Yeni dönemde enerjide üç öncelik
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Dönmez, yeni dönemde enerji sektöründe belirledikleri üç öncelik olduğunu ifade ederek, "Bunlar finansal sürdürülebilirlik, politik sürdürülebilirlik ve katılımcılık. Fakat zamana ve şartlara bağlı olarak bu öncelikleri artırabiliriz" dedi.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez Bakanlığın yeni dönemdeki çalışmaları ve önceliklerini değerlendirdi.
Yeni sisteme geçilmesiyle Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı bünyesinde de bazı değişimlerin yaşandığını hatırlatan Dönmez, bu kapsamda Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğünün Enerji İşleri Genel Müdürlüğü ile birleştirilerek, yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği gibi ana konuların, arz güvenliği ve enerji politikalarıyla entegre edildiğini kaydetti.
Maden İşleri Genel Müdürlüğü ile Petrol İşleri Genel Müdürlüğünü de birleştirdiklerini aktaran Dönmez, şöyle konuştu:
"Devletin yer altı haklarını ilgilendiren ve bir anlamda imtiyazlarımızı verdiğimiz maden ve hidrokarbonlar alanındaki bu iki genel müdürlüğü Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü (MAPEG) olarak birleştirdik. Yer altı kaynaklarında orta vadede yatırımcıya daha uyumlu bir sistem sunmayı planlıyoruz. Nükleer Enerji Genel Müdürlüğü ve Nükleer Düzenleme Kurumu ile nükleerin kurumsal yapılanmasını da ileri bir aşamaya taşımış olduk. Elektrik Üretim AŞ ve Türkiye Elektrik Ticaret ve Taahhüt AŞ'nin birleşmesiyle ise verimliliği artırmayı hedefledik. Ayrıca, Nadir Toprak Elementleri Enstitüsü ile de ülkemiz için çok stratejik bir alanı da doldurmaya başladık. Dolayısıyla mevcut değişikliklerle zamanın ruhunu yansıtan, Milli Enerji ve Maden Politikamızı daha hızlı yürütmemizi sağlayacak yapısal bir değişimden geçiyoruz. Bu yapısal değişimi yönetmek için sektörün yakından tanıdığı, tecrübeli, deneyimli, masanın iki tarafında da yer almış, sorunları bilen bir ekibimiz var. Bizlere düşen en önemli görev çok çalışmak."
"Yatırım ve yatırımcıların devamlılığı çok önemli"
Dönmez, yeni dönemde enerji sektöründe önceliklerini belirlediklerini ifade ederek, "Bunlar finansal sürdürülebilirlik, politik sürdürülebilirlik ve katılımcılık fakat zamana ve şartlara bağlı olarak bu öncelikleri artırabiliriz. Bizim için yatırım sürdürülebilirliği temel amaç. Türkiye’ye güvenip yatırım yapmış yerli ve yabancı tüm yatırımcılar bizim yatırımcımızdır." dedi.
Türkiye'de bugün enerji arz güvenliği sorununun bulunmamasının elini taşın altına koymuş yatırımcılar sayesinde olduğunu belirten Dönmez, şunları kaydetti:
"Yatırım ve yatırımcıların devamlılığı çok önemli. Açıkçası piyasaya güvenin temeli de budur. Politik sürdürülebilirlik açısından Milli Enerji ve Maden politikamızı devam ettireceğiz. Yani Ar-Ge, teknoloji, nükleer, yerlilik, yerli ve yenilebilir kaynaklar bizler için önemli olacak. Arz güvenliği ve öngörülebilir bir piyasa yapısı hedeflerimiz aynı şekilde sürecek. Kurumsal yapılanmalar olgunlaştırılacak. Serbest piyasanın teminatı bağımsız bir Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu bizler için önemli olmaya devam edecek."
Tüketici odaklı ilk konferans
Yeni dönemde yapacakları toplantılarla sektörün paydaşlarıyla bir araya gelmeyi sürdüreceklerini dile getiren Dönmez, "Sonbahar aylarında sektörde ilk kez 'Enerji Tüketici Konferansı' düzenlemeyi planlıyoruz. Katılımcılık noktasında gerek Bakanlığımızın çalışanları, gerek sektörle bizleri daha çok bir arada göreceksiniz." dedi.
Dönmez, Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (YEKA) ihalelerinde mevcut takvim ve sürecin aynen devam ettirileceğini söyledi.
Çayırhan sahası için yaklaşık iki yıl önce kilovatsaat üzerinden açık eksiltme usulüyle gerçekleştiren ihalenin önemli bir adım olduğunu ifade eden Dönmez, şunları kaydetti:
"Bu kapsamda 5 bin megavatlık hedefimiz var. Yerli kömür bizim için çok önemli ve bu konuya önem vermeye devam edeceğiz. Oluşturduğu istihdam, ithalatı ikame etmesi ve bölgesel faydası çok yüksek. Bu santrallerin çevreyle dost şekilde çalışmasına dikkat ediyoruz. Yoksa çevreye etkisi olmayan bir üretim türü yok. Güneş, rüzgar, aklınıza en temiz enerji kaynağı ne geliyorsa, bunların bulunduğu ortama bir etkisi var. Bu etki bazılarına göre dramatik, bazılarına göre daha az. Bu hassasiyetlere hem Çevre ve Şehircilik Bakanlığı hem biz hem de yerel idareler azami dikkat gösteriyor."