Yalıtım büyüdü, sırada ‘yanmazlık’ var

BASF’tan aldığı bir teknolojiyle yangına dayanıklı panel de üreten Teknopanel, Amerikan pazarına da bu ürünle adım atacak. Teknopanel, bu alanda Türkiye ihracatının yüzde 20’sini tek başına karşılıyor

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Derya EĞRİCAN GÜLEÇ

MERSİN Türkiye bir taraftan enerji açığını gidermek için alternatif enerji kaynaklarına ve nükleere yönelirken, bir taraftan da ısı yalıtımı yaparak var olan makası daraltmak istiyor. Binalara ısı yalıtım zorunluluğu gelirken, bankaların da enerji tasarrufunu sağlayacak bu yalıtım için uygun kredi vermesi teşvik ediliyor. Tüm bu teşvikler ile yalıtım sektörünün yıldızı parlarken, önümüzdeki yıl da sektörün öne çıkacağı düşünülüyor. 

Yalıtım sektöründe panel üreten ve bu alanda Türkiye’de ikinci sırada yer alan ihracatta ise Türkiye ihracatının yüzde 20’sini gerçekleştiren Teknopanel, Sakarya 2. OSB’deki yeni yatırımı ile sektörde liderliğe oynuyor. BASF’tan aldığı teknolojiyle yanmaz panel üretimine de başlayan firma, Amerikan standartlarına uygunluk almış. Firma böylece pazar payını da artıracak.

Yurtdışında ise özelikle Irak pazarında oldukça iddialı olan firma, en çok ihracatı bu ülkeye gerçekleştiriyor.  Irak pazarında yerel üreticinin ardından 2’nci sıradaki pazar payı ile Türkiye’nin yanı sıra Irak’ta da sektörde söz sahibi.

Sakarya 2. OSB’deki yatırımını kısmen devreye alan ve yılbaşında ise tam anlamıyla üretime başlayacak olan Teknopanel, bu sayede yıllık 10 milyon metrekare üretim kapasitesine ulaşacak. Bu rakamla sektörün lideri olmayı hedeflediklerini dile getiren Teknopanel AŞ Genel Müdürü Orhan Kahveci, yeni yatırımlarını yurtiçi ve dışı pazarlardaki hedeflerini, sektörün ihtiyaçlarını, yeni ısı yalıtım yönetmelikleriyle yaşanan hareketleri ve ihracatta yaşanan sıkıntıları anlattı.

Koç’un beni iyi yetiştirdiğini anladım

Kahveci, faaliyete 2005’te başlayan ve 9 ortaklı bir şirket olma özelliğini taşıyan Teknopanel’in kuruluş hikâyesini şöyle anlatıyor: “Teknopanel öncesi 20 yıl İzocam AŞ’de çeşitli kademelerde görev aldım, bu nedenle yalıtım sektöründe ciddi deneyim edinmiştim. 20 yılın sonunda İzocam’dan ayrıldım. Kendi işimi kurmak istiyordum. Çevremdeki dostlarıma hazırladığım fizibiliteyi sundum. Onların desteği ile Teknopanel AŞ kuruldu.”

O yıllarda İzocam’ın Koç Grubu’nda olduğunu hatırlatan Kahveci, bugün kurdukları şirketin başarısının da Koç Grubu’nda öğrendiği disiplin sayesinde geldiğini vurguluyor. Kahveci, “Koç Grubu’na büyük saygım var. Beni iyi yetiştirdiklerini 20 yıl sonra ayrıldığımda öğrendim” diyor.

İç pazarın yüzde 20’sine hakimiz

Sektörün hızla geliştiğini, 2005’te 14 -15 milyon metrekare olan yalıtım malzemesi tüketiminin bugün 30 milyon metrekareleri aştığını ifade eden Orhan Kahveci, sektöre getirdikleri yeniliklerle bu gelişimden Teknopanel’in de iyi paylar aldığına değiniyor. Kahveci, “Büyümemizin en önemli sebebi yaptığımız ürünün kaliteli olması” diyor ve ekliyor: “İkinci olarak ürettiğimiz ürünün arkasında olmamız da güveni artırmada büyük rol oynuyor. Maalesef sektörümüzde firmalar ürünlerinin arkasında çok fazla durmuyor. Biz şirketi kurarken bu açığı da biliyorduk. Bu nedenle farklı bir uygulama getirip hatalı yaptığımız ürünlerin arkasında durup geri aldık. Yerine yenisini verdik. Bu durum güven verdi. Ayrıca yeni bir uygulamayla satışları tamamen bayilik üzerinden yaptık ve firma olarak biz uygulamaya girip bayimize rakip olmadık. Bu sektöre bir taraftan yenilik getirirken diğer taraftan da başarıyı getirdi.”

