'Yenilenebilir enerjide yeterli kapasite için teşvik sürmeli'
TMSF’ye devredilen şirketlerin etki alanının çok geniş ve büyük ölçekli olduğunu kaydeden OSBÜK Başkanı Memiş Kütükcü, “TMSF iyi bir çözüm oldu, ancak hiçbir uzman veya hiçbir kayyum firma sahibinin yerini tutamaz.' dedi.
Yıldız DOĞRUER YEMİŞ - Ferit PARLAK
TMSF’ye devredilen şirketlerin etki alanının büyük olduğunun ve yaşatılmaları gerekliliğinin altını çizen Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kuruluşu (OSBÜK) Başkanı Memiş Kütükcü, “Kayyum atamalarına göre TMSF’ye devirler çok daha iyi bir çözüm oldu. Ancak, sahadaki duruma bakmamız ve bu şirketleri yaşatmamız lazım. Yaşatmanın formülünü bulmamız lazım. TMSF’ye devredilenler arasında etki alanı çok geniş ve büyük ölçekli şirketler var. Bu şirketleri kaybetmememiz gerekiyor” dedi.
Üretim Reform Paketi’nde yer alan OSB’lere yönelik düzenlemeler ile ilgili bakanlığın sanayiciden görüş istediğine dikkat çeken Kütükcü, “Hükümetimizin sağladığı teşvikler ve desteklerin sahaya yansıması için artık ekonomiyi konuşmamız gerekiyor. Üretimin rant haline dönüşmesi gerekiyor. Pakette üreticiye avantaj sağlayacak ve üreticiyi heyecanlandıracak maddelerin bulunacak olması hepimizin umudunu artırdı” şeklinde konuştu. OSBÜK Başkanı Memiş Kütükcü Ankara Temsilcimiz Ferit Parlak ve Konya Temsilcimiz Yıldız Doğruer Yemiş’in sorularını yanıtladı.
► Üretim reform paketinin taslağı yayınlandı. Taslağın OSB’ler ile ilgili bölümünü nasıl değerlendirdiniz?
Üretim reform paketine bir bütün olarak bakmak lazım. Bu pakette birçok probleme çözüm üretilmeye çalışılmış. OSBÜK olarak paketin ana fikrinin merkezinde yer alan bir konumdayız. Bu paket OSBÜK’e yeni bir konum kazandırmayı da öngörüyor. Bunların büyük kısmını olumlu buluyor ve destekliyoruz. OSBÜK’te öngörülen yeni yapılanmayı da destekliyoruz. Sanayi Bakanlığımız ile OSBÜK arasında kurumsal bir bağ da var. Bunun çerçevesinin dengeli kurulması gerekiyor. Bakanlığımız OSB’lerin tüm problemlerini OSBÜK üzerinden sürdürmek ve çözmek istiyor. Bir yönetmelikle OSBÜK’ün yönetim tarzı oluşturulmaya çalışılıyor.
► Emlak vergisi gibi muafiyetler de söz konusu. Nasıl karşıladınız?
Sanayiciler olarak bu muafiyetleri uzun süredir talep ediyorduk. Bu muafiyetler psikolojik etki olarak ciddi etkiler yaratacaktır. Sanayicilerin 5 yıl emlak vergisinden muafiyeti, devamında da üretime geçmesi şartıyla yüzde 75 indirimli vergiye tabi olması çok olumlu adımlar. OSB sınırları içindeki tüm hizmetlerini OSB kendi bütçesiyle gerçekleştiriyor. Bu sınırlar içine belediyelerin hiç dahli olmaz. Dolayısıyla OSB’nin yüzde 100’ünü kendi bütçesiyle yaptığı bir yapıdan, belediyelere ödenen emlak vergisi sanayicilerimizin itirazına sebep oluyordu.
► OSB’lerin kamulaştırma hakkı konusunda da sorunlar vardı. Çözülecek mi?
Kamulaştırma yetkisi tamamen teknik bir konu. OSB’ler özel hukukla düzenlenmiş tüzel kişilik olarak tanımlanıyor. Daha önce OSB’ler kamulaştırma yapabiliyordu. Şu anda valilikler ve belediyeler üzerinden yaptırabilir denildi. Bu kamulaştırmalar birçok ilde sorun olabiliyor. OSB’lerin kamulaştırmalarının kendi elleri ile yapılıyor olması çok önemli bir avantaj sağlayacaktır.
