Hazine’den Fonlar Fonu’na 5 yılda 500 milyon lira
Kamuoyunda bilinen adıyla “Fonlar Fonu”, performans kriterleriyle işleyecek. Hazine özel sektörün yönettiği fonlar aracılığıyla girişimci KOBİ’lere 5 yılda 500 milyon lira kaynak aktaracak
Ebru SUNGUR
Ekonomi yönetiminin iki yılı aşkın bir süredir gündeminde olan Fonlar Fonu’nun yapısı netleşmeye başladı. Yapılan çalışmaya göre, Hazine belirli kriterlere uyan mevcut ya da yeni kurulacak özel sektör fonlarına para aktaracak. Çatı olarak nitelendirilebilecek bu fonlar, girişim sermayesi yatırım fonları ve diğer yatırım fonları aracılığıyla girişimcilerin projelerini destekleyecek. Hazine bu yapıyı maddi olarak desteklemenin yanı sıra denetleyecek ve düzenleyecek. DÜNYA’nın ulaştığı çalışmaya göre, Hazine Fonlar Fonu için 5 yılda 500 milyon lira kaynak ayıracak.
Edinilen bilgilere göre, ekonomi yönetiminin, gerek Türkiye’den global markalar çıkmasına yönelik ısrarlı tutumu gerekse de 2023 hedeflerine ulaşmada katma değeri yüksek yatırımların önemi, Fonlar Fonu projesinin, söz konusu çalışmada vücut bulmasında etkili oldu. Konuyla ilgili çalışmayı bizzat yürüten Hazine Müsteşarlığı, Türkiye’deki şirketlere yatırım yapmayı amaçlayan yerli ve yabancı fonlara, yatırım ortaklıkları ve ilgili şirketlere yatırım amaçlı sermaye sağlayacak, bu fonlara sermaye desteğini yönlendirecek, yönetecek fon ve bağlantılı destek yapıları oluşturacak.
Hazine’nin destekleyeceği fonlarda, yeterli deneyim ve vizyona sahip olma özelliği aranacak. Çalışmada bu fonların seçiminde belirleyici olacak özellikler özetle şöyle sıralanıyor:
“Fon kurucusu en az 2 yıl süreyle bir girişim sermayesi fonunun veya üst fonun yönetiminde ya da yıllık net satışları en az 25 milyon liranın üzerinde olan bir şirketin yönetim kurulunda veya üst yönetiminde görev almış ya da temsil edilmiş olacak. Portföy yöneticisi, girişim sermayesi alanında en az 5 farklı şirkete ya da girişim sermayesi fonuna yatırım yapılması için karar almış olacak. Portföy yöneticisi, yatırım kararı aldığı şirketlere veya girişim sermayesi fonlarına yaptığı yatırımlardan son 5 yıl içinde en az 1 defa kar ederek başarılı çıkış yapmış olacak.”
Teknoloji ve katma değere öncelik
Çalışmada söz konusu fonlardan nihai olarak yararlanacak ‘girişim şirketinin’ KOBİ’ler olacağı belirtiliyor. Hazine’nin fonlar aracılığıyla destekleyeceği projeler arasında teknoloji odaklı ve katma değeri yüksek olanlara öncelik verilecek. Çalışmada tütün-alkol, gayrimenkul ve (savunma sanayi hariç) silah üretimi dışında tüm sektörlerdeki projelerin desteklenebileceği belirtiliyor.
Hazine’nin beş yıllık süreçte çalışmada belirtilen çatı fonlarına 500 milyon TL kaynak aktarılması hedefleniyor. Çalışma, çatı fonlarını belirli bir sayı ile sınırlamıyor. Çalışmadaki ifadelerden birden fazla fon olabileceği, bununla birlikte Hazine’nin ortaya koyacağı kaynak da göz önüne alındığında çatı fonu sayısının 5 civarında olabileceği öngörülüyor.
