Büyüme ve enflasyon tahmini güncelleniyor
İkince çeyrek büyümesinin 2.1 olarak açıklanmasının ardından büyüme ve enflasyon tahmini revize ediliyor. Kalkınma Bakanı Yılmaz,"Büyüme rakamları bizim de beklentilerimizin biraz altında" dedi
ANKARA - Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, bugün açıklanan büyüme rakamları ile beklentilerin üstünde çıkan son enflasyon oranı göz önünde bulundurularak hedeflerde bir 'revizyon' olacağı mesajı verdi.
Orta Vadeli Programda (OVP) 2014 yılı için büyüme öngörülerinin yüzde 4 olduğunu ancak şimdi onun üzerinde çalıştıklarını belirten Yılmaz, "Büyüme açısından yeni OVP'de muhtemelen yüzde 3 ila 4 arası bir beklentimiz, tahminimiz olacak'' dedi.
Bakan Yılmaz, NTV'de katıldığı programda gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Büyüme rakamlarını değerlendiren Yılmaz'ın açıklaması şu şekilde:
"Büyüme rakamları bizim de beklentilerimizin biraz altında, yavaşlama bekliyorduk, ilk yarıdaki beklentilerimizden çok farklı bir tablo yok ortada. Burada sevindirici olan, 2009 yılındaki küçülmeden sonra istikrarlı ve sürekli bir büyümenin devam ediyor olması. Sürekli büyüyebilmek önemli ve bu inşallah devam eder. Bizim orta vadeli programdaki hedefimiz yüzde 4'tü ve onun üzerinde çalışyoruz. Yeni bir tahmin ortaya koyacağız. (Piyasa beklentileri yüzde 3.2) Bizim de, 3 ila 4 arasında olacak beklentimiz var. Yeni orta vadeli programda bu yönde bir tahminimiz olacak."
"Enflasyon rakamı yukarıya doğru revize edilecek"
Bakan Yılmaz, geçen hafta açıklanan enflasyon rakamlarıyla yıllık rakamda Merkez Bankası'nın tahminlerinin aksine yükseliş olduğu ve burada da bir revizyon olma ihtimali olup olmadığıyla ilgili, "Muhtemelen olur. Son rakamlar, orta vadeli programdaki öngörülerin üzerinde. Kur artışı ve mevsim şartları, çekirdek ve genel enflasyonu beklentilerinin üstüne çıkardı. Ekim ayında Merkez Bankası yayınlayacak ve yıl sonu yüzde 7.6 olarak öngörülüyor.
Enflasyon rakamı yukarıya doğru revize edilecek ama tek haneli olmasını bekliyoruz. Enflasyon bu yıl beklentilerimizin üstünde gerçekleşti. Geçmişe dönüldüğünde, 2007- 2013 yılları arasında, hedeflenen enflasyon ortalama 5.3 olmuş. Gerçekleşen ise 7.9. 2.6'lık sapmanın 2.4 puanı Merkez Bankası'nın da kontrolünde olmayana alanlarda. Yeni orta vadeli programda, enflasyonu düşürecek adımlar olacak. Bunun üzerinde hassasiyetle duracağız" dedi.
"Gıdanın enflasyona etkisi normal olarak fazla"
Yükselişle sonuçlanan aylık enflasyanun ardından yeniden alevlenen gıda ürünleriyle ilgili tartışmaya değinen Yılmaz, enflasyon hesaplamasında değişiklik olmayacağını belirterek, "Hiçbir şekilde bir değişiklik olmayacak. Bu hesaplama uluslararası standartlarda. AB fasıllarından biri de istatistik. Bu fasıl açtığımız ve başarılı olduğumuz alanlardan biri... 'Enflasyon yükseldi, hesaplamalara yeniden bakalım' demiyoruz. TÜİK aynı şekilde hesaplamaya devam edecek. Gelişmekte olan bir ülkeyiz ve bu bülkelerde gıdanın enflasyona etkisi normal olarak fazladır" şeklinde konuştu.
Hedef: Yüksek gelir grubuna sıçramak
Hükümet programında yer alan 'ikinci reform süreci'nin ana hedefleriyle ilgili konuşan Yılmaz, "Türkiye son 12 yılda sıçrama yaptı. 230 milyar dolardan 800 milyar doların üstüne çıktık. Bu her alanda kendini gösteriyor ama yeterli değil. Önümüzde iddialı hedefler var. Alt orta gelir grubundan üst orta gelir grubuna geçtik ve hedef yüksek gelir grubuna sıçramak. İnsani kalkınma kavramı var ve 4 kategoride değerlendiriliyor: Düşük, orta, yüksek ve en yüksek. Son 12 yılda yüksek kategoriye girdik ve en yüksek kategoriyi hedefliyortuz. Geçmiş başarıları zemin olaraka alıp en yükseğe çıkmak istiyoruz.
