Voltaj regülatörüyle başlamıştı, şimdi güneş santralleri üretiyor
Yarım asır önce siyah beyaz televizyonlara regülatör üreterek Türkiye'de evlere giren Tuncmatik, aynı zamanda ilk oto sinyal flaşörünü de imal etmişti. Şimdi de yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapıyor.
Hülya KESKİN
Kentleşme ile her evin enerji ihtiyacının voltaj düşüklüklerine neden olduğu dönemde bir mucit Tuncmatik'i kurdu. Her şey, elektrik mühendisi Tuncay Özer'in Türkiye'de enerji sorunlarına kafa yormasıyla başladı. Türkiye'nin ilk oto flaşörü, ilk regülatörü bunun sonunda doğdu. Kendi isminin ilk dört harfi ile 'otomatik' kelimesinin son dört harfini birleştiren mucit Özer, böylece duyan herkesin anlamını merak ettiği "Tuncmatik" ismiyle yola çıktı.
Türkiye, 1960'lı yılların sonunda farklı bir dünyanın kapılarını aralayan siyah beyaz televizyonlarla tanıştı. Bu kutunun her evdeki yeri çoktan hazırdı. Ama hazırlıksız yakalanan kullanıcıların önemli bir sorunu vardı. O dönemde ülkedeki voltaj çok düzensiz ve düşüktü. Televizyonlar da analog sistemde çalıştığı için voltaj düşüklüğü adeta bu farklı dünyanın kapısına kilit vuruyordu. Televizyonu olan her aile bu sıkıntıya son vermek için regülatör almaya başladı. 1969'dan 1979'a kadar evlerin başköşesinde bulunan televizyonun yanında kırmızı ışıklı düğmesi olan kahverengi bir kutu yer aldı. Bu kutu 10 yıl boyunca evlerdeki iktidarını korudu. Bu kutunun adı voltaj regülatörü idi. Bu keşfin altında imzası olan firma ise Tuncmatik'di. Firma ses getiren ürünlerine buzdolabı regülatörü, alternatör ve jeneratör grupları, yuvarlak gövde DC elektrik motoru, online kesintisiz güç kaynağı ile devam etti.
İki farklı şehre iki ayrı ilk
Bu serüven Tuncmatik'i güneş enerjisi santralleri üreten bir konuma getirdi. Firmanın yan kuruluşu Powergie, geçtiğimiz günlerde Gaziantep'teki Tad Piliç tesisine 10 bin metrekarelik bir alan üzerine güneş enerji santrali kurdu. Yılda 800 bin kWh enerji üretiminin hedeflendiği santral, tasarımı bakımından mini merkez inverter kullanılarak inşa edildiği için Türkiye'de bir ilk. Firma bununla da yetinmeyip Afyonkarahisar'a OSB'de Hoca Elektrik için ilk güneş enerjisi santralini de inşa etti.
İşte tüm bu ilkleri Türkiye'ye kazandıran Tuncmatik'in Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Özer ile konuştuk. Türkiye'nin ve firmalarının enerji gündemi hakkında bilgi veren Tuncmatik Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Özer, Türkiye'de kadrolu çalışanlarından servis ve bayi görevlilerine kadar yaklaşık 500 kişilik bir aileden oluştuklarını, ülke genelinde toplam 58 noktada servis merkezi kurdukları söyledi. Özer, "Bir Türk markası olarak dünyanın 20 ülkesine ürün satıyoruz. Rakiplerimizden bu konuda ayrıştığımız nokta ise kendi markamızla ürün satıyor olmamız. Biz fason üretim yapmıyoruz. Geçtiğimiz yıllarda hep gelişen pazarlara ağırlık verdik. Çünkü artık Avrupa pazarı doymuş bulunuyor. Biz ihracatta halen yapılanmakta olan Kazakistan, Özbekistan, Ukrayna ve Rusya gibi ülkelere ağırlık veriyoruz" dedi.
Almanya'dan avantajlıyız ama...
Özer'in gündeminde şimdi güneş enerjisi var. "Türkiye güneş enerjisi konusunda oldukça şanslı. Hatta Türkiye, Avrupa'nın en iyi ikinci potansiyeline sahip. İlk sırada ise İspanya geliyor" diyen Özer, tüm bunlara karşın Türkiye'de güneş enerjisi santralleriyle ilgili yasal düzenlemenin yalnızca bir yıllık geçmişe sahip olduğunu anımsattı ve "Bu tam bir ironi. Almanya'da gerekli yasal düzenlemeler 1990'lı yıllarda yürürlüğe girdi. Türkiye'nin en az güneş alan bölgesi kadar güneş görüyor Almanya. Ülke erken başlatılan hukuki sürecin ardından şimdi bu durumun avantajlarını yaşıyor" diye konuştu.
Türkiye potansiyelinin ilk önce hükümet tarafından anlaşılması gerektiğini vurguluyan Özer ve şu bilgileri verdi: "Yasal düzenlemeyle ilgili ciddi sorunlar var. 29 Aralık 2011'de ‘Yenilenebilir Enerjiler Kanunu' çıktı. Ama yönetmelik yoktu. 6 ay yönetmeliğin hazırlanmasını bekledik. Yönetmelik tamamlandı bu kez de tebliğ süresi başladı. Tüm bu süreçler 2012 eylül ayında sona erdi. Bu tarihten itibaren başvurular yapıldı. 6 ay sonra ise Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu'ndan bir yazı geldi. Yazıda güneş santrali ile enerji üretimi konusundaki tüm başvuruların dondurulduğu açıklandı. Yönetmeliğin baştan yazılması kararı alındı. 6 aylık sürede yapılan başvurular için stoklar tamamlanmak üzere. Başvurunun ardından firmalara 6 aylık süre tanınıyor. Eğer bu sürede projeler hayata geçirilmez ise iptal ediliyor. 4 ayı da geride bıraktığımıza göre projeler için yalnızca iki ay kaldı."
"Güneş enerjisi santralleri nükleerden daha ucuz"
Dünyanın nükleer santrallerden vazgeçmesine karşın Türkiye'nin bu alana yöneldiğini hatırlatan Özer, nükleer santrallerin kurulumlarından 10 yıl sonra devreye girdiğini ve yakıt maliyetinin olduğunu söyledi. "Güneş enerjisi santrallerinin inşası 10 yıl sonra ciddi olarak ucuzlayacak. Zaten bu santrallerin yalnızca yatırım maliyeti var. Teknolojisi de ucuzlayacak. Güneş enerjisi santrallerinin endüstriyel ömrü 30 yıl. Şu anda dünyada 40 yılı aşkın süredir işleyen çok sayıda tesis var. Kurulumları da 3 ila 6 ay arasında tamamlanıyor. Bu sürecin ardından da hemen enerji üretimi başlıyor. Güneş enerjisi panelleri ısının daha düşük ama güneş ışınlarının yoğun olduğu bölgelerde daha iyi verim sağlıyor. Örneğin Antalya çok güneş alıyor ama ısı yüksek. Isının da yüksek olması enerjideki verimi düşürüyor. Bunun yanı sıra rüzgârı çok olan Alaçatı'da rüzgar ısıyı alıp götürdüğü için paneller o kadar ısınmıyor ve çok daha fazla verim sağlanıyor" dedi.