Yeni bir marka oluşturmakta başlangıçta çok zorlandıklarına da değinen Orhan Kahveci, fuar ve tanıtım çalışmalarına büyük önem verdiklerini söylüyor. “İlk yıl katıldığımız fuarda ‘siz kimsiniz’ dediler, ikinci yıl ‘yine burada mısınız’ dediler. Üçüncü yıl daha büyük hole geçtik derken güven oluştu” diyen Kahveci, yurtdışı fuarlara da katıldıklarını, bu fuarlarda da ürün satışından çok yeni firmalarla tanışmaya özen gösterdiklerini ve bu yaklaşımlarının meyvesini de sonrasında topladıklarını söylüyor. Yaptıkları çalışmalarla 3 yılda üretimlerinin yaklaşık yüzde 35’ini ihraç eder duruma geldiklerini kaydeden Kahveci, “Yurtiçindeki pazar payımız da yüzde 3-5 arasındaydı. Şimdi bu oranı yüzde 20’ye çıkarttık.”

Irak’ta Türk firmaları arasında lideriz

Sektörde şu anda 14 firmanın faaliyet gösterdiğini, bunlardan 3’ünün geçen yıl devreye girdiğini bildiren Orhan Kahveci, bu firmaların Irak pazarına yakın olması nedeniyle Adana, Gaziantep ve Şanlıurfa’da kurulduğunu anlatıyor. Kahveci, sektörde Irak pazarının oldukça canlı olduğuna da dikkat çekip bölgenin özelliklerini şöyle özetliyor: “Irak önemli bir pazar. Biz firma olarak yalnızca Kuzey’e değil, Basra’ya kadar satış yapıyoruz. 2006 - 2007 yıllarında bölgenin en hareketli olduğu dönemlerde kimse Irak’a gitmeye cesaret edemezken biz gittik. O pazarda başta zorlanıyorsunuz çünkü İran, Suudi Arabistan, Kuveyt gibi ciddi rakipler var. İlk yıllarda Assan’ın da Irak pazarında ciddi bir payı vardı. Biz bu zorlu rakiplerin arasına girdik ve Türkiye’de olduğu gibi orada da sistemimizden ve kalitemizden taviz vermedik. Güven oluşturup iyi kanallar bularak kısa sürede Irak’ta yerel bir panel üretici de olmasına rağmen Türkiye’den ihracat yapan firmalar arasında liderlik koltuğuna oturduk. Şu anda yerel üreticinin ardından Irak’ta en fazla satış yapan ikinci firmayız. Yerel üretici bu yıl yaptığı yatırımla üretim kapasitesini 2,5 milyon metrekareye çıkardı. Biz ise geçen yıl Irak’a 1 milyon 400 bin metrekare panel sattık. Irak’ta toplam panel pazarı 7-8 milyon metrekare civarında. Böyle bakınca Iraklı yerel üreticiyle birlikte buradaki işlerin yarısını yapıyoruz. Pazar payımız ise gün geçtikçe artıyor çünkü ürün yelpazemiz oldukça geniş. İstenilen her ürünü verebiliyoruz. Alıcının ürünün bir kısmını bizden kalanını diğer üreticilerden alma şansı da yok çünkü kalite farkı ortaya çıkıyor. Bizi Irak’ta en fazla yerel üreticinin uzun vadeler açarak güvene dayalı satış yapması zorluyor.”

Afrika’ya marjinal ürün satıyoruz

Son dönemlerde sektör temsilcilerinin ihracatta özellikle Ortadoğu pazarında sıkıntılar yaşadığına dikkat çeken, Suriye pazarının bittiğini, İran pazarının kan kaybettiğini vurgulayan Orhan Kahveci, “İhracatımız yüzde 30 seviyesinde ama Suriye ve İran’da sıkıntılar var” diyor ve ekliyor. “İran’da ihracatımız 5 milyon dolar seviyelerine ulaşmıştı ama bir milyon dolara geriledi. Mısır pazarı da son olayların ardından durdu. Libya başladı ama istikrar yok. Biz de Afrika pazarına yöneldik.” Afrika pazarında Türk firmalarıyla konsorsiyuma gittiklerini kaydeden Kahveci, şöyle konuşuyor:  “Türk firmaları Afrika’da fabrika yapıyor. İzolasyon malzemelerini biz götürüyoruz. Ancak Afrika zor bir pazar. 2012 ihracatımız 1 milyon 750 bin metrekare, bu da 26 milyon dolara denk geliyor. Bu yıl daha da iyi. Çok marjinal ürünleri satmaya başladık. Katma değeri yüksek ürünler satılmaya başlandı.Metrekare fark etmedi ama bu ürünler ciromuzu yukarı taşıdı. Birkaç Lübnan firmasıyla ciddi işler yapıldı. İyi kontaklarımız var özellikle soğuk oda konusunda. Lübnan’da iki firmayla çalışıyoruz ama giden malzemenin hiçbiri Lübnan’a gitmiyor Afrika’da iyiler, bizden aldıkları ürünü Afrika’ya götürüyorlar. Toplamda 19 ülkeye ihracatımız var.”