► Emsal değer konusunda ne düşünüyorsunuz?
Emsal değer düşüklüğünün işletme maliyetini artırdığına dair tepkiler var. Mevzuatta Türkiye’nin her yerinde emsal değer 0.70’dir. Dikey yapılaşacaksanız emsal artırılabilmeli. Yatay yapılaşacaksanız sınırlar çekme mesafesi ile belirlenmeli. Çekme mesafelerini koruyarak parsel büyüklüklerine göre sektör bazlı, bölge bazlı uygulanabilir. Dikey yapılaşmaya müsait sektörlerde emsal artırılabilir. Özellikle arazi yapılaşması sıkıntılı bölgelerde böyle olabilir. Parsel büyüklüğü belli büyüklüklerin üstüne çıktığında emsal arttırılabilir.
► Enerji yatırımlarında da alım garantisinin süresi konusunda sıkıntılar var. O da çözülür mü?
Sanayi bölgelerinde kurulan yenilenebilir enerji tesislerinde üretilen enerji için devlet 10 yıl alım garantisi veriyor. Peki 10 yıl sonrasında bu tesisler ne olacak. 10 yıl sonrasını bugünden kurgulamak gerekiyor. Yenilenebilir enerji ile üretim kapasitesinin belli oranlara çıkmasına kadar bu alım teşviğinin devam etmesi gerekiyor. Her OSB kullandığı kadar enerji üretebilmeli.
► Döviz kurunda yaşanan hareketlilik piyasayı nasıl etkiliyor?
Dövizle iş yapan insanların tamamı kur dalgalanmalarından etkileniyor. Ticaret hayatında bir tüccar bir sanayici hangi para biriminden kazanç sağlıyorsa o para ile borçlanması gerekiyor.
Kur dalgalanmalarından daha önemli olanı ticaret hayatındaki iş hacmi, kapasite kullanım oranlarıdır. İş hacminiz ve kapasiteniz sorunsuz ise kur dalgalanmalarını yönetebiliyorsunuz. Kurla birlikte kapasite kullanım oranları ve ticaret hacmi daralırsa, bizim için daha büyük bir sorun olur. Kur dalgalanmalarından dolayı ekonomide büyük bir kırılma veya olumsuzluk yaşanmasını beklemiyoruz. Çünkü yıllık oranlara baktığımızda zaman 2016 boyunca yüzde 7.5’lerde bir hareketlilik görünüyor. Dolayısıyla yıllık enflasyonla örtüşen bir kur hareketliliği var.
► Meslek liseleri konusunda OSB’ler olarak bir girişiminiz olacak mı?
OSB’lerde özel endüstri meslek liselerinin kurulmasına teşvik uygulaması getirdi bakanlığımız. Üniversitelerin de sanayinin içinde olmasını önemli buluyoruz.
► Meslek liselerinin özel olması bir handikap mıdır?
Devlet bu konuda sağlıkta özelleştirmeyi teşvik ettiği gibi eğitimde de özelleştirmeyi teşvik ediyor temelde. Bu alanda özelleştirmeyi yanlış bulmuyorum. Ancak devlet iyi bir sistem kurup iyi bir kontrol sağlamalı. Devletimiz gençlerimiz üzerinden bir istismara imkan vermemeli. Sistemde bir disiplin sağlanmalıdır. Biz Konya OSB’de endüstri meslek lisemize modern bir kampus yaptık. Bu okulu sanayicimizle ve belediyelerimizle yaptık. Burayı bir proje okuluna dönüştürdük. Özgün bir model oluşturduk ve sanayicimizin taleplerine göre bölümler oluşturduk. İş garantili öğrenciler yetiştiriyoruz. Gençlerin sanayi kültürünü, çalışma ahlakını ve disiplinini kazanmaları önemli. İnsanlarımızı hem okulda hem sahada eğitmeliyiz. Eğitimde bir eksikliğimiz de hocalarımızın eğitimidir. Hocalarımızın bilgilerini güncellememiz gerekiyor. Fabrikalarda hocalarımızın bilgilerini güncelleyecekleri ortamlar yaratmalıyız. Hocalarımızın sanayi projelerinin içinde olmalarını teşvik etmemiz lazım. Ayrıca bazı korkularımızdan sıyrılarak beyin gücümüzü de rekabete açmamız gerekiyor.
