VOITERM’in geliştirdiği kapalı devre elektronik seçim sistemi kullanıma hazır
Türkiye'de de hız kazanan elektronik seçime geçiş çalışmaları ilk meyvelerini vermeye başladı. Teknoloji şirketi VOITERM, Türkiye'nin ilk kapalı devre elektronik seçim sistemini geliştirdiğini açıkladı.
Uluslararası Demokrasi ve Seçim Yardımı Enstitüsü verileri, elektronik seçim sistemlerinin dünya çapında 5 ülkeden biri tarafından benimsendiğini gösteriyor. ABD, Estonya, Brezilya gibi ülkelerin ulusal ve bölgesel seçimlerde dijital oylama sistemini kullandığı bilinirken, dijital dönüşümde bölge lideri olan Türkiye’de elektronik seçim sistemine geçiş için yasal hazırlıklar sürüyor. Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanı Ahmet Yener’in mayısta gerçekleştirilen seçimlerin akabinde yinelediği “Türkiye’nin elektronik seçime geçmesinin şart olduğu” yönündeki söylemleri de bu durumu doğrularken, Türk mühendisler de hazırlıklara başladı. Cengiz Pişirici tarafından kurulan teknoloji şirketi VOITERM, Türkiye’nin ilk kapalı devre elektronik seçim sistemini geliştirdiğini açıkladı. Oy kullanma işleminin gerçekleştirildiği cihaz ve sunucu olmak üzere iki temel bileşeni içeren dijital seçim sistemi, kullanıma hazır.
Konuyla ilgili değerlendirmelerini paylaşan VOITERM Kurucusu ve Genel Müdürü Cengiz Pişirici, “Dijitalin ve kağıt pusulanın kesişimiyle oluşturulan elektronik seçim altyapılarının güvenliğine ilişkin en güncel örnek ABD’de yaşandı. ABD federal seçim altyapısı yetkilileri, ABD'nin tartışmalı seçimlerinden biri olan 2020 seçimlerinin, ülkenin en güvenli seçimi olduğunu açıkladı. Sahte oylara ilişkin iddialar, her oya ilişkin kağıt kayıtların dijital kayıtlarla karşılaştırılmasıyla geçersiz kılındı. VOITERM olarak; yetkililerin, oylama güvenliğini artırdığına dikkat çektiği bu uygulamanın daha gelişmiş versiyonunu Türk mühendislerin AR-GE çalışmaları sonucunda kullanıma hazır hâle getirdik” dedi.
“Kağıt oy pusulasıyla yapılan seçimler, zahmetli ve masraflı”
Ülkemizin e-Devlet Kapısı gibi bir altyapıyla dünya çapında kamu hizmetlerinin dijital dönüşümünde lider bir konumda olduğunu vurgulayan Cengiz Pişirici, “Tam da bu sebeple ülkemiz, seçimlerin dijitalleşmesi yolunda da çağı yakalayan, dünya çapında örnek uygulamalar hayata geçirebilir. Artan kağıt ve kırtasiye maliyetleri düşünüldüğünde, kağıt oy pusulalarıyla gerçekleştirilen seçimler ekonomimiz için yük oluşturuyor. Kamuya dikkate değer maliyetlere sebep olan bu seçimler, titizlikle yürütülse de, seçim güvenliği tartışmaları, manipülasyon iddiaları, seçmen hataları demokrasiye gölge düşürme riski taşıyor. VOITERM olarak geliştirdiğimiz dijital seçim sistemi, tüm insan ve personel kaynaklı hataları en aza indirirken, seçimlerin ülke çapında adil, güvenli ve şeffaf bir biçimde yapılmasının önünü açıyor. Oy verme ve oy sayım süreçlerini hızlandırmayı ve kolaylaştırmayı vaat eden,5 yıllık bir fikir sürecini takip eden 15 aylık titiz Ar-Ge aşamalarının ardından sona gelinen Türkiye’nin dijital seçim sistemi, hem seçmen gizliliğini gözetiyor, hem de oy kullanımlarının sağlamasını yaparak hızlı, çevre dostu, güvenilir seçim süreçlerini mümkün kılıyor” dedi.