Yüzde 15 büyüdük

İnşaat sektörüyle, yatırımlarla, devlet teşvikleriyle panel sektörünün büyüme bağlantısının büyük olduğuna değinen Orhan Kahveci şöyle devam ediyor: “Bu yıl sektörde yüzde 4-5’lik büyüme görüyorum. Biz ise geçen yılı biraz durağan geçirmemize, büyümenin yatay seyretmesine karşın bu yıl ilk 9 ayda geçen yıla oranla yüzde 15 net büyüdük. Yılsonunda bu rakamın daha da yukarı çıkacağına inanıyorum. Sakarya 2. OSB’deki fabrikamız bu dönemde kısmen devreye alındı. Aralık ayı sonunda orada da üretime geçmeyi planlıyoruz. O zaman en büyük rakibimiz ile kapasite farkımızı eşitleyip 10 milyon metrekareye çıkaracağız. Sektörde satışta en büyük potansiyele Marmara sahip. Navlunlar zorluyor. Oradaki yatırımımızın devreye girmesiyle navlun sorununu çözeceğiz, Marmara’dan pay alabileceğiz.”

İlk etaptaki hedeflerinin Marmara’nın bu alandaki pastasından 1 milyon metrekarelik pay almak olduğunu da belirtiyor Kahveci ve  “Pazarın 30 milyon metrekare olduğunu düşünsek yüzde 3’e denk geliyor. Ayrıca BASF’ın teknolojisiyle yangına dayanımı yüksek olan PIR (poliizosiyanurat) dolgulu panel üretimine başladık. Amerikan standartına göre bu ürün FM testinden geçti. Yangın dayanımı daha yüksek olan ürünün pazar payımızı arttıracağına inanıyorum” diyor.

Irak, ihracat parası ve iki pantolon hikayesi...

İhracatta ilginç olaylarla da karşılaşıyoruz. Bir akşam fabrikadan çıkıyorum. Kimse de kalmamış. Güvenlikten aradılar. Kötü bir Türkçeyle biri arıyor. ‘Ben sizden panel almak istiyorum’,  sınırı geçmiş Silopi’deymiş ‘Mersin’e geleceğim. Bir otelde kalırım’ diyor. ‘Telefonumu vereyim sabah ara beni, ben seni aldırırım’ dedim. Gelen kişi Kerkük’ten bir Türkmen’di. Irak’a sattığımız ürünün yan bantlarından bulmuş telefonu. ‘2 TIR panel alacağım ama şartım var, ben başında durup ürettirip arabaya yükleyeceğim’ dedi. Gerçekten de 2 gün işin başında durdu, panelleri üretip hepsini arabaya yükledikten sonra odama gelip oturdu kahve içti. Sonra ayağa kalktı ve kemerini çıkarıp soyunmaya başladı. Pantolonunun altında bir pantolon daha vardı parayı masaya koydu ve peşin ödeme yaptı. Çok şaşırmıştım. Bu anlattığım kişi artık rahmetli oldu ama halen çocuklarıyla ticaretimiz devam ediyor.Şu anda Kerkük’teki en önemli kalemiz konumunda. Irak pazarında dostluklarınızı iyi kurarsanız artı değeri yüksek oluyor.

Yalıtım malzemelerine büyük talep var

Isı yalıtım sektöründe bir taraftan yeni yatırımlara hitap ederken diğer taraftan önceden inşa edilmiş binaların izolasyonlarının yapılmasına hitap ediyoruz. Ayrıca yeni Isı Yalıtım Yönetmeliği’ne göre binaların ısı yalıtımını yapması zorunlu hale geldi. Bunun sağlanması için bankalar kredi kolaylıkları sağlıyor. Ülkemizde bu kadar enerji açığı varken bu çok doğru bir uygulamadır. Artık insanlar biliyor ki evleri izole ederlerse minimum yüzde 25 enerji tasarrufu sağlanacak.

Irak pazarında kan kaybı yaşıyor

Sektörde günden güne zorlaşan bir ortam var. En büyük sıkıntımız Irak pazarında ciddi bir kan kaybı olması. Bunun nedeni de yüksek navlunlar, yüksek vergi oranları ve denetim kuruluşlarına ödenen rakamlar. İhracat yapan firmaların bir sıkıntısı da KDV iadelerindeki geç geri alışlar. Cirosu yüksek ihracatlarda daha da sıkıntılı. 1 milyon TL civarında alacağımız doğdu 5-6 ay sonra alabiliyorsunuz. 2023 hedeflerine ulaşmak istiyorsak bu tür uygulamalar yeniden gözden geçirilmeli.

Standartlaşma için dernek kurulması şart

Maliyetleri düşürecek bir diğer unsur ise hammadde. Temel hammadde MDI Türkiye’de üretilmiyor. Dünyada da 5 yerde üretimi var. Bu ürün otomobilden, mobilyaya, beyaz eşyadan ayakkabıya kadar hemen her sektörde kullanılıyor ve Türkiye’nin MDI ithalatı yaklaşık yıllık 115 bin ton ve bu da 300 milyon euroya denk geliyor.  Burada üretim yapılsa yalnızca Türkiye’ye değil, çevre pazarlara da satış yapılabilir. Panel Üreticileri Derneği kurma aşamasındayız. Bu derneğin kurulması şart. Böylece hem sektörel sorunlar tartışılacak hem de Türkiye’de izolasyon bilinci oluşması sağlanacak.

Bu konularda ilginizi çekebilir