Üretimde yüksek teknolojinin payı artmalı; yüzde 4'ten yüzde 15'e çıkarmayı hedefliyoruz. AR-GE'ye daha fazla para harcayan, bunu ticarileştiren, bilgi tabanlı ekonomiyi geliştiren bir ülke olmalıyız. Son başarılar da bize bu imkanı sağlıyor. İşte bu nedenlerle yeni adımlar, reformlar ve tedbirler göreceğiz. İkinci reform süreci bütün politikaları şekillendirecek ve 2015 seçimlerinen sonra hızlanacak" dedi.
"İnşaatı dışlamak söz konusu değil"
Son dönemde tartışılan, ekonomik önceliğin inşaattan sanayiye kaydırılacak olmasıyla ilgili de Yılmaz, "İnşaatı dışlamak söz konusu değil. Bu dengeli şekilde olacak. Gelişmekte olan, afet riski bulunan, konut stoğunu yenilemek zorunda olan bir ülkeyiz. 6 milyon konut yenilenmeli. Canlı bir inşaat sektörü olacak vurgumuz var.
Bunun yanında sanayici, iş adamı, sanayiye yatırım yapma potansiyei olan insanlar, büyük AVM'ler yerine daha fazla saniyeye ve teknolojiye kaynak ayırabilsinler istiyoruz. Yeniden sanayi vurgusu, verimli teknolojiyi daha fazla kulalanan bir sanayi istiyoruz. Bunun için yeni politikalar gündemimizde" diye konuştu.
"ILO sözleşmesi imzalanabilir"
Bakan Yılmaz, gündemde olan ve Bakanlar Kurulu'nda da görüşülen ölümlü iş kazalarıyla ilgili açıklamalarda bulundu. Mecidiyeköy'de yaşanan hadisenin adli makamlarca soruşturulduğunu kaydeden Yılmaz şunları söyledi:
"Sorumlular kimse ortaya çıkarılacak. Bu vesileyle diyelim, bu alana geniş şekilde bakmalıyız. İş sağlığı, iş güvenliği kritik bir alan. Çalışma hayatı içinde insan hayatını korumak geniş bir yelpaze. Kanuni çarçevemiz çok çağdaş ve ileri. 2012 yılında çıkan çağdaş, AB standartlarında kanunlarımız var.
Burada esas problem uygulamada. Bu kanunları hayata nasıl etkili şekilde geçiririz buna bakmalıyız. Farkındalık, eğitim, teknolojik gelişim, denetim sistemini geliştirme... Bu nedenle kapsamlı bir eylem planına ihytiyaç var. Sadece kamu değil; sendika, iş dünyası, medya yani herkes mücadeleye ortak olmalı. Her alanda standartalarını yükselten Türkiye, bu alanda da kapsamlı bir program yapacak. Konunun bütün taraflarıyla tekrar müzakere edilecek. Meclis'te ekim ayında açılır açılmaz ILO sözleşmesi imzalanabilir. Ayrıca Başbakanımız da bu konuyla alakalı cuma günü Çalışma Bakanlığı'nda olacak. SOnuç olarak esas mesele mevzuatta değil uygulamada."
"Tüketimden caydırmadan tasarruf hedefimiz var"
Bakan Yılmaz, gelire göre taksitlendirme uygulması ve 'taksit tutarı gelirin yüzde 45'ini geçmeyecek' haberleriyle ilgili de, "Yorum yapmak için erken, üzerinde çalışılıyor. Ana fikri söyleyebilirm. Biz tasaruf oranlarını artırmak zorundayız. Cari açık tartışması var. Büyümeyi sürdürürken, kademeli şekilde cari açık da düşüyor. Bu sene yüzde 6'nın altına düşme ihtimali var. Bu çerçevede geliri olanın harcamasında problem yok ama gelir yoksa; taksit var diye yüksek harcama yaparsanız, hem makro ekonomi hem de sosyal açıdan sorun oluşturuyor. Faydalı olacak, dengeli bir düzenleme öngörüyoruz. Hedef, gelirden bağımsızlaşan, gelirin kaldıramayacağı harcamayı ortadan kaldırmak. Tüketimden caydırmadan tasarruf hedefimiz var" şeklinde konuştu.