Üniversite hastanelerinin borçları medikalcileri zorluyor
SEİS Başkanı Demir, üniversite hastanelerinin 2016 yılı itibarıyla medikal firmalarına 5,5 milyar lirayı aşkın borcunun bulunduğunu açıklayarak, "Sektörün, sorunun çözümü konusundaki fikri çok net. Nisan 2016'da alınan EKK kararları hayata geçirilmeli" dedi.
Türkiye Sağlık Endüstrisi İşverenleri Sendikası (SEİS) Başkanı Metin Demir, üniversite hastanelerinin 2016 yılı itibarıyla medikal firmalarına 5,5 milyar lirayı aşkın borcunun bulunduğunu belirtti.
Demir, üniversitelerin medikal firmalarına borcunun sadece parasal bir sorun olmadığını, sistemle ilgili sıkıntı yaşandığını söyledi. Tıbbi cihaz ödemelerindeki gecikmelerin sektörün nakit akışını bozduğuna ve geç tahsil edilen alacakların en kronik sorun haline geldiğine dikkati çeken Demir, sürdürülemez hale gelen bu durumun tıbbi cihaz sektörüne büyük darbe vurduğunu ifade etti.
Demir, üniversite hastanelerinin bir yandan eski borcu taksitlendirerek ödemeye çalıştıklarını, diğer yandan mevcut hizmetlerini yürütebilmek için yaptıkları yeni alımların parasını ödemeye çalıştıklarını vurgulayarak, "Bu gelir-gider dengesizliğiyle sağlık hizmetlerini yürütmeleri mümkün görünmemektedir." diye konuştu.
Sorunun kaynağı çalışma yöntemi farklılığı
Kamu maliyesinin üniversite ve kamu hastaneleri konusundaki çalışma yönteminin farklı olduğunu ve sorunun bu farktan kaynaklandığını dile getiren Demir, SEİS'in sorunun çözümü konusundaki önerisini şu sözlerle anlattı:
"Sektörün, sorunun çözümü konusundaki fikri çok net. Nisan 2016'da alınan EKK kararları hayata geçirilmeli. 'Şu mu olsun, bu mu olsun' demeye gerek yok. EKK'deki bakanlarımız, bürokrasi ve üniversiteler vaktiyle ortak bir karara varmışlar."
Alınan kararların üniversitelerin geçmişten gelen borçlarının defaten ödenmesi ve döner sermayedeki personel yükünün genel bütçeye alınması gibi konuları içerdiğini belirten Demir, 2016 yılı itibarıyla üniversite hastanelerinin bütün sektörlere olan borcunun 5 milyar 522 milyon lirayı bulduğunu bildirdi.
Demir, üniversite hastanelerinin ödeme sorunları devam etmesine karşın, Sağlık Bakanlığı ile ilgili ödemelerin sektörü bu zamana kadar ayakta tuttuğunu, buradaki bozulmanın sistemi de etkilediğini söyledi.
KDV farklılığı sorunu
İthal edilen ham madde ile mamul ürün satışında uygulanan KDV oranlarındaki farklılığa da değinen Demir, ham madde alınırken yüzde 18 KDV ödenmesine karşın ürün satılırken oranın yüzde 8 olduğunu bildirdi.
İthalatçının ise yüzde 8 KDV ile ürünü alıp aynı orandaki KDV ile sattığını dile getiren Demir, bu durumun piyasada rekabet koşullarını bozduğunu ifade etti.
Demir, KDV iade sürelerinin uzunluğuna da işaret ederek, KDV'nin ödenmediği zamanlarda oluşan finansman yükünün firmalar tarafından üstlenildiğini belirtti.
İthalat ve satışta tek KDV oranı uygulanmasını beklediklerinin altını çizen Demir, şunları kaydetti:
"Burada en önemli konu ithalatçıların bitmiş ürünü yüzde 8 KDV ile alıp aynı oranda satmaları. Bizim yüzde 18'e alıp yüzde 8'e satmamız. Örneğin yabancı bir stent üreticisi ürünü yüzde 8 KDV ile ülkeye sokuyor, yüzde 8 ile satıyor. Yerli üretici ise ham madde aldığı için yüzde 18 KDV ile ürünü alıyor, işliyor, yüzde 8 ile satıyor. KDV farklılığı birçok sektörü ilgilendiriyor. Biz, bütün sektörler için oranın yüzde 12 olmasını istiyoruz."