Çalışma, bir çatı fonunun en az 5 girişim sermayesi fonuna yatırım yapacağını belirliyor. Bu verilerden hareketle 25 – 30 civarında girişim sermayesi fonunun bu sistemden direkt veya dolaylı faydalanacağı tahmin ediliyor.
Model Almanya ve Güney Kore’den
Bu çalışma yapılırken uluslararası örneklerin dikkate alındığı, özellikle Güney Kore ve Almanya’dakine benzer bir sistemin oluşturulmaya çalışıldığı görülüyor. Masraflar ve ödemeler noktasında yine uluslararası normlarda makul yüzde 1-2 düzeyinin baz alındığı dikkat çekiyor.
Çalışmanın gerekçesinde, girişim sermayesi yapılarıyla hızlı ve net sonuçlara ulaşıldığı ifade ediliyor. Bu doğrultuda fonların ücretlendirilmesinde de sürat ve kesinlik unsurlarını destekleyecek performans sistemi benimsenmiş. Portföy yönetici yapılar için yüzde 10’a, bireysel katılım yatırımcıları (melek yatırımcılar) için ise yüzde 20’e kadar performans ücreti öngörülüyor.
‘Yeni sistem finansal serbest bölge ile taçlandırılabilir’
Hazine Müsteşarlığı’nın hazırladığı Fonlar Fonu çalışmasını değerlendiren Sistem Danışmanlık Kurucu Ortağı Hüseyin Karslıoğlu, bu çalışmanın girişim ve yatırım sektörü için çok önemli bir farkındalık yaratacağını ve kaldıraç etkisi oluşturacağını söyledi. Bununla birlikte çalışmanın mevcut halinde vergilendirmeye değinilmemesinin dikkat çektiğini belirten Karslıoğlu, bunun, yeni sistemde de fonların şu andaki vergi mevzuatına tabi olacağını izlenimini doğurduğunu dile getirdi. Yeni sistemin daha sağlıklı kurulması ve işlemesi için fonların Türkiye’de kazandığını, Türkiye’de yeniden yatırıma çevirmesi ekseninde vergi düzenlemelerine ihtiyaç olduğunu anlatan Karslıoğlu şunları kaydetti:
“Bu çalışmanın paralelinde bu fonların ve sektördeki diğer uluslararası fonların Türkiye’e kurulması ve/veya taşınması, ülkemizden yönetilmesinin önündeki engelleri kaldırılarak ve bu fon yöneticilerinin ilgisini ülkemizde toplayacak çalışmalara da hız verilmeli diye düşünüyoruz. Bu amaçla ‘finansal serbest bölge’ formatında bir yapı oluşturulabilir. Bu yapıda fonların sermeye hareketleri, birbiri ile ve özelikle uluslararası finans sektörü ile ilişkileri rahat ve dinamik olabilir. Fon yöneticileri vergi, izin vb durumlardan desteklenip teşvik edilebilir. Finansal serbest bölge kapsamındaki sermaye ve kar hareketlerine vergi muafiyeti getirilebilir. Altyapı ve insan kaynağı anlamında etkin destek yapıları tesis edilebilir. Bu konuda ilgili yapıların dünyada 3-4 noktada toplandığını görüyoruz. Bu örnekler dikkate alınarak uluslararası arenada çok rekabetçi bir yapı İstanbul’da da kurulabilir diye düşünüyorum.”
Sistem Danışmanlık olarak yerli ve yabancı fonlara çeşitli hizmetler sunduklarını belirten Karslıoğlu, “Bu fonlarının çok önemli bir kısmının fiilen Türkiye’de olduğunu, yatırımlarının bu topraklarda hayat bulduğunu ama nihai merkezlerinin ve sermaye hareketlerinin yurtdışında gerçekleştiğini gözlemliyoruz. Biz de bu son dönemde bunun sebepleri, etki ve sonuçları ile çözüm önerilerimizi içeren bir çalışma yapıyoruz yakında kamuoyunla paylaşacağız” dedi.