) 250 baz puan artırarak yüzde 45'e çıkaracağını tahmin ediyor. Ekonomistlerin yıl sonu politika faizi beklentilerinin medyanı ise yüzde 38,75 oldu.