Blockchain ile seçim sistemi bazı noktalarda kesişmektedir. Ancak bu kesişme tamamen örtüşme anlamına gelmediği için fizibil değildir. Global bir yapıya sahip olan blockchain ile seçim sisteminin örtüşebilmesi için mutlaka tavizler verilerek dönüştürülmeleri gerekir. Aksi takdirde artı gibi gözüken unsurlar kayıplar oluşturabilir.
Kablosuz haberleşme teknolojileriyle kapalı devre dijital seçim
VOITERM olarak demokrasinin temel taşı olan seçme ve seçilme hakkını modern teknolojiyle buluşturduklarının ve bu sayede çağı yakaladıklarının altını çizen Cengiz Pişirici, “İnsanlık var olduğu sürece, seçimler de hep olacak. Kapalı devre kablosuz haberleşme teknolojilerini kullanan VOITERM; yalnızca Cumhurbaşkanlığı, milletvekilliği ve yerel seçimler için geliştirilmedi. Ticaret, sanayi ve meslek odaları, siyasi partiler, spor kulüpleri ve federasyonlar, sendikalar, sivil toplum kuruluşları, hatta siteler tarafından seçimlerde kullanılabilecek ve ihtiyaca göre özelleştirilebilecek şekilde tasarlandı. Vaat ettiğimiz elektronik seçim teknolojisi, Türkiye’de başarılı sonuçlar verdikten sonra, ülkemizin teknoloji ihracatı kalemlerine eklenme potansiyeli taşıyor. Kullanımı kolay, hızlı ve güvenli bir sistem sunan ve son teknolojiyle bugünün dijitalleşme gereksinimlerine yanıt veren VOITERM dijital seçim sistemi, demokratik katılımı artırabilecek, tüm seçim süreçlerinden maliyet tasarrufu sağlayabilecek, seçim ve demokratik oylamaların çevresel etkilerini azaltabilecek, dünya çapında demokrasinin gelişimini destekleyebilecek nitelikte bir teknoloji” ifadelerini kullandı.
“Türkiye’nin ilk dijital seçim altyapısı kullanıma hazır”
Türkiye’de dijital seçim sistemine ilişkin bugüne dek elle tutulur bir çalışma görülmediğini hatırlatan VOITERM Kurucusu ve Genel Müdürü Cengiz Pişirici, değerlendirmelerini şu ifadelerle sonlandırdı:
“Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve YSK Başkanı Ahmet Yener, Türkiye'nin elektronik seçime geçişine yönelik planları olduğunu çeşitli konuşmalarında vurguladı. Dijital seçim sistemine geçiş kararını devletimizin yetkili organları vereceklerdir. Kademeli bir şekilde dijital seçim sistemine geçiş vatandaşlarımızın sisteme alışmasını ve güvenmesini sağlar. Yurtdışı temsilcilikler, gümrük kapıları, belirli pilot bölgeler seçilerek değerli halkımız dijital seçim sistemi ile tanışabilir.
VOITERM, seçim işlemini basit, hızlı ve güvenilir hale getirdi. Seçmen elindeki barkod kodunu (TC kimlik, barkodlu üyelik kart gibi) cihaza okutarak aday seçim ekranına yönlendirilmektedir. Seçmen, hangi aday için oy kullanımını gerçekleştirdiği anda, cihaz üzerindeki yazıcı oy verilen aday kişinin ‘oy verdi’ bilgisini basılı hale getiriyor. Bu bilgi aynı zamanda dijital sunucuda da saklanıyor. Bu sayede mükerrer oyların önüne geçilirken, teknoloji tarafından kabul görmüş ve kullanımda olan kriptografik şifreleme algoritmaları ile seçim ve seçmen güvenliği de sağlanıyor. VOITERM olarak Türkiye'nin ilk dijital seçim altyapısını uygulamaya tamamen hazırız. Hem ekonomik hem çevresel maliyetler düşünüldüğünde, geleneksel seçim sisteminin kademeli bir biçimde dijital ortama taşınmasında ve elektronik oylama sistemine geçilmesi sürecinde üzerimize düşeni yapmak için heyecanlıyız.”