Hiçbir kayyum firma sahibinin yerini tutamaz
► TMSF’nin elindeki, OSB’lerde de etkinliği olan şirketler hakkında ne düşünüyorsunuz?
Hiçbir uzman veya hiçbir kayyum firma sahibinin yerini tutamaz. TMSF iyi bir çözüm oldu. Sahadaki duruma bakmamız ve bu şirketleri yaşatmamız lazım. Yaşatmanın formülünü bulmamız lazım. TMSF’ye devredilen şirketler etki alanı çok geniş, büyük ölçekli şirketler. Ayrıca ortaklarının şahsi mal varlıklarına tedbir konulan şirketler de var. Bir taraftan bu şirketleri de kaybetmemiz lazım. Çünkü şirket ortaklarından bir tanesinin şahsi mal varlığına tedbir konulunca şirket bütün ticari faaliyetlerini yapamaz hale geliyor, firma iş yapamıyor. Bankalar bu şirketlere karşı temkinli davranıyor. İnsanlar bu şirketlerle iş yaparken, daha temkinli davranma ihtiyacı hissediyor. Dolayısıyla gün gün bu şirketleri de kaybediyoruz. Başbakanımız, “Bu ihanet şebekesiyle ilişkisi bulunanlara merhamet etmeyeceğiz” demişti. Biz de iş dünyası olarak böyle düşünüyoruz. Arkasından, “Ancak adaleti de elden bırakmayacağız” demişti. Toplumda adalet duygusunun kaybolmaması, örselenmemesi lazım. Ancak adaletin tesis edilebilmesiyle ilgili sahada bazı olumsuz uygulamalar yaşanıyor. Açıklamalara göre gerçekleşen operasyonların yüzde 93 isabet oranı var. Yüzde 7’nin hakkının hemen teslim edilmesi lazım. Bu süreçlerin hızla sonuçlanması lazım. Yani bu süreçler sonuçlanmaya, hakikaten haklı ya da haksız ortaya konmaya, haklı olanların hakkı teslim edilmeye, haksız olanların da suçlarından dolayı cezalandırılmaları başladıkça adalet duygusuna olan güven artacaktır. Ticaret hayatında algı çok önemlidir. Güven duygusu çok önemlidir. Güven duygusu kaybolursa ticaret bundan çok etkilenir. Süreç uzadıkça hasar büyür ve kalıcı hasarlar oluşur. Adaletin hızlı tesisi ticaret faaliyetlerini olumlu etkileyecektir.
Sanayi üretimi kapasite kullanımı ve büyüme beklentileri düşerken...
Bir yandan yeni yatırımlar için paketler, teşvikler açıklanıyor; hazırlıklar yapılıyor… Diğer yandan sanayi üretimi, kapasite kullanımı ve büyüme beklentilerindeki düşüş hızlanıyor… Ya iç ve dış siyasi gelişmeler üretimi ve büyümeyi baskılıyor; ya alınan kararlar sahaya yansımıyor; ya uygulamada sorun yaşanıyor; ya daha kapsamlı reformlar gerekiyor; ya sahada ne olup bittiği görülmüyor; ya da üretim ve büyümeyi sağlamak için bu maddelerin tamamına ayrıntısıyla bakmak gerekiyor… Yatırımların odağında bulunan sanayi bölgelerimizin üst kuruluşu olan OSBÜK’ün Başkanı Memiş Kütükcü’den yaşanılan durumu değerlendirmesini istedik. Kütükcü’nün anlattıkları atılması gereken adımlara ışık tutuyor…
Kütükcü'den
✓TMSF’deki şirketler atıl bırakılmamalı, gerekirse çabucak satılmalı
✓Adaletin yavaş tesisi, ticari faaliyetleri olumsuz etkiler
✓Arsa değil, üretim rantı dönemi başlamalı
✓Enerji yatırımlarında alım garantisinin süresi uzatılmalı
✓Enflasyon oranında artan döviz kuru, zarar vermez
✓Emlak vergisi gibi muafiyetler, küçüktür ama psikolojileri olumlu etkiler
✓KOBİ’lerin sermaye yönetimi problemini çözmek için çalışacağız
✓Geçmişten daha deneyimliyiz, ümitli olmak için çok şeyimiz var