Ergün istihdama değindi

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, "Avrupa Birliği ülkeleri başta olmak üzere istihdamda çok ciddi kayıplar yaşanırken 2009'dan bu yana Türkiye yaklaşık 6 milyon istihdam meydana getirdi" dedi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

KOCAELİ - Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, Süleyman Demirel Kültür Merkezi'nde (SDKM) düzenlenen Kocaeli Aktif Sanayici ve İş Adamları Derneği (KASİAD) 9. Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, KASİAD'ın hem Kocaeli'ye hem de Türkiye'ye önemli hizmetler yaptığını söyledi.  

Ergün, bilişim sektörünün bütün sektörleri yatay kesen ve etkileyen en önemli unsurlardan birisi olduğuna dikkati çekerek, şunları söyledi:  

"Çünkü akıllı makineler üretiliyor. Evinizdeki kombi, otomobiliniz artık her şey akıllı. Üretim yaptığınız makine akıllı makine. Ne zaman duracağını, ne zaman çalışacağını biliyor. Çünkü bir yazılımla çalışıyor. İnsanın eli, kolu, gözü ve kulağı var. İnsanı bir makine olarak düşünün. Bunlar iş yapma kabiliyeti olan organları. Ama bu iş yapma kabiliyetini insana kazandıran bir sinir sistemi var. Beyinden sinir sistemine giden talimatlar bizim elimizi hareket ettirmemizi sağlıyor. Yalnız bir de onun arkasında bir şey var, akıl. Elini hareket ettireceksin ama ne amaçla yapacaksın? Yazılım sektörü dediğimiz şey insan aklı gibidir. İnsan aklını makinelere ve hayata yansıtmaktır. 

Bizim ülkemizde çok büyük bir potansiyel var. Gençlerimizin özeli bu alana odaklanması, bizim de daha çok gencimizi bu alana odaklamamız gerekiyor. Onun için Marmara bölgesini bu konuda önemli merkezlerden birisi haline getiriyoruz. Bilişim sektörünü çok nitelikli yazılımların yapıldığı bir sektör olarak bu bölgeyi Türkiye'de geleceğin merkezi haline getirmek istiyoruz. Bunlar bu bölgenin cazibesini arttıracak olan işlerdir. Böylece birçok küresel firmayı bu bölgeye çekme imkanımız olacak ama arzu ettiğimiz şey, o küresel firmaları çekerken öbür taraftan burada bu konuda küresel firmalar doğmasını sağlamak. Bu alan, böyle fırsatlar sunan bir alandır." 

Türkiye'deki güven ve istikrarı temel alan politikalarla bu gelişmelerin kalıcı hale gelebileceğini savunan Ergün, sanayiciler başta olmak üzere bütün reel kesim için gerekli ortamı kurmak ve korumak gerektiğini anlattı.  

Ergün, gelişmiş birçok ülkede ciddi büyüme sorunları yaşandığını belirterek, ülkelerin Merkez Bankaları'nın trilyon dolarları aşan paralar basmasına rağmen arzu edilen büyüme rakamlarını yakalayamadıklarını söyledi. 

Yayınlanan bir ankete göre, OECD ülkelerinin ortalama yönetime güven endeksinin tarihinin en düşük noktasına ulaştığını ifade eden Ergün, dünyadaki bütün bu olumsuzluklara rağmen Türkiye'de daha olumlu bir ortam olduğunu kaydetti. 

Bakan Ergün, Türkiye'de yönetimin ekonomide yanlış yapmayacağını herkesin bildiğini dile getirerek, "Ülke aşırı borçlanmaz. Faiz oranları tavan yapmaz. Enflasyonu kontrol altında tutarlar. Avrupa Birliği ülkeleri başta olmak üzere istihdamda çok ciddi kayıplar yaşanırken 2009'dan bu yana Türkiye yaklaşık 6 milyon istihdam meydana getirdi. Bu önemli birşey, dünyada bunlar olurken Türkiye bunu yapıyorsa bu başarıdır. Bu rakam dahi güven ve istikrar ortamının Türkiye'de ne kadar büyük bir değer taşıdığını bize göstermektedir. Bu güven ve istikrar ortamını korumak, ülke gündemini bir takım faydasız tartışmalardan uzak tutmak hepimizin görevidir" şeklinde konuştu. 

"İş dünyamızı daha yüksek teknolojili üretime teşvik ediyoruz" 

Gündemlerinin artık Ar-Ge, inovasyon ve markalaşma olacağını belirten Ergün, farkındalığı oluşturmak için 26 kalkınma ajansıyla üniversite sanayi işbirliği toplantıları yaptıklarını bildirdi. 

Ergün, "Gündemimiz, bu ülkenin rekabet gücünü arttıracak, bu ülkeyi 2023 hedeflerine götürecek konular ve yollar olmalıdır" diyerek, şöyle devam etti: 

"Bakanlık ve hükümet olarak mesaimizi bu konulara harcıyoruz. İş dünyamızı daha yüksek teknolojili üretime geçiş istikametinde teşvik ediyoruz. Buna uygun destek mekanizmaları kuruyoruz. Üniversite sanayi işbirliğinde atılan her adım ciddi desteklerle karşılaşıyor. Herkese göre destek var. Bakanlık olarak sektörlere ve KOBİ'lere yol haritası çiziyoruz. Tekno girişimciler için 2009'da başlattığımız projede amaç her yıl 100 tekno girişim firmasını desteklemekti ve 10 milyon lira bütçemiz vardı. 2010'da çok sayıda proje gelmeye başladı. 2011 yılında biz de karar aldık ve 2012'de uygulamaya geçirdik. 100 kişilik desteği, 500 kişiye çıkardık, 10 milyon lirayı da 50 milyona çıkardık. Var yani paramız. Ucuz iş gücü, ucuz ham madde ülkesi değil burası. Zengin yer altı kaynaklarına da sahip değiliz. Bütün servetimiz iş adamlarımız, girişimciler, genç ve dinamik nüfusumuzdur. Onu harekete geçirmek, onu güçlendirmek mecburiyetindeyiz. Eskiden 1 milyar dolar iyi paraydı. İMF bu parayı serbest bırakmış deyince gazetelere manşet oluyordu. Şimdi de büyük para ama şu anda Türkiye'de sadece kamunun hayır hasenatı 1 milyar doların üstünde. Diğer ülkelere yaptığımız yardım bu kadar, buna sivil toplum örgütlerinin desteklerini de eklediğimizde bu rakam, 2.5 milyar doları buluyor."