Yurtiçi tüketim yüzde 11 arttı
Milli geliri destekleyen önemli bileşenlerden yurtiçi tüketim, yılın ilk 6 ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 11'lik artışla 673,4 milyar liraya ulaştı
Milli geliri destekleyen önemli bileşenlerden yurtiçi tüketim, yılın ilk 6 ayında enflasyonun üzerinde bir artış göstererek 673 milyar 363 milyon 820 bin lira oldu.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, ocak-haziran döneminde cari fiyatlarla ulaşılan 926 milyar 22 milyon 237 bin liralık harcamalar yöntemiyle Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'nın (GSYH) yüzde 72,7'si yurtiçi tüketimden kaynaklandı. Geçen yılın ilk 6 ayında 606 milyar 698 milyon 197 bin lira olan yerleşik ve yerleşik olmayan hanehalklarının yurtiçi tüketimi, bu yılın aynı döneminde yüzde 11'lik artışla 673 milyar 363 milyon 820 bin liraya çıktı.
Bu dönemde, yerleşik hanehalklarının yurtiçi tüketimi 638 milyar 826 milyon 288 bin lira, yurtdışı tüketimi ise 6 milyar 778 milyon 232 bin lira oldu. Yabancıların Türkiye'deki tüketimi de 34 milyar 537 milyon 531 bin lira olarak kayıtlara geçti.
Yerli ve yabancıların Türkiye'de yaptığı harcamaların dağılımına bakıldığında, en yüksek payı yüzde 26,9'la gıda, içki ve tütün harcamaları aldı. Bu dönemde söz konusu ürünler için yapılan harcamalar geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 14,5'lik artışla 180 milyar 914 milyon 220 bin lira oldu.
Vatandaşın yaptığı harcamaların yüzde 20'sine denk gelen 135 milyar 335 milyon 542 bin liralık kısmını da ulaştırma ve haberleşme grubu oluşturdu. Bu gruptaki tüketim artışı yüzde 15,6 olarak gerçekleşti.
En yüksek artış sağlık ve eğitimde yaşandı
Konut, su, elektrik gaz ve diğer yakıt ürünleri, 127 milyar 425 milyon 795 bin lirayla yurtiçi tüketimde üçüncü sırada yer aldı. Vatandaşın bu ürünler için yaptığı harcamalardaki artış oranı ise yüzde 11,3'ü buldu.
Harcama grupları arasında en fazla artış ise sağlıkta yaşandı. Bu gruptaki tüketim yüzde 17,1 artarak 23 milyar 443 milyon 625 bin liraya yükseldi. Eğitim de yüzde 17'yle ana harcama grupları arasında en fazla artışın görüldüğü bir diğer tüketim alanı oldu. Vatandaş, yılın ilk yarısında eğitime 11 milyar 232 milyon 151 bin lira harcadı.
Bu dönemde, giyim ve ayakkabı harcamalarındaki düşüş ise dikkat çekti. Yılın ilk 6 ayında giyim harcamaları geçen yılın söz konusu dönemine göre yüzde 2,6 gerileyerek 30 milyar 766 milyon 921 bin liraya düştü.
"Yüzde 3 iyi bir büyüme oranı olur"
Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) İktisat Bölüm Başkanı Prof. Dr. Yusuf Bayraktutan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yılın ilk 6 ayının önemli bir kısmının genel seçimlerin yapıldığı 7 Haziran öncesini kapsadığını, dolayısıyla tek parti iktidarının devam edeceği beklentisinin bu oranlarda etkili olduğunu söyledi.
Bir önceki yılın baz etkisi ve tek parti iktidarı beklentisiyle beraber değerlendirildiğinde, söz konusu dönemde iç talepte gerçekleşen yüzde 11'lik büyümenin teorik beklentilere uygun bir sonuç olduğunu dile getiren Bayraktutan, "Açıklanan veriler daha iyimser beklentilerin olduğu bir dönemin verileridir ama yılın üçüncü ve dördüncü çeyreği için benzer bir tablonun ortaya çıkmasını beklemiyoruz. Hem iç siyasi gelişmeler hem de dış konjonktürün olumsuz etkileriyle beraber daha düşük bir performansın ortaya çıkacağı açıktır. Yıl sonuna geldiğimizde eğer elde edilebilirse yüzde 3 iyi bir büyüme oranı olur" diye konuştu.
Kredi kartındaki taksit sınırlaması
Gıda harcamaları açısından 2 milyonun üzerindeki Suriyeli mültecinin ciddi bir talep unsuru olduğuna dikkat çeken Bayraktutan, "Bu kadar insanın beslenme ihtiyacı nedeniyle yapılan harcamanın iç talepte gözardı edilemez bir etki yarattığını söyleyebiliriz. Geçen yıl genel olarak iç talep zayıftı Türkiye'de, bu yıl ise nispeten büyümeye katkısını görüyoruz" dedi.
Bayraktutan, bir süredir gündemde olan kredi kartıyla alışverişe getirilen taksit sınırlamasının esnetilmesinin iç talebi destekleyici bir gelişme olacağını belirterek, şunları bildirdi:
"Taksit sayısının uzatılması insanların geliri ötesinde tüketim kabiliyetini destekleyici bir şey. İnsanlar 9 ay yerine 12 ay taksit imkanı olunca daha fazla satın alma kabiliyeti kazanacaklar. Dolayısıyla, yapılan bu düzenleme vade süresinin uzatılması üzerinden iç talebi destekleyici bir niteliği var. Daha önce politika yapıcılar taksit sayısını kısaltırken cari açık sorunuyla alakalı cep telefonu ve otomobil gibi ithal ürünlere olan talebi azaltmayı hedeflemişlerdi ama şimdi görülen o ki cari açık ciddi bir sorun değil. Düşük düzeylere inme eğilimi devam ediyor ama büyüme beklentilerin altında kalma riski olan bir değişken olarak karşımıza çıkınca orayı iç taleple destekleme ihtiyacıyla taksit sayısında esnetme yapılabileceği öngörüldü ve uygulamaya konulmak üzere."